1

1.4K 97 83
                                    

Kayıtları tekrar dinleyip, düzenledikten sonra birkaç melodi daha kaydettim.

Oldukça geç olmuştu ama ben hala kayıt odasında oyalanıyordum. Grubumuzda herkes çok çalışıyordu ve kendimi sorumlu hissediyordum.

Sehun ve kendim için birkaç kafiyeli satır bile yazmıştım.

Studyodan çıkarken çok yorgundum.

Eve sürerken oldukça yavaş olmaya çalıştım çünkü uykuluydum.

Ölmeden eve varabildiğimde hemen kapıyı açıp, kendimi duşa attım.

Evin sıcaklığını iyice arttırıp, yarı çıplak bir şekile yatağa uzandım.

Elime telefonu aldım ve alarmı kapattım çünkü yarın geç gidecektim. Eminim çocuklar da geç gelirlerdi çünkü onlar da gün boyu dansları tekrar etmişlerdi.

11 kişi, hepimiz oldukça yorulmuştuk.

Uykuya dalmadan hemen önce birkaç kez esnedim.

Yerimde birkaç kez kıpırdandıktan sonra rahat pozisyonu buldum ve yorgun bedenimi uykuya bıraktım.

"Miyav~"

"Miyaaav~"

"Miyaaaav~"

İrkilerek gözlerimi açtım.

Lanet olası bir kedi arka bahçemde çığlık atıyordu resmen!

Nasıl bir kedi ses geçirmez camlardan bile beni rahatsız edebilecek kadar yüksek sesli olabilir ki? Ne bu, 7 oktav mı?

Oflayarak yataktan kalktım ve saate baktım.

05:11

Ayağıma terliklerimi, çıplak üzerime de bir tişört geçirip hala miyavlama sesleri gelen arka bahçeye ilerledim.

Camdan kapıyı açar açmaz, ses daha yüksek hale gelmişti.

Sanki bir kedi ağlıyor gibiydi.

Kıkırdadım, sevgilisinden ayrıldıktan sonra içip içip kendini sokaklara vuran ayyaş bir kedi miydi acaba?

Soğuktan titrerken elimi çabuk tutup, kediyi bahçemden kovmam gerektiğini fark ettim.

"Pisi pisi~ Neredeymiş bakalım kedicik? Pisicik! Pisi pisi pisi~"

Burnumu çektiğimde, ses kesilmişti.

"Buradayım! Yardım et!"

Gözlerim sonuna kadar açılırken bu miyavlama sesini nasıl bir insanın çıkarabileceğini düşündüm. O insanı gebertecektim çünkü beni uykumdan uyandırmıştı.

Etrafa bakındım, çalıların arasından mı geliyordu?

"Buradayım, yukarı bak!"

Kafamı kaldırdığıma yüksekteki daldan sarkan ince, kısa bacaklar ve siyah uzun tüylü bir kuyruk görünce kaşlarımı kaldırdım.

Biraz geri çekilip iyice baktım.

Küçük bir çocuktu ama kafasında kedi kulakları vardı.

Minyon gençlerdendir ve sarhoştur muhtemelen. Çok iyi göremiyordum, hatta yüzünü hiç göremiyordum. Üzerindeki kuyruğa ve kulakların gölgesine bakılırsa kostümlü partiden kaçmıştı ama benim bahçemde ne işi vardı.

"Bahçemde ne işin var?! İn oradan!" dedim sinirli çıkan sesimle.

"İnebilsem inerdim!" diye çıkıştı yukardaki dala sıkıca sarılmış olan çocuk.

KittySooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin