Gece uyku tutmak bilmedi. Değişiyim demesi kolay ama bunu nasıl yapacağımı bilmiyordum.Sabah olsa da Alp'in yanına gitsem artık. Ona da şaşıyorum beni bu tiple nasıl yanında gezdiriyor. Gerçekten değişik ve çok iyi birisi. Onun gibi bir arkadaşım olduğu için çok şanslıyım. Keşke abim falan olsaydı. Düşünürken düşünürken gözlerimin kapandığını hissettim. Sabah horoz sesli alarmımla uyandım ve hemen bi duşa girdim. Kahvaltıyla falan uğraşıcak vaktim yok hemen Alp'i aramam lazım.
Canyoldaşım.❤ Aranıyor...
" Dolunay rüyanda beni mi gördün kızım sen sabah sabah ne uyandırıyosun ya daha saat kaç?"
" Yaa Alp keşke uyuyabilseydim de rüyamda seni görseydim ama uyuyamadım."
" Hayırdır bişey mi oldu?"
" Sana ihtiyacım ver hemen buluşmamız lazım."
" Sabahın 6 sında mı?"
" Evet."
" Uff anlaşılan kurtuluş yok tamam her zaman ki yerde buluşalım o zaman hadi hazırlanıyım çıkarım ben."
" Tamam en bestim görüşürüz.
Ayy inanamıyorum değişmek istediğimi söylediğimde acaba tepkisi ne olacak. Hemen üstümü giyinip gitmem lazım.
Yeni bi sigara daha yakayım demeden Alp'i gördüm. Hala uyanamamış ve bana beni öldürecek derece de sinirli bakışlarını yolluyordu. Ne yani uyandırdıysam bu kadar kızmasına gerek yoktu.
" Evet seni dinliyorum ne bu beni bu saat de buraya getirtecek kadar önemli olan şey."
" Alp ben artık hayatım da bişeyler değişsin istiyorum. İnsanların bana bu ne çirkinlik diye değil de ne kadar güzel bir kız diyerekten bakmalarını istiyorum. Ben artık değişmek istiyorum. "
" Bu da nerden çıktı şimdi insanlar sana o gözle falan bakmıyor."
" Yaa Alp beni bu şekilde teselli etmeye falan çalışma neyin ne olduğunu sen benden daha iyi biliyorsun."
" Sana bir şey demiyorum tamam dolunay ne yapmak istersen yap da benden ne istiyorsun şimdi?"
" Senden çok bişey istemiyorum canım benim sadece beni baştan yaratman yeterli" bunu derken ona en masum olduğum bakışlarımı atmaya çalıştım ama masum mu oldum yoksa daha kötü bi hale mi girdim bilemiyorum. Ama Alp benim tek dostum beni kırmayacağını biliyorum.
" Tamam dolunay şimdi yavaştan ben kalkıyım okula geçiyim sende geç ben seni okul çıkışı ararım buluşuruz ve bu konu hakkında konuşuruz. "
" Sevinçten ne diyeceğimi bilemedim görüşürüz diyim ayrıldım yanından.
Okula gitmek istemesem de gitmek zorundaydım. O ayaklı egoya neyin ne olduğunu göstercektim ben. Bakalım yeni bir Dolunay'a ne diyecekti. Okul yine her zamanki gibi saçma sapan insanlar ve Meriç işte orda onlara görünmeden sınıfa geçmem lazım ama kapının ordaki kalorifer'in orda dikiliyorlar. Bişey yok dolunay hadi hiç bişey olmamış gibi geç git yanlarından diye kendimi cesaretlendirirken önüme biri geçti ve kafamı kaldırdığımda Meriç her zamanki yakışıklılığıyla bana bakarken ona saatlerce bakabilirdim.
Ama yine de istifimi bozmadım önünden geçip gidicekken Dolunay diye seslendi. Dönük baktığımda" Bu gün her zamankinden daha betersin ya git artık bi kendine bak. Hayır yani göz zevkime yazık." Ağlamamak için kedimi zor tutuyorum şuan ya bir gün de bana bulaşmasan ne olur sanki ama bu sefer cevap verecektim her zamanki gibi susmayacaktım. Yeter artık. " Bana bakmak zorunda değilsin Meriç. Göz zevkini bozuyorsam eğer beni görmezden gel. Ben burda yokmuşum gibi davran. Bu senin için de benim için de en iyisi."
" Vayy bizim çirkinlik abidesinin dili de varmış. Ama kendin gibi sesin de berbat. Sen ne zamandan beri bana bi şeyler yapmam için cümleler kuruyosun. Gir içeri ve daha fazla göz zevkimi bozma."
Aslında orda durmak ve sinirlerini bozmak isterdim ama çok utanmıştım ve kapıyı çarparak içeri girdim. Hoca geldiğinde onlar da girdi ve kafamı gömdüm ders bitene kadar hiç kaldırmadım. Bu böyle okul sonuna kadar devam etti. Zaten uykum vardı uyumak iyi gelmişti. Son saat de çantamı falan topladım ve çıktım sınıftan Alp ararım demişti ama mesaj atmış hemen mesajına tamam diye cevap verdim ve her zaman ki yerimize gitmek için yola koyuldum. Yatım saate vardım yanına heyacanla beni bekliyordu. Sanki ben değil de onun için uğraşıyoruz gibiydi. Deli çocuk. Hemen konuya girdi. " Evet dolunay sen baştan aşağı evrim geçirmek istiyosun ve ben bunu nasıl yapacağımızı çok iyi biliyorum. Yani tam işine göre birine geldiniz hanımefendi."
Ona tebessüm ederek cevap verdim ve konuşmaya devam etti." Önce saçlarından başlamalıyız küçük hanım saçlarını yeniden şekillendirmemiz lazım. Saçların zaten uzun ve ben boyuna elletmek istemiyorum. Saçındaki kırıkları aldırıp çok az bir şey kestirmen yeterli. Saçına şimdi boya sürdürmek istemiyorum boya işini biraz erteliyoruz. Şimdilik sana böyle bol tşörtler almamız lazım kilo verdikten sonra tişört modellerini de değiştiricem. Ve senden istediğim benim yap dediğim şeyleri hiç bir şey demeden yapman.
" Tamam Alp şimdi napıyoruz onu söyle."
"Dolunay sizin en sevdiğiniz şey. Haydi alışverişe."
Hemen kalktık ve o mağaza senin bu mağaza benim gezdik dolaştık. Şuan bana aldığı şeyler benim hiç giymeyeceğim şeylerdi. Cesaret edemezdim bunları giymeye. Alp ise hala o gömlek bu çeket üzerime tutup beni kabine gönderme peşindeydi. Sonunda alışverişimiz bitti ve çıktık Avm' den. Şimdi sıra kuaför'e gelmişti. Tam da onun istediği gibi kestirecektim saçlarımı. Alp işi olduğu için ayrılmıştı yanımdan bende kuaför' e gittikten sonra hemen eve geçtim ve yarın ne giyeceğime karar vermeye çalıştım. Aklıma 3 tanesi yattı. Onları yatağımın üzerine koydum ve yemek yemek için aşağı salona indim. " Afiyet olsun."
Annem" Sağol kızım gel otur hadi." Babam" Nasıl geçti bu günün?" Bu soruyu uzunca cevaplamak istemediğim in hemen kısaca iyi geçti deyip tebessüm ettim ve yemeğimi yemeye başladım. Kilo vermem gerekiyordu bu yüzden tabağımı tam bitirmeden kalktım sofradan herkeze afiyet olsun dedikten sonra babam'a " Ben fıtness'a yazılmak istiyorum baba diyip cevabı beklemeden odama çıkmak için yola koyuldum arkadan "Olur kızım ne zaman istersen yazılabilirsin dediğini duyduktan sonra odamın kapısını gönül rahatlığıyla kapattım ve yatağa koyduğum kıyafetlerden birini seçtim ütüledim ve giymeye hazır bıraktım. Uykum vardı telefonumu şarja takar takmaz uyudum. Yarın beni yeni bir gün bekliyordu ve ben artık o ezik dolunay olmayacaktım!