Dünyanın merkezi olarak bilinen Tie medeniyetinin başkenti Keus şehri.Dünya üzerinde bin yıldır hüküm süren bu medeniyetin izleri her yerde.Bu şehre dünyanın merkezi denilmesinin sebebi ;Krallliklar,farklı yönetim biçimiyle yönetilen ırklar hepsi buraya bağlılar.Şehri yönetenler ise eski kadim soydan geriye kalan on iki yaşlı bilge.Çok güçlü oldukları söylenir ve yaşları ve güçlerini kazanma şekillleri hakkında efsaneler dilden dile dolaşır. Yaklasik bin yıl önce ölüm diyarı olarak bilinen hükümsüz krallık sınırında yapılmış büyük savaş sonunda o savaşın galibi olan soyun çocuklarinin kurduğu eşsiz bir medeniyet Tie.
Dünya üzerinde savaşlardan uzak bağımsız bir bölge.Bilinen hikaye
İki şehir muhafızı ve özel eğitimli on kadar koruma bilgelerin emriyle hükümsüz krallıktan savaş sırasında çalınan ve yaklaşık bin yildir kayıp olan hüküm taşını bulmak için yola çıktılar.Taş bin senedir kayıp.Kehanete göre taşın ortaya çıkma vakti geldi ve adaletin devam edip barışın sürmesi için bulunması gerekiyor. Efsaneye göre taş o kadar güçlü ki taşı elinde bulunduran büyük ve ezici bir güç kazanıyor. Kötü ellerde ölümcül ve çok tehlikeli olabilir.Amaç güce hükmetmek değil sadece ayni zamanda adaleti sağlamak.
İki muhafiz birinin ismi Siena; güzel görünüşlü,atletik yapılı,iyi eğitim görmüş,20'li yaşlarda,kızıl saçlı,yeşil gözlü genç bir kadın.Diğeri,nin ismi Chren; yaklaşık iki metre boyunda,sarı saçlı ,siyah gözlü, geniş omuzlu , sert bakışlı,kalın ses tonu ve acımasız davranışlariyla tam bir aristokrat.Muhafız'lık rütbesine erişmiş iki eşsiz savasçı.Çok zor eğitimlerden geçerek özel sinavlarda üstün başarı sağlayan kişilere verilen bir rütbe muhafız lık.Chren bir çok şehirde ayaklanmalari bastırmış ve korkusuz bir savaşçı. Siene gelecek vadaden üstün zekasıyla tam bir komutan.Bu görev için seçildiler.Yola çıktıklarindan bu yana yaklaşık 21 gün geçti .Hükümsüz krallık sınırlarına ulaşmak üzereler Zor bir yolculukdan geçtiler.Yolda bir çok yağmacı,kanunsuz ve yabanî ile karşılaştılar.Eğitimlerinin hakkını fazlasıyla veriyorlar.
Bir gün sonra sınırı geçip insanların ismini bile söylemeye çekindikleri gizli ormana varacaklar.Karanlık bastırdı dinlenme vakti geldi. Burası gece ilerlemek için fazla tehlikeli gereksiz kayıp vermek istemediklerinden dolayı dinlenmeye karar verdiler.
Siena sıçrayarak uyandı bir haftadır aynı kabusu görüyordu.Gizli ormana yaklaştıkça kabuslar artıyordu aynı bilgelerin uyardığı gibi.Ormanda hayatta kalmak için sadece güçlü bir beden yetmez güçlü ve korkusuz bir ruhta gerekli.Chren Siena, ya bakarak sinsice güldü
Chren; hey kız çocuğu çok mu korktun bu görev için fazla yumusaksin ihtiyarları uyarmıştım. Diyerek pis pis güldü
Siena; Kafanı kopramami istemiyorsan kapat o çeneni.Görev önceliğim olmasaydı bu aşaglayıcı sözlerinden sonra çoktan ölmüş olurdun
Birbirlerine sert bir şekilde bakarak gözlerini yumdular.Siena kabuslarinda yüzünü göremediği tiz sesli biri tarafindan uyariliyordu.Ses ona ; Taş hüküm değil savaş getirecek buradan uzaklasmalisin diyordu.Uzun suredir aynı kabusu görmesi tesadüf değildi derinlerde bir yerde ürpetmişti. Ailesini savaşta kaybeden biri için savaş korkunç birşeydi.Bilgelerin uyarıları geldi aklına ve derin bir nefes aldi.Bu şekilde kendine olan güvenini tazeledi görev daima hep ön plânda olmalıydı o bu şekilde yetiştirilmişti.Sadece biraz dinlenmesi gerekiyordu ve bu işin sonunda çok yaklaşmışlardı.Az bir mesafe kalmisti ormana ve uykuya daldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK
FantasyBildiklerimiz! Ya da bildiğimizi sandığımız tarih ne kadar doğru.Gerçeklerimiz belkide sorgulamaya cüret edemediklerimizde saklıdır kim bilebilir.Tabiatta canlilar doğarlar,büyürler kendilerine biçilen hayati yaşarlar ve ölürler.Bu doğanın kendine b...