ertesi gün oldu. moralim yerlerde tabiki. içim içimi yiyor. Halbuki etkilenmiş gibiydi o da benden nasıl mesaj atmadı?
bir anda içten gelen bir jeton sesi duydum resmen.
bidakka benim facebook adresim aramalara kapalı. kimse beni bulamaz ki. ama nasıl düzeltebilirim? okuldayim, internetim yok. bir umut diyerek akşamı zar zor getirdim. eve gider gitmez kıyafetlerimi bile degistirmeden oturdum bilgisayarin başına. yerinde durabilene aşkolsun. birden bişeyler hissettim içimde. daha facebook hesabımı acmamistim bile ama tarifi imkansiz bir histi bu. midemin havalandigini hissettim sanki. ellerim soğudu. zorlukla da olsa hesabımı açmayı başardım.
ve gözlerime inanamıyorum. mesaj. YAKUP'dan mesaj vardi. evet bu o idi. hemen mesaji acip okudum.
-aha bizim hemşire aday adayi ;)
-cevap veriyorum: nasıl buldun beni. oysa ki aramalara kapatmistim.
anca bu kadar öküzlük olur di mi? sen beklemekten öl, mesaj gelince de nasıl buldun beni de. canını seveyim kübra ya.!
arkasindan mesaj geldi.
-ben istersem bulurum ;)
artistlikten ödün vermiyor arkadaş. !
iyi bakalım öyle olsun diyip kapattım konuyu.
baska muhabbetlere başladık.
burcundan bahsetti bana. Koç burcu kendileri. bu arada ben de boğa burcuyum. en uyusmaz burclar ikisi. mesajlasirken bir cümlesi beni olduğum yerde sevinç çığlıklarına boğdu.
-"sence anlasabilecek miyiz?"
simdi diyeceksiniz ne var bunda abartacak. öyle degil işte. bu cümle ümit olduğunu gösterdi bana. aklıma karpuz kabuğu soktu yani.
"belki..."