WOAH!

Bölüm 1 - Welcome To Korea

 Birbirlerine çok yakın olan ama aynı zamanda birbirlerine güvenmeyen(!), yedikleri içtikleri lise yıllarından itibaren ayrı gitmeyen üç yakın arkadaş vardır. Sürekli erkekler tarafından güveni kırılan, olaylara her zaman kötü tarafından bakan, ani kararlar veren, hayatı akışına bırakmış atarlı ama bir o kadarda sevecen olan ponçik Rümeysa; aradığı aşkı bulamamış asla da bulamayacağını düşünen, konuşurken düşünmeyen, karşısındakine istediği şeyi hiç çekinmeden söyleyen, bisküvi bağımlısı olan, müthiş dudaklara sahip; tam bir aşk kızı Buse; mutlu olacağı güzel bir aşk isteyen ama bir o kadar da erkeklerden iğrenmiş, eğlencesine düşkün, arkadaşlarını korumayı, uyumayı hayat felsefesi yerine getiren, ne düşündüğü asla tahmin edilemeyen panda Yaren... kızlarımız her zaman Koreye gitmeyi kalan hayatlarını orada geçirmeyi hayal ederler. Bir gün bu hayallerini gerçekleştirmek üzere tam olarak oraya giderler. Ama onları nelerin beklediğini hiçbiri bilmemektedir.

Geldikleri ilk gün herkes gibi en sevdikleri müzik gruplarının olduğu şirketlere gitmeye karar verirler. Göreceklerinden değil de; gelenek bozulmasın. İyi hoşta bir şeyi unuturlar adresleri bilmemektedirler. YG binasını ararken kendilerini BİGHİT binasının önünde bulurlar. Fanlardan oluşan gruplar şirketin önünde dans gösterileri yapmaktadırlar. Bizim kızlar dans konusunda kendilerini o kadar geliştirmişlerdir ki onları izlerken kendileri ile tekrar tekrar gurur duyarlar. En sonunda Rümeysa dayanamayıp söze girer:

-Yok bu böyle olmayacak. Şunlara baksanıza dans etmeyi geç kelimenin anlamından bile çok uzaklar. Hadi şunlara dans nasıl edilir gösterelim ve gidelim.

Yaren: Rümeysa'ya katılıyorum. Bu işi layıkı ile gösterelim.

Buse: Hadi o zaman.

Müzikler ile ilgilenen çocuklardan USHER'ın YEAH şarkısını açtırtıp müthiş bir şekilde dans etmeye başlarlar. Tabi herkesin gözleri onların üzerindedir. Koreli olmadıkları her halinden belli olan üç yabancı kız hiç çekinmeden muhteşem bir dans gösterisi yapıyor. Tezahüratlar havada uçuşuyor. Şirketi yerinden oynatacak bir gürültü vardır. Bu kadar gürültünün neden olduğunu merak eden Bang başkan hemen camdan aşağı bakar. Bizim kızları gördüğü an etkilenir. Üç güzel kız ölümüne güzel dans ediyorlar. Kendine engel olamaz ve arka kapıdan aşağı iner. Güvenliklere onları yanına getirmelerini söyler. Güvenlikler kızlara başkanın onlarla görüşmek istediğini söylediğinde kızlar şaşırsa da merak edip onları takip ederler. Başkan şirketin otoparkında onları beklemektedir (kızları ağlayarak karşılar. Ağlıyordur çünkü kızlar dehşet güzel ve yeteneklidir. shjshjs)

Başkan:  Kızlar lafı hiç uzatmayacağım. Içinizde beslediğiniz o yeteneği gördüm. Şirketime stajyer olarak girmenizi istiyorum. Bu işten emin olun hem siz hem de ben karlı çıkacağız. Eee... ne diyorsunuz?

Kızlar böyle ani bir teklif karşısında ne diyeceklerini bilememişlerdir. Birbirlerine bakıp ne demeleri gerektiğini öğrenmeye çalışırlar.

Başkan: bakın sizin gibi cevherleri kaybetmek istemem ama zorlamayacağım da. Ben şirkete giriyorum eğer kabul etmek isterseniz arkamdan gelin. Düşünmenize izin veriyorum.

Başkan arkasını döndüğü anda konuşmaya başlarlar.

Yaren:  Ne yapacağız? Böyle bir teklif alacağımızı hiç düşünmemiştim. Ne diyeceğimi bilemedim. Siz ne düşünüyorsunuz?

Buse:  Bence kabul edelim. Çok iyi bir fırsat değil mi? Orada burada iş aramaktansa, sonunda eve dönmektense idol olmak çok iyi bir fikir.

Rümeysa:  Bence de. Hem başka hangi şirket bize bu teklifi sunabilir ki.. Kabul edelim..

Yaren:  Hepimiz istiyorsak gidelim o zaman hadi.

Kızlar bu kararın heyecanı ile koşar adımlarla arka kapıya yönelirler. Birden açılan kapının etkisi ile birbirlerine çarpıp yere düşerler. Şirketten çıkan bir grup çocuk şaşkınlıkla bunlara bakarlar. Içlerinden üçü her birini yerden kaldırır. Buse'yi kaldıran direk söze girer..

-özür dileriz orada olduğunuzun farkında değildik. Umarım bir şeyiniz yoktur.

Buse:  Yoo.. Önemli değil iyiyiz biz.

Tabi bunları söylerken çocuğun içine düşmemek için kendini zor tutmaktadır. Yaren'i kaldıran konuşmaya başlar.

-Şirkete girecektiniz sanırım. Nedenini öğrenebilir miyim? Sasaeng fanlardan falan değilsiniz umarım.

Yaren:  Hayır tabiki de. O düşük insanlardan değiliz. Biz şirketin yeni stajyerleriyiz. Peki ya sizler?

Rümeysa'yı kaldıran sıradaki konuşmacı olur.

-Yeni stajyerler mi? Bizlerde şirketteki stajyerleriz. Adım Jimin.

Rümeysa:  Bende Rümeysa memnun oldum.

Rümeysa Jimin'in gülüşünde kendini kaybetmiştir. İlk konuşan tekrar söze girer.

-Bizim şuan gitmemiz gerekli. Daha sonra bol bol görüşeceğiz sanırım der ve giderler.

Kızlar arkalarından bakakalırlar. Kendilerine geldiklerinde şirkete girerler. Tek kelime etmeden başkanın odasına çıkarlar. Konuşup anlaştıktan sonra sözleşmeyi imzalarlar.

Başkan:  Bundan sonra bu şirketin stajyerlerisiniz. Iyi anlaşacağımıza eminim. Az önce sizi yakında çıkış yapacak olan BTS ile konuşurken gördüm. Onlardan öğreneceğiniz çok şey olacak. Ikinci katta sol koridordaki son oda size ait sizlere birer de apart ayarlayacağım yarına. Şimdilik şirketi gezebilirsiniz.

Odadan çıktıktan sonra kendi arlarında konuşmaya başlarlar.

Buse: Şu an cidden idol olacağımıza inanamıyorum.

Rümeysa:  Kesinlikle bende. Annemin de inanmayacağına eminim.

Yaren:  Benimki de inanmayacak. Şu resimdekiler bugünkü stajyerler değil mi?

Duvardaki resimleri işaret ederken ona doğru yürürler. Gerçekten o çocuklardır.

Rümeysa:  Çok iyi değiller mi? Altında isimleri de yazıyor. Gerçi bir tanesini biliyorum ,JİMİN.

Yaren: Demek Min Yoongi.. Sahne adı Suga olacak anlaşılan.

Buse: Namjoon.. Rap Monster. O kadar iyimi ki rapte? Çok ponçik duruyor oysaki.

Resimlere baktıktan sonra odalarına yönelirler.

Bu sırada BTS yemek yemek için bir restauranta gitmişlerdir. Namjoon dalgın dalgın yemeği ile uğraşırken bir anda konuşmaya başlar.

RM: Bir şey itiraf edeyim mi? Sanırım ben bugün şirkette çarptığım kızı unutamıyorum.

SG: Ohh.. Be.. Bu konuda yalnızım diye korkmuştum.

JM: O yeşil gözleri var ya.. Galiba ben hala oradayım.

Üç yakışıklı bu çocuk bizim kızlarımıza kafayı takmışlardır. Belki de ilk görüşte aşık olmuşlardır. Bunu kim bilebilir ki?

...