"Taehyung..."Yanağını Taehyung'un yanağına hafifçe sürterken fısıldadı. Taehyung gözlerini kapatmıştı. Jimin ellerinden biriyle karnını okşamaya başladığında iri elini kendisinin yanında küçük kalan elin üzerine yerleştirerek onu durdurmaya çalıştı.
Başarmıştı da.
Jimin onu birden kendine çevirip sırtını kenardaki duvara dayadı. Boyu ona göre biraz kısa kalsa da Taehyung hiç bu kadar küçük hissetmemişti.
"Güzelsin, Taehyung. Hem de o kadar güzelsin ki..."
Dolgun dudaklarını yanağına bastırdı. Taehyung kalbinin bir an için teklediğini düşünmüştü.
"Benden uzaklaşmana katlanamıyorum. Ne yaptıysam söyle ki bileyim, düzelteyim. İstersen benden iğren, nefret et. Ama yeter ki beni kendinden mahrum etme. Benden uzaklaşma."
Dudaklarını yanağına sürterek Taehyung'un kırmızı dudaklarını buldu. Küçük bir temas şeklinde başlayan öpücük alevlenmek üzereydi ki Taehyung onu göğsünden hafifçe iterek kendinden uzaklaştırdı.
Onu sevdiğine inanamıyordu. Sevgisine karşılık bulduğuna inanamıyordu. O kadar imkânsız gelmişti ki onun ciddi olmadığını düşünüyordu. Belki de anlamsız şeylerden bir anlam çıkarmaya çalışan mantığı şu anda ters tepmiş ve olanları kabullenmekte zorlanmıştı. Jimin gibi ilahi bir varlığın Taehyung gibi basit birisini sevebileceği ihtimali yok denecek kadar azdı onun için."Lütfen Jimin... B-ben seni seviyorum ve ben... hayal kırıklığı yaşamak istemiyorum. Biz seninle arkadaştık, beni arkadaş olarak görüyorsun. Ben bu-"
Jimin sözünü dudaklarıyla bölüp hemen geri çekildi. Küçük ama etkili olan bu dokunuş Taehyung'un susmasını sağlamıştı.
"Sorun da bu Taehyung. Arkadaşın olmak istemiyorum çünkü seni hiçbir zaman öyle göremedim ben. Benden tiksinirsin sandım, seni kaybetmeyi göze alamadım. Lütfen, bu mutluluğu yaşamama izin ver."
Alnını Taehyung'unkine yaslayıp ellerini yanaklarına yerleştirdi. Başparmaklarıyla okşarken gözlerini kapattı.
"Yıllardır yanında olup da hasret gideremediğim tenini hissetmeme izin ver. Bırak susuzluğumu seninle gidereyim. Benim ol Taehyung, her şeyinle."
Gözleri dolan Taehyung küçük bir gözyaşını serbest bıraktı. Onca zaman çektiği acının karşılığı böyle olacaksa, o acılarla tekrar yüzleşmeye hazırdı.
Hayatının merkezine koyduğu insan tarafından sevilmek... tarif edemeyeceği bir hazdı.
Jimin Taehyung'un dudaklarını tekrar esir alırken tek elini pantolonun üzerinden belli olan penise götürüp hafifçe sıktı. Ağzının içine doğru inleyen Taehyung ile gülümsedi. Bu sesi duyabilmek için her şeyini verebilirdi.
Elleriyle bacaklarından kavrayıp onu yukarı doğru zıplattığında Taehyung Jimin'in kucağına yerleşmiş, boynuna kollarını dolamıştı. Hayalini kurduğu bedene bu kadar yakın olmak başını döndürüyordu.
Jimin el yordamıyla mutfaktan çıkıp odaya ulaşmaya çalışırken birkaç kere etraflarındaki eşyalara çarpmışlardı, hatta bazıları kırılmıştı bile. Ama o anda birbirlerinden başka hiçbir şeyle ilgilenmedikleri için o eşyaların derdine daha sonra düşmeye karar vermişlerdi.
Odanın kapısını zorlukla açan Jimin kapıyı arkalarından hızla kapatıp Taehyung'u duvara yasladı. Alt bedeniyle onu desteklerken hınzır elleri çoktan onun tişörtünü çıkarmıştı bile.
Pantolon kemerini ve fermuarını da çözünce onu yere indirdi ve pantolonunu çıkarıp onu yatağa itti.
Taehyung'un sırtı yatakla buluşunca dirsekleri üzerinde doğruldu. Jimin eğilip boxerının üzerinden erkekliğine küçük bir öpücük kondurunca titrek bir nefes aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Le Mien // VMin // Three shot (M)
Fiksi PenggemarCinsel içerik Boyxboy Lütfen rahatsız olacaklar okumasınlar