Buried Alive

94 4 0
                                    

                                                                              Rüzgar Mavisi 

     Huzur kenarında uzandım. İnsanlar buraya deniz kenarı diyor. Bir mavilik sardı her yanımı. Kulağımda mavi mavi esen rüzgar ile masmavi dalgaların kıyıya vuruş sesleri... Her yanım mavi, fakat zihnim karanlık. Düşüncelerim simsiyah. Zaten çoğu zaman siyahlarım mavi olsun diye gelirim buraya. Bu yüzden fazla uzak kalamam denizden, maviden. Eğer çok uzak kalırsam karanlıkta boğulurum. Ben denizde boğulmam. Siyahta boğulurum. Kurtar kurtarabilirsen. 

      Ah... Tam da burası. Dört numaralı sahil. Ne çok anı var burada, ne çok insan... Oysa hepsi geçmişte. Geçmiş oldular. Böylesine güzel bir yerde geçen anılarımın çoğunun sonunun kötü oluşu ne ironiktir. Anlıyorum ki, kalpte yer verilen herkes maviyi hakketmezmiş. Fakat onca hüzünlü anıya, onca hüsrana rağmen en sevdiğimdir deniz. Her şeyi bir kenara bırakır da denizi bir ayrı severim.

     Dalıp gidiyorum sürekli. Uzun, uzun... Aklımda hep hatıralar. Ne de güzelmiş eskiler diye düşünüyorum. Özlüyorum da aslında. Bir müzik çalıyor kulağımda ki duygularıma tercüman. Ağlamak geliyor içimden. Gözlerim dolacakmış gibi oluyor. Ağlayamıyorum. Gözlerim bile "Yeter. Ağlama, unut artık." diyor. Fakat insan severse nasıl unutabilir ? Unutursa buna sevmek denir mi ? Peki sevilen unutulacaksa, yazık değil mi onca sevdaya ? Sahi daha kaç şişe şarap lazım unutmak için ? Unutmak bir kurtuluş mudur ? Kaç nefes daha gerek sigaramdan ? Kaç gözyaşı düşer sevilen unutuluncaya kadar ? Sayılar buna yetmez. Çünkü sayılarla sevilmez. Kimse kalbini yüzdelere bölüp dağıtmaz. Ne sayılar ne de harfler yeter bendeki seni anlatmaya. İşte hep bu yüzden kaybederim. Beş para etmez insanları sonsuz severim. Ama olsun, onlar beş para etmesin. Ben yine sonsuz severim. Ne kadar sonsuz sevsem de sonunda hep onsuz kalırım.

       Hava kararıyor. Her yanı buram buram hatıra kokan şehrimin sokaklarında yürüyordum. Aklımda ise canımın acısı. Evet, onun adı canımın acısı. Onu nasıl anlatsam bilemiyorum. Her günümüz birlikte geçerdi. Sabah kahvaltısından, uyuyana kadar beraber olurduk. Her şeyimiz ortak olmuştu. Ayrılmazdık birbirimizden. Tüm zamanlar, tüm mekanlar bizimdi. Geceleyin bile ayrı yataklarda birbirimize sarılarak uyurduk biz. Öyle karışmıştık ki birbirimize... Hiç bitmeyecekmiş gibi sevdik. Pardon. Sevdim. 

Ben onun ne zaman istesem nedenini bile sormadan sımsıkı sarılışını sevdim. Boynumdan öpüşünü, gözlerimin içine gülümseyişini, hiç benim olmamasına rağmen her zaman benim oluşunu sevdim. Büsbütün sevdim onu. Her şeyiyle, canımın son damlasına kadar sevdim.Dolayısıyla o benim canım oldu. Sonra benden gitti, acısı oldu.

     Etrafa bakınıyordum. Her taraf canımın acısı. Her yer onunla geçen vakitler... "Artık bitmesi lazım bu acının." diyordum kendi kendime. "Yeter artık, sevme. Bırak canın olmasın acın olsun. Acın olarak kalsın ki tecrüben olsun." Böyle böyle hakim olmaya çalışıyordum kendime, başım öne eğik yürürken. Sonra garip hissetmeye başladım. Üstelik bu hissi biliyordum. Bir yerden tanıdık geliyor... Başımı kaldırdım yürümeye devam ederken. Birden affalladım. O. Canımın acısı. Tam karşımdan geliyordu. Gözlerinin içine bakıyordum, yüzünde hiç bir ifade yoktu. O, önce beni baştan aşağı süzdü sonra yüzüme baktı zaman birimi olarak çok kısa ama bana göre sonsuz denebilecek bir süre zarfında. Giderek yaklaşıyordu. Vücudum uyuşmaya, kalbim delicesine atmaya başlamıştı. Çok uzun zaman olmuştu görmeyeli. Biraz daha yaklaşınca kafasını öne eğdi ve öylece yürüyüp geçti yanıbaşımdan. Çaresiz ben de başımı öne eğip devam ettim yoluma. Bir zamanlar canım olana şimdi bir selam bile verememek çok zor geliyor. Bu duygunun tarifi yok. Aklından neler geçirmişti bana bakarken ? Önceden olsa bakışlarından anlardım ne düşündüğünü. Söze bile gerek kalmazdı. Kalplerimizle konuşurduk biz. Şimdi ise bakışlarındaki manayı bile anlayamıyorum. Yazık ki ne yazık. Ona değil, bize değil, zamana hiç değil. Bana yazık. Bir insan bu kadar sevilir mi hiç ? Evet, ben hep bu yüzden kaybederim. Sayılarla sevmem, harflerle sevmem, zamanla sevmem. Olsa olsa renklerle severim. Mavi gibi, yeşil gibi... Ama olsun. Ben sonsuz renkler gibi sonsuz seveyim de kaybeden olsam da olur. Zaten iyiler hep kazanır derler. İyiler hep kendilerini düşünürler. Kendilerine iyidirler onlar. Ben kötüyüm. Birini sonsuz sevebilecek kadar kötüyüm kendime. Ben kaybedenim. Asla kazanan olmadım. Onlar kazanmak için çabalasın. Ben kaybedenim. İyi olan kazansın.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 13, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Buried AliveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin