Evlenmek İstemiyorum!

229 4 1
                                    


Aşağıdan gelen gürültü sesleriyle odamın kapısını araladım. Babam telefonda biriyle konuşuyordu. Merdivenlerden yavaş yavaş inip, babamın yanına yaklaştım. Babam, bir elinde kahvesini yudumlayıp, diğer eliyle de telefondaki adama nazik bir şekilde konuşuyordu. Babamın dediklerine odaklanınca, hayatımın şokunu yaşamıştım...

''Evet.. Anlıyorum. Bu akşam mı? Evet tabii ki gelebilirsiniz. Hayır kızım hiç bir sorun çıkarmadı. O da evlenmek istiyor..'' 
Gözlerimi kırpıştırıp iyice babamın söylediklerine odaklandım. Beni... Tanımadığım bir adam ile evlendirmeyecekti değil mi? 
''Tam olarak ne kadar para verecektiniz?'' deyince her şeyi anladım. Babam şirketini kurtarmak için beni para karşılığı evlendirecekti. 

Yanağımdaki sıcaklık ile kendime geldim. Ağlıyordum... Babam telefonu kapatıp arkasını döndüğünde beni fark etti. İlk biraz şaşırıp, sonra her şeyi duyduğumu anlayınca beni koltuğa oturttu.
Ben ise şokun etkisiyle öylece donakaldım. ''Şevval.. Kızım.. Şirketimiz batmak üzereydi. Eğer evlenmezsen, bu villayı da kaybedebiliriz. Yarın bu gün icra için gelecekler. Bak.. o adamla evlen, durumumuz iyileşince seni yanıma geri alacağım.'' dedi babam. Ben ise onu sessizce dinliyordum. Gözlerimden yaşlar akmaya devam ederken, ''Söz mü?'' diye fısıldadım. Babam oturduğu yerden kalkıp bana sarılırken, ''Söz'' dedi. 

Yapmak zorundaydım. Evimi kaybetmek istemiyordum. Bunun için de kısa süreliğine o adam ile evlenecektim. Nasıl olsa babam beni geri alacak diye geçirdim içimden. Başımı onaylarcasına sallayıp, oturduğum yerden kalktım. Babam arkamdan, ''Yarım saat sonra gelecekler. Odana bir elbise gönderttim, onu giy.'' deyince duran göz yaşlarım tekrar akmaya başladı. Hiç bir şey demeden odama çıktım. 
Şu zamana kadar babam için yapmadığım şey  kalmamıştı...Bunu da yapabilirdim. Nasıl olsa sonsuza kadar kalmayacaktım. Odama giriş yaptığımda yatağın üstündeki beyaz kısa elbise dikkatimi çekti. Elbisenin ucu dantellerle süslenmişti. Oldukça güzel bir elbiseydi, üstüme yakışacağına emindim. 

ŞEVVAL'İN GİYECEĞİ ELBİSE

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

ŞEVVAL'İN GİYECEĞİ ELBİSE

Odamın kapısı çalınca, elbiseyi hemen yatağın üstüne bırakıp, ''Gir,'' dedim. İçeri gelen hizmetçi, ''Efendim, babanız hazırlanmanızı söyledi. Birazdan geleceklermiş.'' deyip odamdan çıktı. Derin bir nefes aldım. Nedense içimde kötü bir his vardı. Hafifçe yutkunup, elbiseyi giydim. Boy aynasından kendimi süzüp, hafifçe gülümsedim. Aşağıdan zil sesini duyunca geldiklerini anladım. Yüzümdeki tebessümün yerini somurtkan bir yüz ifadesi almıştı. 

Ayağıma beyaz topuklu ayakkabımı da giyip odamdan çıktım.  Merdivenlerden her basamak indiğimde, kalbim biraz daha çarpıyordu. Neden bu kadar heyecanlıydım? Sanki sevdiğim biriyle evlenecektim... 
Salona giriş yapmadan önce yüzüme yapmacık bir gülümseme ekledim. Salona adımımı atar atmaz, gözüm o'na takıldı. Siyah saçları, koyu mavi göz rengi ve kusursuz yüzü... Çok yakışıklıydı. Beyaz bir takım elbise giymesi, onun yakışıklılığına tuz biber olmuştu resmen. 
''Şevval?'' babamın sesini duyar duymaz kendime çeki düzen verip, babamın yanına oturdum. Babam kulağıma, ''Bakıyorum da hayran kaldın. Ben sana demiştim.'' deyince gözümü devirdim. 

Biraz oturduktan sonra, kahveleri yapmak için mutfağa geçtim. Adını bile bilmediğim yeni kocamın (!) benim yüzüme bile bakmaması sinirimi bozmuştu. 
Kahveleri yapıp içeri geçecekken, üvey annem beni durdurdu. ''Nereye?'' diye sorduğunda, ''Kahveleri vermeye gidiyorum.'' diyerek yanıt verdim. ''Ay beni öldüreceksin valla! Damadın kahvesine niye tuz falan atmıyorsun kız!'' deyip elimdeki tepsiyi alarak, tezgahın üstüne koydu. Tuzdan ve birkaç baharattan ekleyip, tepsiyi elime tutuşturdu. 

''Bir şey olmasın?'' deyince üvey annem gözünü devirip beni hafiften itekleyerek, ''Hadi götür artık.'' dedi. Salona gidip kahveleri sırayla dağıttım. Sıra evleneceğim kişiye gelince yüzüne bakmamaya çalıştım. Ama o ısrar benden gözlerini çekmiyordu. Bir an ona doğru bakınca, bana çapkınca göz kırptı. Hafifçe yutkunup, tepsiyi içeri götürdüm. 
Kalbim her zamankinden daha hızlı atıyordu... Bana, göz kırpmıştı! Allah'ım... 
Yüzümdeki saçma sırıtmayı durdurmaya çalıştım bir süre. Beceremeyince içeri geçerek babamın yanına oturdum. 

Yaşlı bir adam, ''Evet efendim, ziyaretimizin sebebi belli... Kızınız Şevval'i, oğlumuz Ayaz'a istiyoruz.'' der demez babam ''Verdik gitti,'' dedi. Hafifçe gözümü devirdim. 
Biraz daha sohbet ettikten sonra, ''E haydi biz kalkalım. Vakit geç oldu.'' diyerek ayağa kalktılar. Ayaz'la ikimiz önden çıkarken adamın babama bir miktar para verdiğini gördüm. İkisi içeride sohbet ederken, Ayaz ile ikimiz koridorda yalnızdık. Gözlerimi halının desenlerine dikmiştim. Babamlar da bizim yanımıza gelince, adam direk söze girdi. ''Ee, Şevval kızımız da bizimle gelse ya! Hem Ayaz ile birbirlerini tanırlar.'' deyince ben bir şey demeden babam atılıp, ''Olur olur.'' dedi. Ayaz'a baktığımda, güldüğünü fark ettim. Evden çıkmadan önce, babama son bir kez baktım. Babam da halinden memnun gözüküyordu. 

Evden çıkıp, apartmanın önündeki lüks arabaya bindik. Ayaz yarı yolda, ''Baba, karım ile biz diğer eve gidelim.'' deyince babası gülüp, ''Anlaşıldı... Yalnız kalmak istiyorsunuz yani.'' deyince kaşlarımı çattım. Tam bir şey demek için ağzımı açtım ki, aklıma babam geldi. Susacaktım. Babam için kısa bir süreliğine susacaktım...

On beş dakika sonra araba durunca etrafıma bakındım. Ayaz'ın babası, ''Hadi inin bakalım. Yarın görüşürüz'' deyince arabanın kapısını açıp indim. Lüks bir villanın önünde durmuştuk. Villa; beyaz ve gri renkliydi. Önünde ise 2 tane koruma vardı. Ayaz, ''Ne zaman orada dikilmeyi bırakıp geleceksin, sevgili karıcığım.'' deyince, ''Ben senin karın değilim!'' diyerek bağırdım. Ayaz ise, ''Henüz,'' deyip villanın bahçesine girdi. Bende peşinden hızlı adımlarla girdim. 

Eve adımımı atar atmaz bir oh çektim. Bu gün oldukça yorucuydu. Ayaz, ''Şimdiden söyleyeyim, ben yerde falan yatmam!'' deyince ''O zaman kanepede yatarsın,'' diyerek sırıtmaya başladım. 

''Komik değil.'' diyerek merdivenlerden çıkmaya başladı. Bende sırıtırken onun peşinden gitmeye devam ettim. 

Beyaz eşyalarla döşenmiş büyük bir odaya gelmiştik. Etrafı incelerken, aklıma kıyafetlerimi almadığım geldi. ''Ayaz! Ben kıyafetlerimi almayı unuttum.'' dedim. Ayaz, ''Bir şey olmaz, benimkilerden giyersin.'' deyince, ''Seninkiler bana bol gelir.'' dedim. Ayaz arkasını dönüp sırıtarak, ''Dar gelir bence.'' deyip beni süzdü. ''Hı çok komik.'' diye sitem etmeye başlamıştım. 

Belki bu koşullarda olmasaydık, Ayaz ile başka bir şekilde tanışmış olsaydık, belki sevgili olabilirdik. Ama... şimdi onunla nasıl yaşardım bilmiyordum.

Ayaz soyunmaya başlayınca, ''Oha oha!'' diyerek bağırdım. Gözlerimi hızla kapatıp, ''Git lavaboda giyin!'' 
''Ne olacak ya?'' dedi Ayaz, ''Karım değil misin?'' Haklıydı. En fazla 2 hafta sonra resmi olarak evlenecektik...

''Tamam giyindim.'' deyince gözlerimi araladım. Onu görür görmez tekrar kapattım gözlerimi, üstünde sadece boxer vardı! ''Pislik,'' diyerek dişlerimi sıktım. 
Birkaç dakika sonra, ''Tamam bu sefer giyindim.'' dedi. Emin olamıyordum. Hafifçe gözümü araladığımda kıyafetlerini giydiğini gördüm. 

Üstümdeki elbiseden kurtulmam gerekiyordu. ''Odamdan çıkar mısın?'' deyip dolabın kapağını araladım. Ayaz, ''Arkamı dönerim.'' deyip, arkasını döndü. 
Üstümdeki elbiseyi çıkarıp, üstüme uzun bir tişört giydim. Tişört elbise gibi olduğundan altıma bir şey giymek istememiştim. 

''Tamam dönebilirsin.'' deyip dolabın kapağını kapattım. Ayaz arkasını dönüp, ''Ooov...'' diyerek üstüme gelmeye başladı. Ben ise o her üstüme geldiğinde bir adım geriye gidiyordum. ''Ne kadar da seksi!'' dedi. Üstüme gelmeye devam ediyordu. 
Duvar ile onun arasında kalınca pes ettim. Dudaklarımızın arasında sadece bir-iki santim vardı. İyice yaklaşıp, dudaklarıyla dudaklarımı birleştirdi. 
Ya şimdi, onu ittirip aramızdaki mesafeyi korumaya devam edecektim, ya da yeni kocama merhaba diyecektim. İkinci seçeneği seçip, onun büyüsünün bedenimi sarmasını seçtim. Bende karşılık vermeye başlayınca Ayaz daha sert öpmeye başladı. 
Dudaklarımızı ayırıp, küçük nefesler aldıktan sonra tekrar birleştiriyordu. En kötüsü ise, ona dur bile diyemiyordum. 
Dudaklarımız ayrıldığında, nefes nefese kalmıştık. Derin nefesler alırken, Ayaz sırıtmaya başladı. Bende yaptığım şeyin yeni farkına varmıştım... Kızgınlıkla ona bakıp, ''Bu bir daha olmasın.'' dedim. Ayaz ile sakin bir şekilde, ''Madem öpmemi istemiyorsun, o zaman neden karşılık verdin?'' dedi. Ne diyecektim? 

SELAAMM!! UMARIM BEĞENMİŞSİNİZDİR. BİR SONRAKİ BÖLÜMDE İYİCE YAKINLAŞACAKLAR. ÇÜNKÜ ŞEVVAL'İN BAŞKA BİR SEÇENEĞİ YOK!! 50 VOTEDE YB GELİR!



You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Aug 15, 2017 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Sen Benimsin +18Where stories live. Discover now