1.6*

644 71 44
                                    


"Hava bu aralar güzel." 

"Sadece geceleri, bu aralar sadece geceleri güzel." Taehyung derin bir nefes alıp devam etti. "Gündüzleri nefes alınmıyor resmen."

Hoseok onaylamak amacıyla başını salladı. "Yaza girdiğime sevinemedim bile." 

Ah, hayır. Cümle hava ile ilgili değildi. Taehyung bunu pek tabi anlamıştı.

Geldiklerinden beri dakikalar geçmişti ve önlerine konulan içeceklere ikisi daha dokunmamışlardı bile. Olabildiği kadar geciktiriyorlardı konuşmayı sanki ama elbet konuşacaklardı. Taehyung masada sessizlik tekrar başlamadan önce olaya el atan taraf oldu.

"Konuşalım diyen sendin, Jung Hoseok." Konuşmaya devam etmeden önce tek kaşını alaycı bir şekilde kaldırdı. "Yoksa senin bu tarz eylemlerden yoksun olduğun konusunda haklı mıydım?"

Hoseok karşısında oturan çocuğun söylediğine ister istemez güldü. Çok komik olduğundan falan değildi.

"Taehyung, biliyorum, benden pek haz etmiyorsun-" Ellerini saçlarının arasından geçirdi. Gergindi. "Hatta şu an karşında olmam bile senin için hoş değil." Taehyung istemeden sesli düşündü.

"Gerzek." Sesi çok çıkmamıştı, eh, Hoseok duymamıştı zaten. Ama ne yapabilirdi? Ona gerçekten sinirliydi. 

"Ne?" Taehyung elini devam etmesi anlamında salladı.

"Boşver, devam et." Hoseok bir kez daha şaşkınca kalsa bile devam etti.

"Sadece bunun nedenini merak ediyorum. Neden böylesin? Bir ara her şey normaldi, yani-" Taehyung daha fazla dayanamayacağını hissettiğinden Hoseok'un sözünü kesti.

"Senin o normal diye adlandırdığın zamanlar benim için pek öyle olmadı." Bir an gerçekleşen Taehyung'un çıkışıyla Hoseok sadece ne yapacağını bilemedi. 

"Senin o normal diye adlandırdığın siktiğimin zamanlarında sen beni fark etmemiştin bile, Jung Hoseok." 

"Arkadaştık bi-" 

"Arkadaş? Hah, arkadaşmış." Alaycı bir gülüş sergiledi. "-Biz seninle arkadaş falan değildik salak. Sen benimle hiç değildin hemde. Kendimizi kandırmayalım, lütfen."

Hoseok, Taehyung'un gözlerinin dolu dolu olduğunu gördüğü zaman gerçekten üzüldüğünü ve suçlulukla dolduğunu hissetti.

"Sen sevgilinle olan aşkını dolu dolu yaşarken, ben, fark etmediğin o aşık aptalı oynadım ve senin umrun olmadı. Ne yapacağımı şaşırmıştım ben!"

Kendini işaret ederken aynı anda bir damla gözyaşı çenesine doğru süzüldü.

"Sana bakmalarım, konuşmaya çalışmalarım hep alay konusu oldu ama sen bunu bilmekten bile acizsin." Taehyung sakinleşmek için derin bir iç çekti.

İşe, az bile olsa, yaramadı.

"Ya dolabına bıraktığım notlara ne demeli? Hani bir çırpıda ,bakmadan, o salak sevgilinin sözleriyle attığın notlar."

Taehyung cevap vermesi için karşısında dağılmış görünen çocuğa baktı.  Konuşmasını bekledi. Ağzından çıkan herhangi bir kelimeyi bekledi.

Jung Hoseok, tek kelime edemedi.

Taheyung son kez, masadan kalmadan hemen önce, konuştu. 

"Anladın mı şimdi, 'neden'?






*






Bu kadar geç yazdığım için kusura bakmayın, bir türlü bilgisayarımın başına oturamadım. 

Ama sonunda yazabildim ama kısacık oldu, bunun için ayrı özür dilerim.

Umarım beğenmişsinizdir, ben ne yazdım tam anlamadım çünkü...

O zaman bölüme uymayan bir gif koyalım yine;

O zaman bölüme uymayan bir gif koyalım yine;

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Honey Bun ഋ VhopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin