"NE? Hayır anne. Asla olmaz!"
"Yeter Beyza seninle daha fazla tartışmak istemiyorum. Bundan sonra burada babanla yaşamayacaksın. Hemen bavulunu toplamaya başlamalısın.Ve seni almadan gitmeyeceğim. Uçak yarın kalkıyor. Çabuk ol ve toparlanmaya başla. Sonra da arkadaşlarınla son vakitlerini geçir."
Konuşmasını bitirip annemin odamdan çıkmasıyla kendimi yatağa atıp ağlamaya başlamam bir oldu. Durun da size kendimi tanıtıyım. Ben Beyza. 17 yaşındayım. Annem ve babamın ben 4 yaşındayken ayrılmasından sonra babamla yaşamaya başladım. Ve annemle ayda yılda bir görüşürdük. Halimden şikayetçi değildim. Güzel bir hayatım vardı. Ta ki annemin Amerika'dan Türkiye'ye beni yanlarına almak için gelmesine kadar. Annem çok iyi kadındır. Ama Amerika'ya gidip orada annem ve üvey babamla yaşamak istemiyorum. Üvey babam da iyi biri ama buradaki hayatımdan,babamdan,arkadaşlarımdan ayrılmak istemiyorum. Ama buradan zorla götürülüyorum. Annem iyi olduğu kadar otoriter biridir. Her zaman bana sözünü dinletir.
-----------Ertesi Gün------------
"NE? Hayır Beyza ! Buradan gidemezsin! Hayır bizi nasıl bırakacaksın ??!"
"Elif! Lütfen biraz sessiz ol!"
Elif en yakın arkadaşım. Taşınacağımı anlattığımda bütün okulun duyabileceği bir sesle bağırmayı başarmış ve şimdi de ağlıyordu
"Tanrım Elif lütfen ağlama! Yine görüşeceğiz, Söz veriyorum"
Bu sözlerim onun susmasını sağlayabilmiş miydi ? Tabii ki hayır.
Herkesle vedalaştım. Cadı kadın lakabını taktığım matematik öğretmenim bile duyulanmış,bana sımsıkı sarılmış ve hayatımda başarılar dilemişti. Ayrılırken Elif'ın gözleri parlıyordu. Bu parıltının anlamı; aklına yeni bir fikir geldiğinde olurdu. Kim bilir şimdi ne düşünüyordu.
Okuldan çıktım ve eve gidip bavulumu topladım. Herşeyim hazırdı artık.Yarın akşam uçağa binecektik. Yarın da günümü babamla geçirmeye karar vermiştik. Mutfağa gidip masaya oturdum.
Babam "Hoşgeldin meleğim" diyerek anlıma öpücük kondurduktan sonra karşımdaki sandalyeye oturdu.
"Yarın beraber vakit geçirelim mi baba ? biliyorsun akşam gitmek zorundayım."
"Vakit geçirebileceğimiz bir zaman dilimi yok. Uçağınız sabah 5de kalkıyormuş."
"NE? Saat 5de mi? Kahretsin." diyerek elimdeki kaşığı fırlatırcasına bıraktım.
"Tatlım. Bunun için üzülme. seni sık sık arayacağım. Zaten arada bir seni ziyarete de gelirim."
Gülümsedim.
"Hadi şimdi git ve yat. Sabah erken kalkman gerecek." diyen babama sarılıp odama gittim. Çok uykum olduğundan hemen uykuya dalmıştım.
--------Sabah-------
"Herşeyini aldın mı ?"
"Evet anne. Merak etme hazırım artık."
"tamam hadi çıkalım."
Babam bizi arabayla havaalanına götürecekti. Eşyalarımızı da alıp arabaya binmdik. Arabada kimse konuşmadı. Havaalanına vardığımızda babamın yardımıyla bavullarımı alıp uçağın kalkmasını beklemeye başladık. Babama son kez sarıldım ve öptüm.
"Seni seviyorum." diye fısıldadı.
"Bende seni baba. Güçlü ol! Sakın.. Sakın ağlama."
"Merak etme meleğim. Seni seviyorum. Çok seviyorum!"
"Yeter ama. Hadi gidelim artık." Şu duygusal anı bozmasan olmaz anneciğim. (!)
Uçakta yerimizi aldık. Ve Amerika'ya uçmaya başladık. Yol çok uzun gelmişti.
"Beyzaa! uyan hadi! geldik."
"Ne? Amerikada mıyız?"
"Evett."
"Yehuu!"
Hemen toparlandım ve uçaktan indik. Biraz ileride bir adam bize el sallıyordu.
"Anne, şu el sallayan adam Jack mi ? (Jack: üvey babası.)"
"Evet tatlım."
Annem koşup Jack'e sarıldı. Sonra ben de sarılmak zorunda kaldım tabi. Daha sonra da yenievime doğru yol almaya başladık. Geldiğimizde arabadan indik ve o muhteşem evi gördüm.
"Burası bizim yaşayacaımız yer mi?"
"evet canım."
Çok büyük bir evdi. 2 ya da 3 katlıydı. Kocaman bahcesinde havuz bile vardı. İçimdeki Beyza bu eve ıslık çalmıştı ama gerçek Beyza gülümseyip kibarca bahceden içeri girmişti.
Kapıyı açtıktan sonra annem odamı gösterdi. 2. katta güzel bir odaydı. Annem evi gezdirmek istediğini söylediğinde ben de kabul ettim. Alt katta mutfak, salon ve oturma odası vardı. 2. katta benim odam, bir tane daha oda ve bu ikisinin tam ortasında bir banyo vardı. Son katta ise annemlerin yatak odası, banyo ve kıyafet odası gibi bir yer vardı. Ev çok güzeldi. Çok hoşuma gitmişti. Hemen odama gidip eşyalarmı yerleştirdim. O sırada annem seslendi.
"Beyza! yemek hazır taltım. seni bekliyoruz."
"Tamam anneciim hemeen geliyorum"
Hemen saçımı topladım ve aşağıya indim. O da ne ? Tanrım o masaki kim ? çok taş bir çocuk daha masada annemin yanında oturuyordu. Benimle yaşıt, ya da en fazla 1-2 yaş büyüktü. Çok hoş bir çocuktu.
Annemin sesiyle hayallerimden uyandım.
"Beyza ne dikiliyorsun orda. Gelsene."
Hemen gidip oturdum.
"Bu senin üvey kardeşin Albert. Umarım iyi anlaşırsınız."
Çocuk bana gülümsedi. Ama hiç de içten bir gülümse değildi. Zorunluluktan gülümsediği çok açıktı. Kafama takmadım ve yemeğime odaklandım. Çok açtım. Bu yüzden içimdeki öküz herşeye saldırmayı düşünüyordu ama saygı kurallarına uyarak yemeyi tercih ettim. Yemekten sonra odamda yatağımda müzik dinlerke kapının tıklatılmasıyla kulaklığı çıkardım ve "gir" dedim. Gelen Albert'ti.
"Selam. Lafı uzatmayacağım. Evime geliyorsun. Bu evin tek çocuğu olarak rahat yaşadığım hayatımı mahvediyorsun. Bunlar yetmezmiş gibi bir de tek kaldığım kattaki diğer odaya yerleşiyorsun. Beni daha fazla rahatsız etme ve benden olabildiğince uzak dur. Tamam mı ?"
Kızmıştım. Ayağa kalktım ve Albert'e yaklaştım.
"Sen kendini ne snaıyorsun? prens falan mı? burası senin evin değil. Annemle babanın evi vwe beni de buraya annem getirdi. Keyfimden gelmedim."
"İyi o halde. Senden nefret edeceğim kesin. Benden uzak dur anladın mı?"
"Asıl sen benden uzak duré defol çık odamdan." sözlerimin aksine sesim sakin geliyordu.Albert itiraz etmeden aşağılayıcı bir bakış attıktan sonra odadan çıktı.
Ertesi günü tüm kalbimle bekliyordum çünkü yeni okulumdaki ilk günüm olacaktı.
Pek isteidğim gibi olmadı ve biraz kısa oldu. Ama ileriki bölümlerde heyecanlı ve güzel olacak. Ama vote ve yorumlarınıza ihtiyacım var. Lütfen yardımcı olun bana. (: Ayrıca kapak tasarlayabilecek olan varsa bana bi yardımcı olsun gözünüzü seviyim :D Hepinizi seviyorum Kendinize iyi bakın <3