-2-

90 5 0
                                    

Multimedia'da Kristen ve giydiği elbise var:))

_____________

Jeas elime uzanıp tutunca ilk başta irkildim ama sonra elime bir şeyler yazmaya başladığını fark ettiğimde ne yazdığını anlamak için öne eğildim.

"Bu benim numaram, yarın akşam 11.30'da hazır olduğunda beni ara."

Gülümsedim. Gözlerimi kısarak beni yarın akşam götürmek istediği yer hakkında bilgi edinmek istercesine yüzünü incelemeye başladım.

"İpucu ver."

"Hayır."

Kaşlarımı çattım.

"Bana öyle bakma, ipucu falan yok."

Dudağımı büzüp ayağa kalkmak için harakete geçtim.

"Nereye?"

"İşe dönmem lazım."

Ayağa kalkıp sıkıcı sandalyeme ilerlemeye başladığımda Jeas'in bakışlarını sırtımda hissediyordum.

Umut vermek...

Hayatımda nefret ettiğim iki kelime. Hiç bir konuda hiç kimseye umut vermem. Daha doğrusu vermemeye çalışırım. Çünkü insanlar beklentileri karşılanmadığı durumda hayal kırıklığı yaşarlar. Bu ise bütün umutlarının,bütün hayallerinin iki kelimeyle yıkıldığın ifade eder.

Şuan umduğum tek şey Jeas'e saçma ve çocukça bir umut vermemiş olmam. Çünkü Jeas'ı her ne kadar yeni tanısamda onu kırmak istemiyordum.

Kitabımımı elime alıp karıştırmaya başladım. 1 saat daha kitap okuyup zaman geçirebilirdim. Telefonumda saate baktım.

08.20

Kendimi kitaba vermek için elimden geleni yapıyordum fakat aklım Jason'ı nasıl ikna edebileceğim takılıyordu. Belki Demi Jason'ı ikna etme yolunu bulurdu.

Birkaç dakika kitabımla ilgilendikten sonra kafamı kaldırıp tekrar etrafı taradım. Etrafta koşturan küçük çocuklar, masalarda flört eden çiftler vardı.

Bıkkınlıkla nefesimi dışarı verdim ve telefonumu açtım.

08.45

Güzel, bir kaç dakika sonra işim bitiyordu ve bu cehennemden kurtuluyordum. Kesinlikle Demi'yi bulmak ve olanları anlatmak istiyordum. Ama o muhtemelen yandaki büyük havuzdaydı. En iyisi ona mesaj çekmekti.

Ben: Demi yardımına ihtiyacım var.

Demi: Konuya bağlı ;)

Ben: Yarın akşam bir planım var ama önce abimden kurtulmam lazım.

Demi: Ne planıymış bu?

Elimde Jace'in yazdığı telefon numarasına baktım. Demi'ye anlatmalımıydım yoksa geçiştirmeli miydim?

Ben: Önemli bir plan değil. Sadece abim oralardaysa onu bir yere davet et yarın akşam için.

Demi: Ben mi!?

Bu mesaj diğerlerin açık farkla hızlı gelmişti. Haklıydıda... Bu binevi Jason'a çıkma teklifinde bulunmak gibi bir şeydi. Ama tek şansım buydu.

Ben: Size baş başa yemek yiyin demedim. Sadece onu maç izlemeye falan davet et.

Demi: Unut bunu ben yokum.

Ben: Beni yanlız bırakmayı mı düşünüyorsun?

Demi: Bunun acısını çok kötü çıkaracağım. Bana fena borçlandın Kristen. Imm.. Buldum. Bu borcu yarın akşamki planını söyleyerek ödeyebilirsin...

HATAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin