Birinci Bölüm : Mo'nun Gizemi Çözülüyor
!TIP !TIP !TIP !TIP?...
BEBEK,BEBEK,BEBEK?...
BADEM,BADEM,BADEM?...
CESET,CESET,CESET?...
Yukarıdaki sözcükler, günlerdir Ece'nin cep telefonuna gelen gizemli mesajlardı. Doç.Dr.Ece,o gün iki çocuğa beyin ameliyatı yapmıştı.Uzmanlık alanı,çocuk beyniydi.İşlem sırasında ,büyüteçle küçücük beyinlerin kıvrımlarında dolaşırken adeta soluksuz kalıyordu. Beynin katmanları arasında geçen dakikalar,hatta saatler,onun gerçek anlamda yaşamadığı zaman dilimleriydi
Gerçektende ameliyat süresince adeta etli kemikli,kanlı canlı insan olmaktan çıkıyordu.Bazı anlar,sadece enerjiden oluşan gizemli bir varlığa dönüştüğünü duyumsuyordu. Ameliyat sona erince bu duygu hemen sönüp gidiyordu.Ece, ete kemiğe bürünmüş kimliğiyle yüz yüze geliyoirdu .
Zaman zaman, belki de bana, mucizeler yaratan doktor, gözüyle bakilmasinin nedeni,bu değişme halidir,diye dusunuyordu.Sonra, "Başarılarımı fazla ciddiye alıyorum.Dilerim,kendini beğenmişlik hastalığına yakalanmam,"diyerek gülümsüyordu.Ece gerçektende genç yasina karsin çok basarili bir beyin cerrahiydi.Ece, önce Türkiye de,sonra da Amerika ve Avrupa'nın ünlü üniversitelerinde öğrenim görmüştü.Değişik hastanelerde eğitim çalışmaları yaparak yeteneklerini pekiştirmişti. Tam anlamıyla ustalaştıktan sonra da ülkesine dönmüştü.Ama,zaman zaman beyin ameliyatı yapmak üzere yabancı ülkelere de davet ediliyordu.
Ece,sadece beyin cerrahı olarak tanınmıyordu.Yeğeni Burç yüzünden de ailece toplumun belleğinde yer etmişlerdi.Burç genetik bilimcisiydi.Bu alanda yaptığı olağanüstü çalışmalarla adı sık sık dünya gündeminde yer alıyordu. Bilimsel çalışmalarını,kendisi gibi genetik bilimcisi olan sevgilisi Defne (Dafhne) ile birlikte yürütüyordu.İki genç,bu başarıları nedeniyle,bilim dünyasında saygın bir yere sahiptiler.Ne var ki, ilk gençlik çağlarından bu yana, başları dertten kurtulmuyordu.Örneğin,iki kez kaçırılmışlardı.Birinci kaçırılışlarında henüz yeniyetmeydiler. Maldiv Adaları'nda,aileleriyle tatil yaparken, çocukça bir serüven tutkusuna kapılmışlardı.Bu tutkunun etkisiyle Gizemli Dörtlü, diye adlandırdıkları kişileri,izleyip gözlemeye başlamışlardı.
********
Gizemli Dörtlü aslında, dünyaca ünlü, Japon genetik bilimcisi Yuma ve ekibinden oluşuyordu. Bu dörtlü,adı efsanelere geçmiş olan Mo yaratığının peşindeydiler. Mo'ların soyu, iki bin beş yüz yıl önce tükenmişti. Ama Yuma,yine de Mo türünden umudunu kesmemişti.Bu yüzden, yıllardır denizlerde Mo izi sürüyordu.Çünkü Mo yaratığı, denizlerin derinliklerinde,karada ve uzayda yaşayabilen olağanüstü bir varlıktı.Yuma,bu özellikleri nedeniyle ne yapıp edip Mo yaratığına ulaşmayı yaşamının hedefi edinmişti.Cunku ,Mo genlerini insanlara aşılayarak' insan-Mo karışımı,İN-MO-SAN yaratığını türetme düşlerine tutsak olmuştu.
.......
Maldiv Adaları'na, ekibiyle birlikte, bu hedefe ulaşmak için konuşlanmıştı.O gunlerde, başkenti Male Müzesi 'ne,derin denizlerden çıkarılma bir Mo fosili konulmuştu.Yuma ve ekibi,o fosili çalmaya hazırlanıyorlardı.Yuma,o fosilden yeni bir Mo yaratığı üretebileceğini umuyordu.Defne ile Burç, işte bu müze soygunu aşamasında,Yuma ve ekibinin karanlık işlerine karıştılar.Yuma ve ekibi onları, can düşmanları olan Çinli Yuen'in casusları sanıyorlardı.ikisinede düşman gözüyle bakıyorlardı.Gençler yazık ki, kendilerini ne denli tehlikeye attıklarını bilincinde değillerdi.O dönemde, ikiside lise öğrencisiydi.Üstelik, birbirlerine öylesine tutkundular ki!...
BI DAHAKI BÖLÜMDE GÖRÜŞMEK ÜZERE.••• : D