Junmyeon'un gözleri kocaman açıldı. Yixing de aynı durumdaydı. Aniden itilmesiyle beraber Junmyeon'un beline tutunmuştu. O kadar şok olmuşlardı ki ayrılamıyorlardı. Ya da ayrılmak istemiyorlardı. Ama bunu kendilerine itiraf edemiyorlardı.
Kamera ve flaş patlama sesiyle hızlıca gerçi çekildiler. Sudan çıkmış balık gibi etrafa anlamsız bakışlar atarlarken onları görenlerin sadece Tao ve Kris olması rahatlatmıştı. Ta ki elindeki telefonu sırıtarak sallayan Tao'yu görene kadar.
Yixing çatık kaşlarıyla fısıldadı.
"Tao ver şunu."
"Olmaz. Bu kozu lazım olunca kullanacağız abiciğim."
"Of Tanrım." Junmyeon'a kaçamak bakışlar atarken söyledi Yixing. Kısa olan baygın bakışlarını ona dikti. Ama Yixing dönecek kadar cesaret kendinde bulamamıştı. En sonunda Junmyeon ayaklandı.
Jongin de onunla beraber kalktı. Baekhyun'u da kaldırmak istedi. Ama kısa çocuk yanındaki Chanyeol'un kulaklarıyla oynamakla çok meşgul gibiydi. Junmyeon elini ensesine atıp bağırdı.
"H-hey millet yarından sonra bize gelin doğum günümü kutlayalım. Chanyeol sen de Baek'i evine bırakırsın artık hadi bayy
Sonra da Jongin'i çekiştirerek çıktı. Eve girdiklerinde Jongin ne olduğunu anlamak ister gibi elleriyle yanaklarını tutan hyunguna baktı.
"Sıkıldım be başka bir şey olmadı. Niye öyle bakıyorsun?"
"Hiç yok bir şey ben yatıyorum."
"Tamam."
***
Jongin kapıda Junmyeon'u bekliyordu. "Ne süslendin hyung hadisene"
"Geldim geldim bağırma." Sonunda hyungu kapıyı kilitleyip yanına geldi.
Tam dönmüş gidiyorlardı ki Tao ve Kris bağırdı. " Hey çocuklar bizi bekleyin."
Junmyeon derin bir nefes alıp arkasını döndü. Sarhoş olabilirdi ama dün olanların hepsini hatırlıyordu. Soo Kris ve Tao yanlarına geldiğinde hep beraber yürümeye başladılar.Jongin arada bir Soo'ya bakıyordu ki bu Tao'nun gözünden kaçmamıştı.
"Siz niye geliyorsunuz?" dedi Jongin."Biz mi? Ben de artık sizin üniversitenin bir öğrencisi olacağım."
"Ah öyle mi hangi bölüm?"
"Sevgilimle aynı bölüm tabi ki tıp."
"Vay zeki olmalısınız."
Konuşma böylece bittiğinde okula ulaşmışlardı.
Junmyeon hızlıca kendi bölümüne ilerlerken Krystal koşuşturarak Jongin'in koluna girdi. Soo ve Jongin gerilmişti. Tao ve Kris bunu çok rahat anladı. Krystal ilk başta fark etmediği Tao ve Kris'i bir güzel süzdü. Sonra Jongin'in kolundan çıkıp sevimli olduğunu düşündüğü bir yüz ifadesiyle Tao'ya elini uzattı. Kris'in kaşları çatılmıştı. Tao kızı süzdü. Baya yapışkan birine benziyordu. Ayrıca da Tao'dan etkilenmiş gibiydi. Bunu kullanıp Onu Jongin'den ayırabilirdi. Sırıtıp elini uzattı.
"Selam ben Krystal."
"Selam canım ben de Tao." Yüzünde gıcık bir gülümsemeyle elini uzattı.
Jongin ve Kris de ne olduğunu anlamamıştı. Dersin başlamasına daha var. Hadi kafeteryaya gidelim. Tao'nun teklifini reddetmediler. Krystal Tao'ya yapışık bir şekilde yürürken Jongin pek oralı değildi. Soo garip hissediyordu. Takıldığı kız bir erkekle bu kadar yakınken nasıl olur da hiç rahatsız olmazdı. İç çekerek yürümeye devam etti. Sonunda bir masaya oturduklarında Kris kıpkırmızı olmuştu ve ellerini sıkıyordu. Soo sordu." İyi misin." Dişlerini sıkarak cevapladı. "Evet."
Soo biraz geriledi. Bu adam iyi falan değildi . Az sonra Krystal'i yolacak gibiydi. Kız imalı imalı Tao ile konuşurken Kris araya girdi.
"Sen Jongin'in sevgilisi değil misin?"
"Evet ama neden sordun?"
"Bilmem sanki Tao ile ilgileniyormuşsun gibi geldi de."
Tüm bunlar konuşulurken Jongin kahve almak için sıradaydı. Krystal öne doğru eğilerek kıkırdadı.
"Jongin ile sevgili olmam yakışıklı insanlarla konuşamayacağım veya onlarla ilgilenemeyeceğim anlamına gelmez." Masadaki herkesin ağzı açık kaldı.
Krystal tekrar kımırdayarak ve Tao'ya göz kırparak söyledi.
"Hem Tao da rahatsız değil gibi." Eli masanın üzerinden Tao'nun eliyle buluştuğunda Tao şaşkınca elini çekti.
Vay canına Jongin bu kızı nereden buldu? Diye geçirdi içinden.Kız bu sefer elini indirip Tao'nun bacağının üzerindeki elini tuttuğumda Kris yerinden fırlamıştı. Soo da ayağa kalktı ama artık çok geçti.
Normalde asla bir erkeğin kıza el kaldırmasına izin vermezdi ama bu kavga zaten kız kavgası gibiydi. Kris Krystal'in saçlarını çekerken kız da Kris'in ellerini ısırmaya çalışıyordu.
" Benim Tao'mdan uzak dur."
"Nerden senin oluyor." Diye bağırdı kız.
"Benim sevgilim işte. Sen tanımıyorsun bile şırfıntı seni."
Tao kenarda gülerek onları izliyordu. Soo kolunu tutup kuzenini sarstı.
"Ayırsana."
"Aman boşver. Hem kıskandı sevgilim azıcık tadını çıkarayım."
Soo şaşkınca kuzenine baktı. Gerçekten eğleniyor gibiydi. Aslında amacına ulaştığı için mutluydu Tao. Bu kızın ne mal olduğunu anlamıştı. Artık Jongin ile ayırabilirdi.
En sonunda kızı Kris'in ellerinden kurtaran düşen tepsi sesi oldu. Esmer genç arkadaşlarının yanına ulaştığında şok olup bağırdı.
"Ne oluyor burada!?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yan komşum Bir Baykuş /KaiSoo - Exo
FanfictionBuraya taşındığımızdan beri onu hiç görmemiştim. Sadece mükemmel bir özenle düzenlediği mis kokulu bahçesi orada kim yaşıyorsa onun için iyi şeyler düşünmeme neden olmuştu. Eve her geldiğimde burnuma dolan iğde kokusu yan komşumla ilgili içimde güze...