Son zilin çalmasıyla aynı evi paylaştığım kız arkadaşlarım ile okulun bahçe kapısından çıktık. Her okul çıkışı kapının önünde bekleyen bir grup erkeği bugün de gördük ve önlerinden geçerken hep olduğu gibi içlerinden sadece birisi dönüp bize baktı. Bu arada ben size kendimi tanıtmadım. Ben Göksu Alever. 10. Sınıf öğrencisiyim ve iki kız arkadaşımla bir ev tuttuk kirada oturuyoruz. Onları da size hemen tanıtayım: Rüzgar ve Öykü. Onlarla çok iyi anlaşıyorum fakat karakterlerimiz birbirimizden çok farklı. Mesela onlar size bahsettiğim kapı önü grubuna yakışan taraflar ama ben kütüphanede oturmayı tercih eden tarafım. Bu yüzden her gün okul çıkışı beni önlerinden geçmeye ve fark edilmeye zorluyorlar. Şu ana kadar bir tek o çocuk dönüp bize baktı o kadar. Her neyse, tüm hafta böyle aynı şeyleri yaparak geçti; sabah kalkıp okula gittik, okul çıkışı grubun önünden geçtik, eve gidip uyuduk. Yaklaşık bir hafta sonra yine okuldan çıkmış eve gidecekken Rüzgar kuzenini görmek için bizden ayrıldı tabi Öykü de onun peşinden gitti. Ben eve gitmek için yürüyordum ki bir kol beni arka taraftaki sokaklardan birine çekiştirmeye başladı. Kim olduğunu göremiyordum ama çok korkmuştum. Bağırmaya ve kolumu kurtarmak için çırpınmaya başladım.
- Bıraksana ya beni ne istiyosun benden! Sana diyorum bırak kolumu canım acıyo heeey!
En sonunda sokağın sonuna geldiğimizde beni bıraktı ve nihayet yüzünü görebildim. Grupta tek bir kişi bize bakıyor demiştim ya işte o ta kendisiydi.
- Ne istiyorsun benden?
- Senden benim için ufak bir şey yapmanı istesem ne dersin?
- Seni tanımıyorum bile ayrıca ben sizinle takılmaya bayılan o kızlardan değilim o yüzden beni rahat bırak.
- Sadece dinle. Çok zorda kaldım inan. Sizin okulun yanındaki meslek lisesindeniz biz. Sadece birkaç ay sevgilimmişsin gibi davranman gerekiyor o kadar. Seni zora sokucak veya mahçup edici bir şey ne yapıcam ne de yapılmasına izin vericem. Söz veriyorum. Bu arada arkadaşlarına gerçek sevgilinmişim gibi tanıtman gerekiyor, kimse bilmesin. Şimdi hadi gidelim.
- Böyle bir şeyi neden yapıyorsun? Sonuçta seninle "gerçekten" birlikte olmak isteyen bir sürü kız var, onlardan biri neden değil de ben?
- Bunu neden yaptığımı veya neden sen olduğunu sorma, öyle olması gerekiyor. Şimdi gidelim, merak ederler bizi.
- Ben yapmak istemiyorum.
- Sana istiyor musun diye sormamıştım zaten. Hadi...
- Sadece birkaç ay ama, tamam mı? Ve bana bir şey yapılmasına izin vermeyeceksin.
- Tamam, sana bir şey yapılmayacağına dair de güvence veriyorum.
- Tamam o zaman, hadi gidelim.
Birlikte grubu en son bıraktığımız yere geldik. Bana sarıldı ve alnımdan öptü. Gruptaki esmer çocuk bize döndü.
- Demek bize bahsettiğin kız bu. Merhaba ben Ozan.
Uzattığı elini sıkıp:
- Ben de Göksu. dedim. O sırada yanımdaki rol icabı sevgilimle tanışmadığımızı fark ettim. Ona doğru bir bakış atınca onun da aynı şeyi hissedip bana baktığını gördüm. Kulağıma eğilip:
- Galiba tanışmayı unuttuk, ismin güzelmiş. dedi. Grup birden hareketlenip yürümeye başladı. Arkada biz kalınca sözde sevgilim bana elini uzattı. Merhaba Göksu, ben Alp, senin sevgilin oluyorum. dedi. Gülmeye başladık. Sonra gitmemiz gerektiğini anlayıp sarmaş dolaş grubun girdiği mekana girdik. Bize ayrılan yere oturduk. Garson gelip bize ne içmek istediğimizi sordu. Herkes bira söyledi fakat ben alkollü şeyler içmiyordum. Alp'e dönüp baktım. Anlamış olacak ki kulağıma eğilip:
- Merak etme ben hallederim. Sen sadece içiyormuş gibi görün. dedi. Gülümsedim ve önüme döndüm. O sırada isminin Ozan olduğunu öğrendiğim çocuk bize doğru döndü.
- Hadi Alp kızı öpsene. dedi. Hemen Alp'e döndüm. Sorun yok der gibi baktı ve kulağıma eğildi.
- Merak etme, sana istemediğin bir şey yaptırmayacağım. Sadece kafanı biraz sola yatır gerisini bana bırak, göz yanılmasıyla öpmüşüm gibi yapıcam. deyince içim rahatladı. Hemen dediğini yapıp kafamı sola yatıdım. Alp de yanağımı öptü. Gerçekten inanmış olacaklar ki hiç biri bir şey söylemedi. Alp'e teşekkür eder gibi baktım. Sadece gülümsedi. Yeni tanıştığım biri olmasına rağmen ufak tebessüm etmesi bile beni rahatlatıyor ve güven veriyordu. Erkekler kendi aralarında bir şeyler konuştuktan sonra ben ve birkaç kızı masadan kaldırdılar. İleride boş bir masa bulup oraya oturdum. Galiba özel konular konuşacaklardı. Ne yaptıklarına bakmak için kafamı o yöne çevirdim. Bir baktım ki Alp'in yanına sarışın bir kız oturmuş ona sürtünüyordu. Alp ona baktı ve öpmeye başladı. "Burada işler böyle dönüyordu demek ki" diye düşündüm. "Normal ilişkiler gibi değil de daha sapıkça". O sırada ona baktığımı fark etmiş olmalı ki bana döndü. Utandığım için kafamı öbür yöne çevirmemle bir çocuğun yanımda dikildiğini gördüm.
- Bu kadar güzel bir hanımefendinin tek başına oturması hoş karşılanmaz. Oturabilir miyim?
- Olm...
Daha lafımı tamamlayamadan yanımdaki sandalyeyi çekip oturdu.
- Ben Burak. Senin adın ne? Kesin Alev ya da Çağla falandır. dedi. Ne dediğini tam olarak anlayamamıştım ama bana doğru eğildiğini fark etmemle kendimi geri çekmem bir oldu.
- Ne yapıyorsun sen!?!
- Sadece birazcık eğlenmek istemiştim ne var bunda? deyip belimden tutup boynumu koklamaya başladı. Kollarının arasında çırpınıyordum. O sırada Alp'in sesini duymam beni çok rahatlatmıştı.
- Burak hemen o kızı rahat bırak.
- Pardon Alp abi özür dilerim bilmiyordum. dedikten sonra kalktı ve gitti. Alp'e baktığımda bana mahçup olmuş bir ifadeyle bakıyordu. Kulağına eğilip:
- Sorun yok, ben iyiyim. dedim. Bu onu rahatlaşmış olacak ki gidelim mi diye sordu. Ben de kabul ettim ve arabasına bindik. Evimin adresini tarif ettikten sonra beni evime bıraktı. Acelesi olduğu ve bir yere yetişeceğini söylediği için teşekkür etmeme bile fırsat vermeden gaza basıp gitti. Alp'e kimseye söylemeyeceğime dair söz verdiğimden evdekilere gerçek sevgilim olarak tanıttım onu. Yaşadığım onca şeyi tekrar düşünmek adına güzel bir uykuya daldım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ROL İCABI
RomanceAğlamak da zordur bazen. Gözünden düşen sıcacık bir damla yaşın yanağında bıraktığı ufacık ıslaklık, o kadar çok şey anlatır ki bize... Gülmek bile kıskanır çoğu zaman o ufacık yaşı. Onun yerinde olmak, sıcacık olmak ister. O sıcacık su taneciğinin...