1.Heykel

15 1 0
                                    

Arkadaşlar 3 sene sonra tekrar geri döndüm. Bir önceki hikayemi yarım bırakmıştım fakat beğenildiği taktirde bu hikayemi sonlandıracağım. Sonunu bile planladım :) Sİz beğendiğiniz sürece ben devam edeceğim :)

Bu gürültü... Bu gürültüde neyin nesiydi böyle? Gözlerimi açmaya çalışıp saate baktığımda 8 olduğuna inanamadım. Gözlerimi ovuşturup tekrar saate odaklandığım da saatin cidden de 8 olduğunu gördüm. Hangi hadsiz bu kadar gürültü yapabilirdi? Cidden öfkelenmiştim. Kalkıp camdan dışarıya baktığımda yan taraftaki eve eşyalar taşındığını gördüm. Oturduğumuz semt iyi halli ailelerin semtiydi. Zengin değildik ama iyi yaşıyorduk. Yan tarafta bundan önce bir aile kalıyordu. Biraz sıkıntılı bir aileydi. Şikayetler üst üste gelince taşınmak zorunda kalmışlardı. Yeni taşınanlar ilk adımda bende iyi izlenim bırakmamışlardı çünkü uykumun bölünmesi hayatımda en nefret ettiğim şeylerin başında geliyordu. Perdeyi çekecektim ki gayet dikkat çeken bir araba evin önünde durdu. Camları filtreliydi ve içeriyi göremiyordum. Arabadan inecek kişiyi merak etmiştim. Öylece durdu. Sonra kapı açıldı ve havalı sayılabilecek bir genç arabadan indi. Uzun boyluydu ve sırtı dönüktü. Yüzünü görme merakıyla gözlerimi kısıp baktım fakat iki adım yürüdü ve durdu. Sanki düşüncelerimi duymuş gibiydi. Evden bir adam çıktı ve bu gencin yanına gidip bir şeyler söyledi. Şöyle bir baktım da, adam bu heykelin yüzüne bakmak için kafasını yukarıya kaldırması gerekiyordu. Tepkisiz halde durdu. Adam eve tekrar girdi. Çalışanlarıydı herhalde. Bu saçma merakımı anlam verememiştim. Bu düşüncelerle yan komşuyu izlerken bir anda kafasını omzunun üstünden çevirdi ve olduğum yere baktı. Refleksle perdeyi çektim. Kahretsin dikizlerken yakalanmak iyi olmamıştı. Cesaretimi toplayıp tekrar perdeyi açtığımda orada yoktu. Yüzünü tam göremesem de demin ki sözümü geri alıyordum cidden havalı bir komşumuz olmuştu.

Uyku denen bir şeyde kalmamıştı. Duş alıp kendime gelmeye karar verdim. Kahvaltıya indiğimde herkes çoktan yerini almıştı.

-Bugün Afra hanım erkenci

Omuz silktim. Babama laf yetiştirecek halde değildim. Omletimin başına oturdum ve annemin çayımı doldurmasını bekledim. Annemle babam yine gündemde olan şeylerden sohbet ediyorlardı. Her gün aynı tantana.

-Yeni komşularımız taşındılar nihayet.Umarım bunlar normal insanlardır.

Annemin sözüyle düşüncelerim dağıldı.

-Evet biliyorum, bilmemek mümkün değil zaten. Sabah uykusu denen bir şey kalmadı bu sabah.

Babam kikirdedi.

-Yakışıklı bir de oğulları var. Aynı okuldasınız.

Babamın bu semtte bilmediği bir şey var mıydı acaba?

-Sabah camdan bakarken gördüm. Kasıntı bir şeye benziyor. Her neyse. Ben Ecelere gidiyorum. Son tatil günümüzü beraber geçirelim diyoruz.

Annem gülmeye başladı.

-Sanki her gün beraber değilmişsiniz gibi

Haklıydı yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi. Çocukluk arkadaşımdı.Tek kız kardeşimdi benim. Yukarı çıkıp kot şort ve üstüme beyaz bir tişört geçirdim. Ayakkabılarımı giyerken annem başımda dikildi.

-Yan komşuya hoş geldine gidiyorum gelmek ister misin tatlım?

Elinde ki tabakta kek vardı sanırım. Tabi ya, yeni komşu ve tanışma faslı. Ama içimden gitmek gelmiyordu.

-Ben almasam daha iyi anne...

Kapıdan beraber çıktık. Kafamı yan komşunun kapı önüne çevirdiğimde içeri giren heykel çocuğu gördüm.

Kaderim SensinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin