Medya : Müdire
Gözlerimi açtığımda kendimi bir ormanda buldum. Yada bahçemi demeliydim. Yüzyıllarca yaşadığı belli olan koca meyve ağaçları , etrafta uçuşan renk renk kelebekler ve öten kuşlar korkmamama yardımcı oluyordu. Ne yapacağımı bilmediğim için Yığlan Şakir ' e seslendim.
Ne var gızz. Yine ne oldu ?
Ocağına düştüm Şakir. Ne yapacağımı bilmiyorum. Arkam ağaç , önüm ağaç , sağım ağaç , solum ağaç. Nereye gidemki bilemediuumm. Yardım etsene.
Tamam , tamam. Sen böyle saçma sapan konuşma . Kalk dümdüz ilerle . Beyinsiz..
' Köprüyü geçene kadar ayıya dayı ' maddesini uygulayıp , fikir almıştım. Şimdi ise bana beyinsiz dediği için Şakir 'e küfrede küfrede ilerliyordum. Uzun bir ilerleyişin sonunda karşımdaki şato gözlerimin büyümesine neden oldu. Bejimsi renginden dolayı eski bir yapıya benzeyen şatonun, pencerelerinin çerçeveleri kahverengiydi. Açık kahverengi çerçeveler şatoya eski bir hava katmıştı. Büyük tahta bir kapısı , çatısının üstünde ele ele tutuşmuş bir kadınla erkek logosu vardı. Şaşkınlıktan kocaman olmuş gözlerim aşağıya kaydı. Elimdeki kitapmı beni bu devasa şatoya getirmişti. Yok artık canım. Başımı olumsuzca salladım. Daha neler . İyice kafayı yemiştim. Kesin kitaba bakarken annem kafama oklavayla vurmuştu. Bende şu an komadaydım. Demi. Başka mantıklı bir açıklaması olamazdı. Yığlan Şakir ' e uyup dümdüz ilerledim. En iyisi şatodakilere sormam. Acaba neden şatoydu. Hangi amacsız ne için yapmıştı. Hem kadın ve erkek figüründen logomu olurdu. Konuşa konuşa geldiğim şatodun kapısının önünde durdum. Derin bir nefes alıp kapıyı nazikçe tıktıkladım. Ard arda tıklattığım kapıyı kimsenin duymaması beni şaşırtmıştı. Açılmayan kapıyı itmeye karar verdim. Kararımı uygulamak amacıyla ellerimi sağ tarafın üzerine koydum , tüm kuvvetimle kapıyı ittim. Saniyeler sonra ellerimin altında kırmızı bir ışık yayıldı. Ben şaşkın şaşkın ellerime bakarken kapı anı bir hızla açıldı. Nasıl böyle birşey olduğuna anlam veremeyen ben içeriye adım attım . İçeriye girdigimde kapı yavaşça kapanmıştı. Kapı kapandığı an gözlerim de ona eşlik etti. Binbir bilgi kafamın içinde dolanırken neden burda olduğumu anlıyordum. Ben bir büyücüydüm. Gözlerim elimdeki kitaba kaydı. Kitaba baktım. Beni ait olduğum yere getiren kitaba .. Beni ırkıma ulaştıran kitaba. Aniden garip bir ısı etrafımı sardı. Bedenim parçalara ayrılırken dehşet içinde kendime baktım.
"Parçalanıyom lan!!"
* * * * *
Daha fazla parçalanmamı izlememek adına sımsıkı gözlerimi araladım. Kendime baktığımda heryerim sapasağladı. Halbuki az önce parçalara ayrılmıştım. Anlam veremedim , bakış alanıma bulunduğum oda girdi. Şarap kırmızısı duvarları , altında isimleri yazan fotoğraflar kaplıyordu. Karşı duvarda ise onların aksine büyük camdan bir pencere vardı. Yere kadar uzanan pencerenin çerçeveleri siyahtı. Ortada kse 20 kişini rahatça oturabileceği tahtadan bir masa var . Sanırım burası toplantı odasıydı. Arka tarafımdaki tahta kapı kolaylıkla açıldı. Bakışlarım o tarafa dönmüştü. Sarı saçları beline kadar uzanan , mavi gözleri denizi andıran 20 ' li yaşlarının sonundaki genç kadın , kalçasını zor kapatan bordo elbiseyle karşımdaki sandalyeye oturdu. Göğüs dekoltesi normal olan kadına hayranlıkla bakıyordum. Vay amk ! Dedim . Ben böyle bakıyosam kim bilir erkekler nasıl bakıyodur. İnce ve hoş bir sesle konuşmaya başladı. " Hazalcım otursana ayakta kaldın." Konuşması gayet düzgündü . Adını henüz bilmediğim kadının karşısına oturdum. Tam ağzımı açacakken bana fırsat vermeden o açtı. " Şimdi düşündüğüm üzere aklının ucunda binbir türlü soru var. Hepsini cevaplayacağım. Şimdi senden ricam sözümü kesmemen. " Genç kadını başımla onayladım. Onayımı alan kadın sözlerine devam etti. " Ben Gözde Aydın . Okul müdiresiyim. 27 yaşındayım. Ayıptır söylemesi. Neyse seni buraya getirdik çünkü sen aslında buralısın. Yani şey aslında olay şöyle . Şimdi şu an elinde tuttuğu n kitap bir aracı aslında . Siz doğduğunuzda sizi dünyaya göndeririz . Çünkü ilk doğduğunuz güçleriniz ortaya çıkmamıştır ve burdaki tehlikelere karşı kendinizi koruyamazsınız. 18 yaşınıza bastığınızda buraya gelirsiniz. Zaten adım attığın an yaptığımız büyü sayesinde büyücü olduğunuzun farkına varıyorsunuz. Benim amacım daha ayrıntılı açıklama yapmak . Bu kitap 18 yaşınıza geldiğinizde sizi buraya gönderiyor. Sizde güçlerinizi ele alıyorsunuz. Bu kadar . Odalar iki kişilik . Üst sınıftan bir kızla kalıyorsun , anlaşacağınıza eminim. Ve derslere gelirsek . Günde iki ders görüceksiniz . Dersler saat 09.00 da başlayacak . İlk ders 10.30 ta bitecek iki saat öğlen arasından sonra 14.00da ikinci ders bitecek. İlk ders de savunmayı öğreneceksiniz. İkincisin de ise büyü yapmayı. Odan ikinci katta . 108 . İyı şanslar. Ha bide malzemelerin yerlerinde. Ders programında masanın üstünde. Bay bay." Anlaşılan yeni bir hayat , yeni bir düzen beni bekliyordu. Ben napacakmıydım. Tabikide büyü yapmanın keyfini çıkaracaktım.
İyi okumalar. Yorum ve oyları unutmayınız. Rica edilir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İYİMİYİZ
FantasyŞimdi bavulunuza merakınızı da atın ve benle yola çıkınn... Veya Hazal 'la . Dramatik işleri bırakıp bana takılın. Dikkat!! Çok değişik bir kurguyla baş başasınız..