2.Beyaz Atlı Prens

6 1 0
                                    


-Geldiğinden beri salak salak sırıtıyorsun Afra... Afra?

Ece'nin sesiyle irkilmiştim.

-Seni eve bırakan havalı çocuğu mu düşünüyorsun?

Kolunu cimcikledim. Gülmeye başladık. Evet sanırım düşünüyordum. Hala etkisindeydim. Böyle soğuklukta ve kabalıkta başka bir insan tanımamıştım. Böyle olmasının sebebi neydi çok merak ediyordum doğrusu. Çocukluğuna falan mı inmek gerekliydi? Onunla ilgili daha çok şey bilmek istediğimi fark ettim. Onda farklı bir şeyler vardı. Buda onu daha çekici hale getiriyordu.

-O... o çok tuhaf birisi.

Yastığı suratıma fırlattı.

-Etkilenmişsin tatlım! Zaten o araba altındayken etkilenmeyecek kız olmadığını düşünüyorum doğrusu.

Omuz silktim. Onun bu gizemli havaları resmen beni çöz der gibiydi. Bende dünden razıydım zaten.

Babam annemi yemeği çıkartmıştı. Bende geç saatte olsa eve dönmek istedim. Başkasının evinde kalma fikri bende pek iç açıcı gelmiyordu. Rahat edemiyordum.

-Geç oldu kal diyeceğim ama...

-Cevabı biliyorsun kuzu. O yüzden sağdan sağdan evime doğru yürüyeceğim.

Ecelerin evi yürüme ile 20-25 dakka sürerdi. Bu gün de zaten yürüyesim vardı. Düşünmem gereken şeyler olduğunu biliyordum. Yürümek her zaman iyi geliyordu. Saat çok geç de değildi. 9 olmuştu. Yoldan nadir araba geçiyordu. Güzel bir akşamdı. Derin bir nefes aldım. Gözümün önüne hep Yaman gelip duruyordu. Keskin yüz hatları, kirli sakalları, tavırları... Başıma bela olacak gibisin demişti. Haklı çıkabilirdi.

Evime giden yolun son sapağından dönerken arkamdan kahkaha sesi duydum. Hafifçe geriye baktığımda 3 erkeğin arkamdan sallana sallana geldiklerini fark ettim. Buralarda pek öyle karşılaşılmazdı bu tiplerle ama korkmuştum. Adımlarımı sıklaştırdım ama koşma gereği duymadım. Saat erkendi, tehlikeli bir durum olamazdı.

-Hey! Dursana, bir dakika bir şey sormak istiyorum!

Dönüp bakmadım. Nefes alışverişlerimiz hızlanmış gibiydi. Birden ayak sesleri hızlandı ve bir anda 3 serseriyi etrafımda buldum.

-Sana dur demiştik.

Biri kolumdan sıkıca kavradı. Kurtulmaya çalıştım ama maalesef gücümün onlara yeteceğini sanmıyordum. Bacak aramda bir el hissettim.

-Beni rahat bırakın!

Geriye doğru tekme savurdum. Çırpındım ama gücüm yetmiyordu. Leş gibi alkol kokuyorlardı. Tanrım yardım et. Çığlık atmaya başladım. Biri ağzımı kapatmaya çalışırken elini ısırdım acıyla bağırdı ve tokat attı. Bir anda kendimi yerde buldum, kafamı kaldırıma vurdum. Yüzümün ve kafamın acısıyla afalladım. Kollarımdan bacaklarımdan tutmuşlardı.

-Siz 3ünüz, canınız sanırım dayak yemek istemiş değil mi? Bu yaptığınızın başka açıklaması olamaz.

Bu sesi duyduğumda anlık bir şok geçirdim. Kollarımı tutan eller gevşedi. Allahım bu Yamandı! Kaldırımın ortasında uzakta duran silüeti görmeye çalıştım. Yaklaştı ve cidden de Yamandı.

-Hep böyle olmaz mı? Bir anda beyaz atlı prens çıkar ve kötü adamlardan masum bir kızı korur.

3 serseri kahkaha atmaya başladı.

-Hep böyle olmaz mı? Prens o kötü adamları haşat eder.

Bu sefer Yaman gülümsedi. Adamlar hırlar gibi sesler çıkarmaya başlamışlardı. Bir anda biri Yaman'ın üstüne atıldı. Yaman kurtuldu ve sağlam bir yumruk geçirdi. Adam yere yuvarlandı. Kalkıp tekrar Yaman'a atıldığında, adamın karnına bir tekme geçirdi. Adam nefessiz yere çakıldı. Diğer ikisi birbirlerine baktılar. Bir adım attıklarında, Yaman yumruğunu salladı. Diğer ikisi yerdeki arkadaşlarını sırtlayıp koşup gittiler. Şok ve korku karışımı bir şey yaşıyordum. Yaman yanıma koşar adım geldi.

-Kalkabilecek misin?

Belimden kavradı. Yüzü nefesini hissedeceğim kadar yakınlıktaydı. Güvende hissetmek böyle bir şeydi sanırım. Gözlerinin içine sadece bakabildim.

-İyi misin Afra?

Kafamı evet anlamında salladım. Eliyle kafamı yere vurduğum kısma dokundu.

-Kanıyor...

Cebinden beyaz bir mendil çıkartıp kafama bastırdı. Elimi tutup mendilin üzerine koydu.

-Bunu böyle tut olur mu? Hastaneye gideceğiz.

Kolumu omzuna attım ve kucağına aldı. Sanki tüy gibiymişim gibi beni kaldırdı.

-Başıma bela olacaksın demiştim sanırım?

Cevap vermedim. Hala yaşadıklarımın etkisindeydim. Yaman gelmeseydi, kaderimde neler değişebileceğinden korktum.

Acil servisin sedyesinde muayene olurken bir yandan da, kapının eşiğine yaslanmış Yamanı izliyordum. Beni taşıdığı için kokusu üstüme sinmişti ve ara ara burnuma geliyordu. Nasıl hoşuma gidiyordu...

Kaşları bir şeyler düşünüyormuş gibi çatılmıştı. Ellerini cebine sokmuş, bir yere odaklanmıştı. Önünden geçen hemşireler onu işaret edip, kikirdiyorlardı. Hele bir tanesi vardı ki, Yaman onu fark etsin diye defalarca önünden geçip durdu ama Yaman ya bir yere odaklanmış yada bana bakıyor oluyordu. Bu hemşirelerden nefret ediyordum doğrusu. Adam yakışıklı olabilir, heykel gibi de olabilir ama biraz edep yahu! Kıskandığım falan yoktu tabiki de, ama hem cinsim beni deli ediyordu.

Doktorun muayenesinden başarıyla geçtiğim için salıverilmiştim ama baş ağrısı için ilaç yazmıştı. Evdekilere haber verme gereği duymadım çünkü başıma gelenleri bilselerdi özgürlüğüm kısıtlanabilirdi.

-İyi olduğuna emin misin, sen kafanı çarptın ve...

-Gayet iyiyim Yaman. Yaptıkların için teşekkürler.

Sesinin endişeli olması hoşuma gitmişti. Beni önemsiyor gibiydi. Evin önüne geldiğimizde annem ve babamı henüz içeri girerken yakaladık. Yaman arabadan inip kapımı açtı. Hala iyi olduğuma emin değil gibiydi. Bugün ki olanlar aramızdaydı, anlaşma yapmıştık. Annem bizi görünce durdu.

-Saat sence de biraz geç değil mi Afra?

Yaman korumacı bir tavırla

-Efendim kusura bakmayın. Yolda Afrayı gördüm ve eve bırakmayı teklif ettim. Biraz da sohbet edince alıkoymuş oldum.

O kadar nazikti ki, hayretle Yaman'a bakıyordum. Annem sesli bir şekilde gülmeye başladı.

-Yamancım sen konuşuyor muydun yahu?

Kafasını yere indirdi ve gülümsedi. Çok tatlıydı!

-Gel git zamanlarıma denk geldiğiniz için üzgünüm. İzninizle...

Kulağıma eğildi. Nefesimi tuttuğumu söyleyebilirdim.

-Beladan uzak dur.

Sesi sertti ama hoşuma gitmişti işte. Çok değişkendi. Sabah ki Yaman ile bu Yaman arasında dağlar kadar fark vardı. Evine giderken arkasından bakakalmıştım. Bugün olanlar... Resmen iyi ki başım belaya girmiş diyecek hale gelmiştim. Annem yanıma gelip koluma girdi ve kikirdemeye başladı.

-Asosyal halinden kurtuluyor gibisin he?

-Anne...

Yastığıma kafamı koyduğumda, tavana bakıp sırıtmaya başladım. Bu gün olanlar film şeridi gibi gözümün önünden geçmişti. Başıma gelen kötü şeyleri es geçmiştim. Yaman'ın bu korumacı tavrı beni iliklerime kadar etkilemişti. Karanlık yönünün dışında, şaşırtıcı ve hoş şeylerde olabileceğini düşündüm. Kaderimin yeniden şekillendiğini düşünüyordum. Bence Yaman bana bir sınavdı. Bu sınavda başıma neler geleceğinden şüpheliydim ama deli gibi bu sınavla uğraşmak istiyordum. Sonu aydınlığa mı, karanlığamı çıkacaktı bilmiyordum...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 13, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kaderim SensinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin