2. Bölüm

111 9 1
                                    

Arkadaşlar ben Türkçe okuma yazmayı 5yıl önce öğrendim. Bu yüzden imla hatalarım için kusura bakmayın. Iyi okumalar .

Ve kapıyı yavaşça açdım...

Kapıyı açmamla kapatmam bir oldu. Annemlerin odasından bir ses duyar duymaz odama gittim.

Offf yaaa ne var o odada. Yarın o odaya bakmam lazım. Ben şimdik nasıl uyicam. Sabaha kadar kafayı yerim. Neyse yatağıma girim belki uyurum. Pijamalarımı giyip yatağıma girdim.

Saatlerce tavana boş boş baktım.

............

"Dıt Dıt " noluyo yaaa.Telefonu alıp baktım saat 7:35 . Off ya bugün okul var. Yataktan çıkıp üstümü gidim. Aşağı salona indiğimde annemler kahvaltı yapıyorlardı.

"Guten morgen " diyip ,geçdim sofraya. Aaa aklıma çok iyi bir fikir geldi. Bunlar işe giderse evde tek kalıcam .

"Mama başım çok ağrıyo , bugün okula gitmesem ." dedim ve suratımı astım.

"Hmmm tamam ama dışarı çıkmak yok"

"Tamam mama" dedim ve hasta rolü yaparak odama gittim ve elimde anahtarla onlar gidene kadar bekledim. Kapı sesini duyunca aşağı indim ve salona baktım. Kimsenın olmadığını görünce koşarak yukarı çıktım. Anahtarı cebimden çıkarıp kapıyı yavaşça açtım.

Odada bi masa ,dolap... Burası bildiğin çalışma odası. Duvarda resimler vardı. Resimlere baktığımda şok oldum. Bi adam, annemle beraber. Acayip samimi lerdi. Annemi hiç bukadar mutlu görmedim. Yani bildiğin kadının gözlerinin içi gülüyordu. Masanın üzerinde bi çanta gördüm. Hemen çantayı açıp içine baktım. Çek defteri, iş yerleri kartları... Bi pasaport buldum,içinde 40-45 yaşlarında bir adamın resmi vardı. Kim bu adam?

Diiinnnn dooonnnn...

Allahım Buda kim ya. Pasaportu cebime koyup ,odanın kapısını kilitledikden sonra aşağı indim.

Kapıyı yavaşça açdım ;

"Ohhhh " kapıdaki antonmuş, nekadar rahatladım anlatamam.

"Inci iymisin noluyo."

"Yok bişeyim iyim, ama sana birşey göstereceğim, içeri gel."

"Odaya girdim."dedim.

"Eeeeee ne vardı odada?"

"Sorma haydi gelde kendin gör." Dedim ve yukarı çıktım. Kapıyı açıp içeri girdim.

"Okadar sakladıkları yer burasımı yani."dedi Anton etrafa bakarak.

"Evet yani ,gibi."

"Nasıl yani?" Dedi bana şaşkın şaşkın bakarak.

"Yaaa bilmiyorum ama burda sakladıkları birşey var."

"Ozaman bizde onu buluruz."dedi Anton bana bakarak.

"Aaa buarada, ben bir pasaport buldum ."

"Veresene bi bakalım."

Pasaportu cebimden çıkarıp ona verdim. Biraz bakdıkdan sonra;

"Ya bu sizin akrabanız mı?" Diye sordu.

"Bilmiyorum " dedim

"İbrahim " diye mırıldanıyordu Anton

"Bu isim bana biryerden tanıdık gerliyor ama nerden."nerden nerden hatırlıyorum ben bu ismi.

"Tabiya "

"Noldu, hatırladınmı."diye sordu Anton merakla.

"Ya şu Türkiye'de kullandığımız kimlik vardıya."

"Eeee"

"İşte onda baba adı'nın yanında İbrahim yazıyordu."dedim. Anton şaşkın birşekilde

"Nasıl yani bu adam senin baban mı?"dedi.

" Bilmiyorum."dedim şaşkın şaşkın ona bakarak.

"Yaa sen hiçmi sormadın neden burda İbrahim yazıyor diye."dedi

"Bir kere sordum, mırıldanıp durdular yanlışlık mı ne olmuş. Birdahada sormadım."

"Ozaman bizde gidip kontrol edelim."dedi Anton bana bakarak.

"Peki nerden kontrol edicez?"dedim şakın şaşkın ona bakarak

"Hadi hazırlan Rataus'a gidiyoruz."dedi ve odadan çıktı. Bende pasaport 'u ve çantadaki resmi alıp odadan çıktım. Tabi odanın kapısınıda kilitledim.

Hermen üzerime bir ceket aldım ve aşağı indim. Dişarı çıktığımda Anton çoktan bir taksı çağırmıştı. Taksiyle yaklaşık on dakika gittikten sonra Rataus'a gelmiştik. İçeri girip danışmana nüfus işlemlerin nerede yapıldığını sorduk. Danışmandaki kadın bize 2.katta olduğunu söyleyince bize merdivenlere yöneldik. 2.kata çıktık.

Şuan kendimi çok kötü hissediyorum. Ya o adam benim babamsa. Peki bunu benden neden sakladılar.

...................

"Inci, inci, inci"

Bağırışmaları duyunca gözlerimi yavaşça açmaya başladım. Gözlerimi açdığımda kendimi yerde buldum.

"Noldu bana?"diyerek yavaşça ayağa kalktım.

"Bayıldın. Bist du gut."dedi Anton telaşla.

"Ja, ich bin gut "dedim ve Anton'un yardımıyla yanımdaki sandalyeye oturdum.

"Sen aldınmı evrakları?"deyi sordum. Anton evet dercesine kafasını salladı ve bana bir zarf uzattı. Zarfı elime aldım, ben zarfa baktım zarfda bana.

"Anton duvarlar üzerime üzerime geliyor. Lütfen beni buradan çıkartırmısın."dedim ve yavaşça ayağa kalktım. Anton koluma girdi ve beni dışarı çıkardı. Dışarda biraz yürüdükten sonra bir banka oturduk.

Zarfı elime aldım ve sadece baktım. Gözlerime yine laf geçiremedim. Kendimde en nefret ettiğim özellik bu işte. Gözyaşlarımı hiç kontrol edemem.

Anton gözyaşlarımı sildi ve gözlerimin içine baktı.

"Anton sen beni hiç bırakma olurmu."dedim ve boynuna sarıldım. Oda bana sıkı sıkı sarılara;

"Asla."dedi. Biz Anton la iki yildır çıkıyoruz. Hani Türkiye de derlerya 'biz citti düşünüyoruz' diye bizimkide ondan işte.

Zarfı tekrar elime aldım.

Ve yavaşça açdım...

O oda..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin