Müdür konuşmasıyla bizi cidden boğuyordu. İlk ders matematikti müdürü dinlemektense derse bile girmeyi tercih edecek kadar sıkılmıştım. Etrafıma baktığımda herkesin benden farksız olduğu ortadaydı. Etrafı izlerken gözlerim rengini tanımlayamadığım eşsiz bir çift gözle buluştu. Kalbim bir anda maraton koşusuna çıkmış gibi çarpıyordu. Bir anda kolumun çekilmesiyle neye uğradığımı şaşırmıştım. Elbetteki bu yakın arkadaşım Molly'den başkası değildi. Sanırım müdürün konuşması bitmiş ve sınıflara gidebileceğimizi anons etmişti.-Molly neden nazik olmayı denemiyorsun?
-Seni çekiştirmesem orada öylece tek başına kalacaktın ne yapsaydım sesimi dahi duymuyordun. Nereye dalmıştın öyle? Kalabalıkta seçemedim.
-H-hiç hiç bir şey olmadı.
-Peki ben sonra öğrenirim bunu. Hadi geç kalıp Bayan Monica'ya kendimizi yok yazdırmayalım istersen yoksa sonuçlarını biliyorsun.
Elbetteki biliyordum. En son matematik dersine geç kaldığımızda bizi 1 hafta dersine almamış konuları kaçırıp,sınavdan düşük almamızı sağlamıştı.
***
Zaman geçmiyordu sanki geçmemek için yemim etmiş gibiydi.
Aklımda hâlâ o gözler vardı. Ders edebiyattı sıkıntıdan ne yapacağımı şaşırmıştım defterime bir şeyler karalıyordum. Cidden beni rahatlatan nadir şeylerden biriydi resim çizmek. Kısa süre sonra kağıda baktığımda ortaya 2 göz çıkmıştı. Aklımdan çıkmıyordu işte buda kanıtıydı.
Dünyanın tüm yeşilleri birleşse yine öyle güzel bir yeşil edemezdi. Rengini betimleyecek bir varlık yoktu. Hayattaki en eşsiz gözlerdi. Keşke kim olduğunu görecek zamanım olsaydı. Hepsi Molly'nin yüzündendi.***
Sonunda sevdiğim bir ders ve son ders cidden bu beni çok mutlu ediyor. Son sınıfta olduğumuz için haftada 1 kez kafamızı dağıtmamız için istediğimiz bir dersten ders alma hakkımız vardı.Sınıf kapısının açılmasıyla müdür görüş alanımıza girmişti.
-Evet gençler oturun lütfen bir duyurum olucak. Geçen seneki resim öğretmeniniz Bayan Hudson bu yıl okulumuzdan ayrılmış bulunmaktadır ve size yeni öğretmeninizi takdim etmek istiyorum.
Müdür telaşlı bir şekilde kapıya gitti ve yanına baktığımda kalbim ikinci maraton koşuşuna başlamıştı. O gözler... Onun bir öğretmen olduğuna inanmalı mıydım? Bence ben şu an derste uyuya kalmış hayal görüyordum. Yüzünü incelediğimde tanrının en sevdiği kulu o olmalıydı yoksa bu kusursuzluğun başka bir anlamı olamazdı. Bir dakika gamzeleri vardı. Şu an içimden parmaklarımı o mükemmel gamzelerine sokasım geliyordu. Saçları bukle bukleydi sanki dans ediyor gibiydiler. Vücuduna baktığımda ise beyaz gömleği mükemmel vücudunu sarmış ona ayrı bir seksilik katmıştı, bacaklarına giydiği dar kumaş pantolon bile bacaklarının mükemmeliyetini kapatamamıştı. Cidden bir erkeğe göre aşırı düzgün ve güzel bacakları vardı. Beyaz gömleğinin saklayamadığı o mükemmel dövmelerini saymıyorum bile...
-Merhaba sınıf! Ben Harry Styles. Bu seneki resim öğretmeniniz benim. Umarım güzel bir yıl olur.
Müdürün dışarı çıkmasıyla kapıyı kapattı ve sandalyesine oturmak yerine masaya oturdu. Her hareketini sanki en sevdiğim diziymiş gibi izliyordum.
Sınıftan bir kız ayağa kalkmış;
-Bay Styles öğretmen olmak için çok genç duruyorsunuz. Eğer haddimi aşmayacak olursam yaşınızı sorabilir miyim?
Bu soruya karşı o mükemmel suratındaki gamzeleri belirginleşmiş dünyadaki en güzel gülüşle sınıfa bakıyordu.
-Elbette bana istediğiniz her şeyi sorabilirsiniz lütfen çekince duymayın arkadaşlar. Yaşım 27.
Doğduğumdan 9 sene önce doğmak için neler vermezdim diye geçirdim aklımdan.
-Evet arkadaşlar dersimize başlamadan önce sınıf yoklaması alalım. Bu sayede tanışmış oluruz.
İlk kez listenin başında olmak beni mutlu ediyordu.
-Theodora Jones. Adın güzelmiş anlamı nedir?
-Burdayım efendim. Anlamı tanrının hediyesi. Dora da diyebilirsiniz.
-Güzelmiş. Tanıştığıma memnun oldum Theodora.
Adım ağzında bir ilahi gibi çıkmıştı. Böyle saatlerce adımı söylese bıkmazdım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ART TEACHER
FanfictionGözlerin; yağmurlu ve soğuk havadan sonra açan bir güneş gibi içimi ısıtıyor sevgilim...