(Bilgi)
Ben Luna,Luna Artiyois.normal bir hayatı normal bir kızım.şehrimizdeki tüm gençler gibi ben de şehirdeki Liseye gidiyorum.3.sınıf öğrencisiyim.kimya ve tarih derslerim çok iyi. Her şeyim var aslında,babam hariç.Babasız büyüdüm ben. 9yaşımdayken bilinmeyen bir sebepten kaybettik babamı. Babam seçmiş adımı "Luna" ay demekmiş. Annem hep babamdan farklıydı. Bana hep cadılar hakkında masallar anlatırdı. Hatta bana cadı alfabesini bile öğretmişti küçükken.cadılara inanıyorum aslında ama bana göre onlar çok uzaktalar. Ben babamın kızıydım tıpatıp babamın aynısıydım,onunkiler gibi gri gözlerim var. Hatta aynı yerlerimizde benzer doğum lekerimiz var. İkimizde dolunay gecelerini çok severdik,hatta annem bile. Aslında bana göre annem ve babamın arasındaki tek ortak nokta dolunaydı. Her dolunayda ailecek "Gizli Bahçe" dediğim yere giderdik. Hem annem hem de babam sanki 20yaş gençleşirlerdi dolunayda. Çok enerjik olurlardı. Sabaha kadar oyun oynarlardı benimle. Bir sonraki gün ise eski yaşlı hallerine dönerlerdi. Annemle babam çok ayrı insanlar olmalarına rağmen,birbirlerini çok sevmişlerdi. Hatta babamın ölümünden annem uzun bir süre kendini sorumlu tutmuştu.Ayrıc 2 yıl depresyondan çıkamamıştı. Beni hiçbirzaman büyükanne ve büyükbabalarımla tanıştırmadılar. Sorduğumda ise onlar çok uzakta diye cevap veriyorlardı. Kısaca atalarım hakkında hiçbir bilgim yok.
(Asıl giriş)
Yine herzamanki gibi okuluma gitmiştim. Tabiki kapıda erkek arkadaşım Nico benj bekliyordu. Günaydın dedi. Gülümseyerem karşılık verdim ve uzanıp öptüm onu. Sonrasında el ele sınıfa girdik. Dersimiz kimyaydı. Arkamda tanımadığım biri oturuyordu. Sanırım yeni bir öğrenciydi. Gözleri kırmızı ve kehribar rengi karışımıydı. Saçları ise kuzguni siyahtı. Sonrasında Nico dikkar çekmek için öksürdü ve keşke ona baktığın kadar bana da baksan dedi ve bana sırtını döndü. 'Ah bebeklik yapma dedim ve yüzünü parmaklarımla çevirip seni seviyorum nico diğer hicbirşey ve hiçkimse umrumda değil dedim ve öptüm. Geri çekildi ve bende seviyorum küçük artiyois dedi. Tam da bu sırada kimya öğretmeni içeri girdi ve bugün ders işlenmiycek,boşsun dedi. Ama bu imkansızdı. Kimya ögretmenimiz bayan Avocet ,bize nefes bile aldırmazdı. Böyle düşünürken nico elimden tuttu ve hadi bu fırsatı kaçıramayız dedi. Beni bahçeye sürüklemeye başladı. Çantam sınıfta kalmıştı. Nico'a sen git ben çantamı alıp geliyoruk dedim ve okula girdim. O sırada bir çift kehribar-kırmızı göz gördüm. Bu sınıfta ki o yeni çocuktu. Tanışmak için selam dedim. Kafasını kaldırdı. Kaşında bir piercing vardı. Tanrım bu çocuk git gide daha ateşli olmaya başlamıştı. Merhaba "Selene" dedi. Şaşırmıştım sadece annem bana selene derdi. Adımı nerden biliyorsun diye sordum. Senin hakkında senden daha çok şey biliyorum diye cevap verdi ve yürü gidiyoruz diye ekledi. Kolumdan tutup beni sürüklemeye başladı. Kolunu vurdum ve kurtulmaya çalıştım,çocuk sarsılmamıştı bile. Bu işe yaramıyınca bağırark yardım istedim. Kimse dönüp bakmadı bile ama yanımızda en az yirmi kişi vardı. Nefesini boşa harcama selene dedi ve beni sürüklemeye devam etti. Çıkışa geldiğimizde nico'u gördüm beni bekliyordu. Nico'a bağırdım ve beni duydu. Kehribar gözlü her ne yaptıysa nico bunu bozmuştu. Koşarak kırmızı-kehribar gözlü çocuğa yumruk attı. Çocuk usta bir şekilde bu darbeden kaçtı ve nico'nun taş gibi kalmasına sebep oldu. İşte bu anda anlamıştım. Bu çocuk bir cadıydı. Aynı annemin anlattıklarında ki gibiydi.
Büyülü sözler sayesinde,nico'a birşey yapmıştı. Bunun ardından birkaç sözcük daha söyledi ve nico yere düştü. Kırmızı-kehribar gözlü çocuğun karnına tekme attım o acıyla kolumu bıraktı. Koşarak nico'nun yanına attık kendimi,ağlıyordum. Nico'a sarıldım ve hıçkırarak ağlamaya devam ettim. Nabzına baktım,nabız yoktu. Kalp masajı yapmaya başladım. Ardından bir kahkaha sesi duydum. Boşuna uğraşma küçük artiyois dedi kırmızı-kehribar gözlü. Bişeyler daha söyledi ve bir tünel açtı. Tam kolumdan tutucakken koşup tünele girdim. Aklımda sadece babam,nici ve gizli bahçemiz vardı. Gizli bahçe'ye babam öldükten sonra hiç gitmemiştik. Tünelden çıktığımda gözlerime inanamadım. 9 yıldır görmediğim gizli bahçemiz karşımda duruyordu. Bir ağacın altına altına oturdum. Bu yaşadıklarım çok fazlaydı. Önce babam şimdide nico. Yaşadıklarımı düşündüm. Annem Theia bir cadıydı artık emindim. Ama kırmızı-kehribar gözlü kimdi,nerden gelmişti,beni nereye götürücekti hiçbir fikrim yoktu. Nico aklıma geldi ve tekrar ağlamaya başladım. Ağlamaktan yorgun düşmüştüm ve ağacın altında uyuya kaldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay Tanrıçası
Teen Fiction- Luna sen bütün tanrıların ve tanrıçaların olduğu gibi bir meleksin ve benim kızımsın! Annen Theia'da bir melekti,Biliyorum kabullenmek zor kızım ama alışıcaksın,bütün hayatın dünyada geçti,benim olduğum gibi bir melek olarak yetişmedin,senin düny...