Rüya mı?...

11 0 0
                                    


     'Ve bir gün tanrı ikisini cezalandırdı...'

''Ahh böyle film mi biter ne biçim bir son! Saat üçe kadar bu son için mi izledim ben seni. Of çıldıracağım. Bari izlediğim filmler mutlu sonla bitseydi.''

Yatağıma yattım saat 3.16. Yarını düşündüm''kalk-işe git-yat'' İşte bu kadar kısa sürdü. Üzerimde çok büyük yorgunluklar, kırgınlıklar, yalnızlıklar var. Ama benim düşünmek istediğim tek şey yarın. Geçmişi düşününce içinden çıkılmaz bir hal alıyor ve günlük üç saat uyuyabildiğim uyku bile hiç saat oluyor. O yüzden şimdi sessizce gözlerimi kapıyorum.

3.45- uyudu

Gözlerime hafiften ışık vurmaya başladı. Perdeyi mi açık unutmuştum acaba? Saat çalmadığına göre gözlerimi biraz daha kapalı tutabilirim diye düşündüm. Sarıldığım bir şey var gibiydi. Bir şey.. elimi gezdirdim ardından gözlerimi zorla da olsa araladım.

-günaydın hayatım... diyerek fısıldadı biri. Başımı hafif yukarı kaldırdım ve gülümsedim.

-gü... kaldım. Yanımda biri yatıyordu. Birkaç kere gözlerimi kırpıştırdım. Ona sarılıyordum. Ve çıplaktı. Ne çıplak mı? Umarım sadece üstüdür...

-AAAAAAAAAAAAAAAaaaaAAAA!!!! Bağırarak yataktan doğruldum. Çıplak olduğumu fark ettiğim an bağırışımın sesini daha da yükselttim. Hemen örtüyü üzerime çektim. Olamaz o da çıplaktı. KAPAT ÜSTÜNÜ KAPAT! Diyerek yan tarafa baktım hemen alttaki çarşafı örttü.

- Alya! Noluyor sakin ol iyi misin?

-Ne sakini be! sen kimsin? Nerdeyiz?

-Nerde miyiz? Evimizdeyiz hayatım, nerede olacaktık?

- Evimiz? Beni kaçırdın mı? Ne yaptın bana çabuk söyle yoksa polisi ararım şerefsiz herif!

-Alya kafayı falan mı yedin? Altı senelik evliyiz biz ne kaçırması!

-Ver telefonumu polisi arayacağım, yoksa bütün ülke duyana kadar bağırırım.!

-Polisi mi? Al ara. Memnun olurum. Diyerek telefon uzattı. Aldım telefon şifre istedi.

-Şifresi ne bunun?

-Alya o senin telefonun. Ne demek şifresi ne bunun ?

-Benim mi? Sen beni gerizekalı falan mı sandın. Kendi telefonunu verdin ama hızlı arama diye bir şey var hatırlatayım. Diyerek polisin numarasını tuşladım.

'' Alo polis mi? Şuan biri tarafından tutsağım. Lütfen buraya gelip bunu yakalayın! Adres mi? Bilmiyorum. Tamam hattayım siz bulun.''

Bir yandan telefonla konuşurken diğer yandan kötü kötü beni kaçıran kişiye bakıyordum.

- YA! Alya gerçekten şuan polis hatta mı?

- Evet!

- Ver şu telefonu! Elimden telefonu aldı. Ve aramayı sonlandırdı.

-YA SEN CİDDEN ARADIN MI? Diyerek ayağa kalktı o an yerin dibine girsem daha iyiydi diye düşündüm hemen kafamı duvara çevirdim.

-Mal mısın üstüne bir şey al!! Diye bağırdım.

Beline çarşafı sardı. Aynanın altındaki çekmeceyi açıp kırmızı defter çıkarttı ve bana doğrulttu. Üzerinde evlilik cüzdanı yazıyordu. Aldım içini açtım ve o an dondum kaldım. Bu nasıl olabilirdi.

-BAK 2010'DA evlendik biz. Kalk hastaneye gidiyoruz.

-Ne evlenmesi ya ben daha dün ... rüya mı? Seni tanımıyorum bile. Diyerek kendimi çimdirdim. O da ortalıktan kaybolmuştu döndüğünde birkaç parça giysi getirip yanıma koydu.

-Giy bunları doktora gidiyoruz.

- YAA! Ben hasta değilim ne doktoru asıl polise gidiyoruz. Ayrıca bunlar ne? Bu kadar ciddi giyinmem ben. Kot pantolon- tişört falan ver bana.

- Ordan işe geçersin ne kot tişörtü?

- Ne işi? Hiiiii iş evvah geç kaldım! Bu sefer kesin kovacak beni. Dön arkanı dön dön!

-Arkamı dönmek mi? 10 senedir seni giyinirken seyrediyorum. Seni gerçekten doktora götürmem lazım.

Dönmeyeceğini anlayınca üzerimdeki örtüyle odadaki kapıya baktım koridordu sonra diğer kapıya baktım heh, çok şükür ki lavabo. Orada üzerimi giyindim. Saçımı toplayıp çıktım

-Sana adres vereceğim, beni işe bırak iki dakika?

- OFFF kafayı yiyeceğim...

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Aug 01, 2017 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

DeğişimWhere stories live. Discover now