Kara bohçamı hazırlayıp, çamurdan yıpranmış olan lastik ayakkabılarınu ve makine olmadığı için elimle yıkadığım donumu bohçaya atıp anamların yanına gittim.
"Aney! Seni tanımak güzeldi anam!" Elleri çamaşırdan yıprandığı için, ellerini kurulamadığından bok parçaları üzerime gelmişti. Silkelenip devam ettim.
"Hakkını ve sütünü helal et anam"
Ağlamaklı bir ifadeyle yanıma yaklaştı. Buruş Buruş ellerini yanağıma koyup okkalı bir tokat yapıştırdı. Neye uğradığıma şaşırdığımamı yanayıp bokların üzerine gelmesinemi.
"Siktir Giiiittt! Hay senin zıkkımını sokayım evlatmısın lan sen!" O an annem ilk defa bana küfür etmiş ve bana vurmuştum. Bense yerde duran oklavayı alıp kafasına vurdum. Anamın benden bukadar nefret ettiğini bilmiyordum. Artık istanbula gitmemin tam surasıydı. Hızla dışarı çıkıp tren istasyonuna doğru yöneldim. Arkadan bir ses bana bağırdı.
"Şaban Ali! olum nereye la! Daha tezekleri temizlicez" Hızla arkamı döndüm ve el hareketi çekip oradan uzaklaştım. Tren gelmişti. Hayatımın düzeleceğine inanıyordum. Herşey yeni başlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DIBLEK
HumorŞaban alinin güldürücü hikayesine tanık olun. Köyden kaçan ve istanbulda yeni bir hayata başlayan Alinin hikayesini okurken gülmekten kırılacaksınız.