Merhabaa!
Bu duyuruyu daha önce yayınlamalıydım, bölümleri silmeden önce. Bunun için özür dilerim ama ilk önce her şeyi kafamda netleştirmek istedim sonra sizi bilgilendirmek.
Bildiğiniz gibi bölümleri kaldırdım yayından düzenlemek için. Bazılarını sadece düzenleyip tekrar yayınlayacağım, bazılarını ise bu bölümde olduğu gibi tekrar yazacağım. Yani tekrar okumanızı tavsiye ederim çünkü bazı bölümlerde kökünden düzenleme yaptım.
Umarım benim bu dengesizliğimi affedersiniz. Gerçekten çok çok özür dilerim❤
Bu bölümü yoksa eski bölümü daha güzel yorumlarda bildirin, lütfen.
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum:)
İyi okumalar!
***
Gözlerimi annemin odamda yankılanan sesine aralıyorum. İlk olarak uyuyormuş gibi yapıyorum, belki sıkılıp gider diye ama olmuyor. Bir Feray Eroğlu asla pes etmez! Sonunda direnmeyi bırakıp gözlerimi aralıyorum. Annem odamın içinde bir sağa bir sola gidiyor. Onu izleyince başım dönmeye başlıyor. Bunun kesinlikle dün geceyle bir ilgisi yoktu, ve ya vardı? Dün gece feneri en son bir partide söndürmüştük. Azizin yakın arkadaşının partisinde. Kimseyi tanımıyordum partide ama evde kalıp sıkıcı sohbet dinlemekden iyiydi. Hem uzun yıllar sonra ilk defa yine Azizle çok eğlenmiştim. Partiden sonra neler oldu hatırlamıyorum. Odama nasıl geldim onu bile bilmiyorum. Büyük ihtimal Aziz bıraktı beni.
Annem, uyandığımı görünce baştan aşağı beni süzüyor ve söylenmelerine kaldığı yerden devam ediyor.
"Sonunda uyana bildiniz, Havin hanım! Dün nasıl utandım, haberin var mı? Senin yüzünden rezil oldum, küçük hanım! Allahtan Batu bey nazik biri de çok üstünde durmadı! Hele o Aziz şımarık! Seni de, Azizi de büyük bir ceza bekliyor!"
Derin bir nefes alıp yorganın altına saklanıyorum. Ama nafile... İster Jüpitere kaçıyım, annem beni bulur. Sonunda pes edip yorganın altından çıkıp önüne geçiyorum. Bunu yaparken bir ara dengemi kaybedip düşücek gibi olsam da, dengemi korumayı beceriyorum.
"Anne özür dilerim. Haklısın Batu beye ayıp oldu. Bu gün arayıp özür dilerim"
En saf yüz ifademi kullanıp annemi yumuşatmaya çalışıyorum.
"Zaten yapacaksın! Çok ayıp ettik, çok... Hemen üstüne, başına bir çeki düzen ver ve kahvaltıya gel!"
Bir şey söylememe izin vermeden annem çıkıyor odamdan. O gittikden sonra başımın ağrıdan çatladığını farkediyorum. Ağrı kesici alıp, annemi daha fazla kızdırmamak adına hemen hazırlanıyorum. İşimi hall etikden sonra kahvaltıya iniyorum. Annem, masanın başında oturmuş karşısında oturan Azize ters ters bakışlar attıyor.Ben de gidip Azizin yanına oturuyorum ve o ters bakışlardan ben de nasibimi alıyorum.
"Günaydın."
Sesimi duyunca Aziz bana dönüyor ve gülümsüyor. Ben de ona gülümsemekle yetiniyorum.
"Siz ikiniz yüzünden dün ne kadar utandım, farkında mısınız?"
Yine annemin azarlama seansları başlayınca sıkkın nefes veriyorum. Annem hiç yorulmaz mı? Aziz aklımı okumuş olacak ki, bu duruma son vermek için konuşmaya başlıyor.
"Gerçekten bu durum için özür dilerim, Feray teyze. Seni utandırmak istemedim ama Havine de kıyamadım. Dün bana onu götürmem için yalvardı ve ben de hayır diyemedim. Aslında ben dedim annen kızar ama beni dinlemedi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaz Gecesi
RomanceAma onu nasıl sevmem gerektiğini bilemeyecek kadar küçüktüm... -Küçük Prens Kapak için -Llenayy'a teşekkürler.