D-09/21

613 46 89
                                    

      Nigel'a doğru hızlıca koştu. Hâlâ sırıtırken güzel bir yumruk çaktı. Ne olduğunu anlamayan Nigel, yere düştü. Bundan fırsat bilerek Maya onu havaya kaldırdı ve duvara fırlattı.

      Manyakça sırıtışını biraz daha arttırarak kahkaha atmaya başladı. O kadar çok güldü ki gözünden yaş gelmeye başladı. Nigel bu sırada ayağa kalktı ve Maya'nın suratına tekme attı. Ağzından kan gelen Maya hızlıca ayağa kalkarak Nigel'ın karnına tekme attı.

      Nigel cebinden bıçak çıkardı. İşte tam o sırada Maya'nın başı ağrımaya başladı. Sesli bir şekilde küfür savurdu. Manyakça sırıtan bu sefer Nigel'dı. Bıçağı kavradı.

"Birazdan öleceksin Maya... Hadi çıkar  beni..."

"T-tamam... Nasıl çıkıyorsun?"

"Sadece derin bir nefes al ve bunu yapabilirim de. Gerisini bana bırak."

"Hayal gücümsün sen! Sen aslında yoksun! Beynimin bir oyunusun!"

"Evet. Ben senin hayal gücünüm. Ben aslında yokum."

      Derin bir nefes aldı ve ayağa kalktı. Tam kalkarken Nigel bıçağı savurdu. Geriye gitti. Eğildiği için çenesinden küçük bir sıyrık aldı. Çelme taktı ve Nigel'ı yere serdi. Tekrardan havaya kaldırdı ve duvara fırlattı. Son hamlesiyle bayıltan Maya, iyice yorulup nefes nefese kalmıştı. Damla damla akan ter, çenesindeki kesiğe gelince yanıyordu.

      Kolunda hissettiği acıyla sağ tarafına dönen Maya'nın gözleri karardı ve birisinin kollarına düştü...

"Neredeyim ben? Ortalık neden karanlık? Kimse var mı?"

      Ter içinde hızlıca kalkan Maya, kafasını birisine çarptı.

   "Oww özür dilerim."

   "Sorun değil. Ben özür dilerim. Seni izlememeliydim."

   "İzlemek mi??"

   "Yok o anlamda değil. Söylenip duruyordun. Her neyse. Süprizimi beğendin mi??"

   "Süpriz?"

   "Şu baş ağrısını geçirmenin yolu?"

   "Dur bir dakika! O zaman bana iğneyi enjekte eden sendin? Beni buraya getirende sendin?"

   "Evet. Ee beğendin mi?"

   "Teşekkürler. Artık ondan kurtuldum."

   "Fena benzetmişsin."

   "Hı? Aa evet. Harika benzettim."

      Uzun bir sessizlik hâkim oldu odaya.

   "Imm... Her neyse sen biraz daha dinlen. Bu arada umarım kafanın acıması geçmiştir."

   "Evet, geçti."

   "Güzel. Görüşürüz?"

   "Görüşürüz."

      Canı o kadar çok sıkıldı ki revirden çıktı. Zaten hiçbir şeyi yoktu. Sadece şu deneyden kurtulmak için panzehir gibisinden bir şey aldı o kadar.

   "Bay Storm'un durumu biraz kötü."

   "Onunla konuşmam gerek Bayan Mystery!!"

      Bayan Mystery'nin sözünü dinlemeyen Desmond odaya daldı. Nigel, bir elinde sigara, diğer elinde kanlı bir bıçak vardı. Yerde ise üvey annesi yaralı bir biçimdeydi. Biraz duraksamak istedi ama hiç düşünmeden üvey annesini kucağına aldı. Revirden başka bir odaya götürdü ve hemşire çağırdı. Hemşire orada pansuman yaparken Desmond, babasının olduğu odaya yol aldı. Odaya girdi ve ona en ağır küfürü edecekti ki Maya ağzını kapatarak devam etti:

   "Seni sapık orangutan turşusu!"(TheIcyFire kullanmamın bir sakıncası yoktu umarım??)

      Maya'nın bu sözüne ortamın ciddiyeti bozuldu fakat Maya bundan fırsat bilerek Nigel'a yumruk attı.

   "Ahhh! Lanet olsun! Neden yumruk atıyorsun!"

   "Çünkü kaşınıyorsun Nigel Storm!"

      Desmond hâlâ gülüyordu. Maya ona dönünce susmak zorunda kaldı.

   "Ben gidiyorum lanet olası!"

   "Nereye gidiyorsun Kukla?"

   "Cehennemin dibine lanet olası!"

   "Benide götür kukla."

   "Seni sapık ***!"

      Nigel'ı daha beter ettikten sonra çekip gitti. Kendisini gülmemek için zor tutuyordu. Bahçeye çıktı. Yağmur yağsada güzel bir kahkaha patlattı. Karnı ağrıyordu gülmekten. Aklına o söz gelince daha da çok gülüyordu.

   "Maya, aklına o söz nasıl geldi?"

   "Bilmiyorum. Sinirlenince saçmalıyorum. Orada gülmemek için kendimi zor tuttum." derken ellerini saçlarına temas ettirmeden karıştırmış gibi yaptı.

   "Keşke izin verseydin bende döverdim."

   "O zaman bir sonra ki kaşınmasında kaşıyabilirsin?"

   "Sadece bekle. Oradan çıkınca sana bulaşacak."

   "Bir de kukla diyor sapık."

   "Boşveeer. Burada ben varım."

   "Sen mi beni koruyacaksın?"

   "Bilmem öyle mi?" dedi ve göz kırparak Maya'nın saçlarını karıştırdı.

      Yarım saat daha konuştuklarında çalıların arasından Jessie ile Jonathan
çıkageldi. İlk defa shiplemeden, dostça yanlarına gittiler. Maya, zorla olanları anlatıyordu. Aklına geldikte gülüyordu. O olanları anlatırken, herkes gülmekten yere yapışmıştı...

  

  

     

Denek-09 #wattys2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin