♪ Othersland ♪

9.8K 645 1.1K
                                    

Eğer bu hikayeyi wattpad dışındaki bir mecradan okuyorsanız, çalıntı veya sahte (virüs riski bulunan) bir sitede bulunuyor olabilirsiniz. Lütfen o siteyi kapatıp hikayeyi wattpad'deki @Armylieber profilinden okuyun. Cihazınıza güvenlik taraması yapmayı da unutmayın.

***

Bazı anlar vardır. Gözünüzün önünde bir anı belirir, bir hatıra, bir olay ya da bunun gibi bir şey. Ve siz ne kadar çabalarsanız çabalayın, tamamını hatırlamanız imkansızdır. Fakat bu anılar sürekli bir şekilde karşınıza çıkar. Onu hatırlatacak bir şey görmeniz veya bazen sadece düz duvara bakmanız bile, size geçmişinize ait olduğunu düşündüğünüz fakat tamamını hatırlayamadığınız bir olayın eksik parçalarını  sunar.

Benim sürekli yaşadığım şey de tam olarak buydu.

Uyan artık, Rohae. Seni özledik.

Geri dön, bize geri dön, lütfen...

Uyan, kalk artık.

Geri dön!

Rohae...

Beynimde sinir bozucu bir şekilde yankılanıp duran sözlere bir lanet okudum. Neden sadece rahat bir uyku çekmeme izin verilmiyordu ki?

"Daha ne kadar kıçını yataktan kaldırmamayı düşünüyorsun, Ro? Yoonseo'ya bugün erken kalkacağımıza söz vermiştik."

Başımı yastığa gömmüş olduğum için sesim boğuk çıktı. "Sen buradan def olup gidene dek, Jungkook."

"A-ah, senin o nur yüzünü görmeden yeni bir güne başlayamam. Bilmiyorsun sanki."

Başımı yastıktan kaldırıp dağılan saçlarımı geriye ittirdim ve yatakta doğruldum. "Of, yine gaipten sesler beynime işkence ediyor. Bunaldım artık, sadece uyumak istiyorum."

"Şu gözlerinin şişkinliğine bak, kıyamam." Jungkook kıkırdayarak yanıma oturduğunda neredeyse ona yumruk atacaktım.

"Ne gülüyorsun? Çirkin olmam hoşuna mı gidiyor?" dedim homurdanarak. Fakat başımı yana çevirmemle onu yüzümün dibimde görmek, kalp ritmimi bozmuştu.

"Sen hep güzelsin." zeytin gözleri yüzümü turlarken, biçimli dudakları hafifçe yukarıya doğru kıvrıldı. "Gözlerin şiş olsa da, sürekli somurtsan da hep güzelsin."

Al işte, yine aynı şeyi yapıyordu.

Beni kendine aşık ediyordu.

Birkaç yıl önce, büyük bir yangından dolayı yaşadığım evle birlikte ailemi de kaybetmiştim. Bildiğim başka bir akrabamız yoktu. Jungkook'un ailesi ve benim ailem yıllardır çok yakın dost oldukları için, hiç düşünmeden bana büyük ve ihtişamlı evlerinin kapılarını açmışlardı.

Jungkook'un annesi hemşire, babası da polis olduğundan herkesin aynı anda evde bulunduğu zamanlar nadir oluyordu. Bunun dışında kuzeni Yoonseo genelde evdeydi ve abisi Junghyun da her gün saat 5'te işten gelirdi.

Yoonseo da bir nevi benimle aynı sebepten dolayı bu evdeydi. Küçükken ailesi bir trafik kazasında öldüğünden, teyzesi ona ana kucağı açmıştı ve 10 yaşından beri burada yaşıyordu.

Jungkook, Yoonseo ve ben sık sık film günleri yaparız. Özellikle de Jungkook'un ısrarlarıyla sürekli korku filmleri izleriz. Bunun sebebi muhtemelen korktuğumu bilmesi ve üstüne yapışmam.

Jungkook'un fazla ışığa olan alerjisi yüzünden gündüzleri dışarıya çıkması imkansız. Bu yüzden evdeki ışıklandırmalar ve ampuller de fazla parlak değil. Eğer fazla parlak bir ışığa maruz kalırsa, sürekli hapşırmaya başlıyor ve bedeninde yaralar çıkıyormuş. Eğer maruz kalışı uzun sürerse sonu ölüme kadar bile gidebilirmiş. Bu yüzden evin perdeleri hep kapalı olur. Televizyon, Jungkook'un telefonu ve laptop'u gibi şeyler düşük parlaklık ayarındadır.

• The Place That We Are Togehter Π Jeon Jungkook • |One Shot|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin