Elimi çenemin altına koyarak karşımda oturan Feray'a baktım, yarım saattir ne iş yapabileceğimi düşünüyorduk. Ailem her ne kadar düzenli olarak para gönderse de kendi paramı da kazanmalıydım, böylelikle daha rahat ederdim.
Yaz tatiline girdiğimiz için okul sıkıntı değildi, rahat rahat çalışabilirdim ama nerede?
"Yapabileceğin işleri düşünelim," diyen arkadaşımı onayladım.
"Kafe mi olsa? Ama yok. Öyle bir yerde çalışmak istemem, biliyorsun."
Kafede çalışmak insanlarla fazla muhatap olmak demekti ve içlerinde anlayışsız olanları da vardı, o yüzden hiç bana göre değildi.
"Çalışmakta ısrarcı mısın, Dilem?" diye sorduğunda omuzlarımı dikleştirdim, "Evet ısrarcıyım, çalışmak istiyorum."
Benim inatçı ve ısrarcı oluşumu gayet iyi biliyordu, çocukluk arkadaşımdı sonuçta. Farklı bölümlerde okusak da aynı üniversiteye gidiyorduk. Ailemin sonunda izin vermesinin sebeplerinden biri de buydu zaten, tek başıma İstanbul'a göndereceklerini sanmıyordum ve Feray'ın da burayı kazanması üstüne aynı üniversiteye gidecek olmamız büyük katkı sağlamıştı.
"Evin içinde oturup düşünüyoruz, dışarı çıksak nasıl olur?"
Birkaç saniye düşününce hak verdim, evde oturup düşünürken ikimiz de bunalmıştık. Üstelik daha bir şey bulamamıştık bile.
"Haklısın, üstümüzü değiştirip çıkalım."
Başını sallayarak beni onayladıktan sonra odamıza gelmiştik. Yurtta kalmak ikimiz için de sıkıntı olacağından ev tutmuştuk ve ne çok büyük ne de çok küçüktü. İkimiz için de gayet iyiydi, böyle bir ev bulduğumuz için de çok şanslıydık aslında.
Üzerime kot pantolon ve bluz geçirdikten sonra hazırdım, Feray'a baktığımda onun da hazır olduğunu gördüm. Sanırım gezerek düşünmek daha iyi olacaktı.
~~~"Onca sokak dolaştık, hiçbir şeye rastlamadık. Şimdi de gelmiş bir kafede oturuyoruz," diyerek yanaklarımı şişirdim. Şimdiden canım sıkılmıştı, çok sabırlı birisi de değildim.
"Buldum!" diye bağıran Feray'ı duyunca irkildim.
"Ne buldun?"
Karşımda otuz iki diş sırıtan Feray vardı ve o da her ne kadar ortada bir iş olmasa da benim kadar heyecanlıydı. "Neden gazete alıp ilanlara bakmıyoruz?"
Oldukça iyi bir fikirdi, daha önce niye düşünmemiştik acaba?
"Kalk gidiyoruz!"
Gazete de uygun bir iş bulabilme umuduyla hesabı ödeyerek kafeden çıktık ve yol üzerinde ki büfeyi görünce adımlarımızı oraya yönlendirdik.
Birkaç tane gazete alıp parasını ödedikten sonra eve gidip bakma zamanıydı. Tabana kuvvet diyerek hızlı adımlarla ilerlemeye başladık, buraya kadar zaten yürüyerek gelmiştik. Ev uzak sayılmazdı.
Bir on beş dakika yürüdükten sonra sonunda gelebilmiştik.
Çantadan anahtarı bulup kapıyı açtım ve hızla ayakkabılarımı çıkararak kendimi içeri attım, Feray'da aynısını yapmıştı sanırım. Kendimizi koltukta otururken bulmuştuk.
Gazeteleri sehpaya koyup elimize bir tane aldıktan sonra ikimiz de incelemeye başladık. İlk gazetede bana göre bir iş yoktu, kimisi temizlikçi arıyordu kimisi de iş yeri için ilan vermişti. Oflayarak diğer gazeteyi alıp açtım, açtığım gibi gözüme bir ilan takılmıştı.
'Bebek bakıcılığı yapacak kişi aranır,
05*********'Hiçbir özellik bile yazmamışlardı ve denemeye değer bir işti. Bebekleri çok sever, küçükken misafirliğe gelen bebeklerle ilgilenirdim. Daha önce bir bebeğin altını değiştirmişliğim bile vardı, kardeşim olduğuna şimdi bir kez daha sevinmiştim. Anneme yardım etmiştim etmesine ama öyle çok da bilgim olduğu söylenmezdi. Sadece alt değiştirmesini, giydirmesini ve az çok ağlayınca nasıl susturmam gerektiğini biliyordum fakat bunlar yeterli miydi ki?
Kendi kendime bir süre düşündükten sonra benim için gazeteye göz gezdiren arkadaşıma döndüm, tereddüt ediyordum.
"Feray, sanırım buldum."
Dediğim şeyle başını kaldırıp bana çevirmişti bile, "Hani ne buldun?"
Dudağımı ısırarak karşımda ki arkadaşıma baktım.
"Bebek bakıcılığı," dedikten sonra gözlerini açabildiği kadar açan Feray'a şüpheyle bakmaya devam ettim.
"Bebekleri sevdiğini biliyorum, daha önce kardeşine de bakmışlığın var ama bunlar yeterli mi sence?"
Benimle aynı düşünüyordu, ama çok da zor sayılmazdı değil mi? Yapabilirdim, sonuçta üniversite okuyan bir kızdım. Her ne kadar öğrenci olsam da...
"Bence yapabilirim," diye heyecanla konuştum. "Yani neden yapamayayım ki? Hem tecrübe edinirim, fena mı?"
Bir süre bir şey demeyip bana baktı, sanırım düşünüyordu.
"Denemeye değer, yapamazsan o işten ayrılıp başka bir iş bulursun," diyen arkadaşıma gülümseyerek baktım. Her zaman yanımda olmuştu, olmaya da devam ediyordu.
"Öyleyse ver telefonu, burada numara var. Hemen arayacağım," diye kendimden emin konuştuğumda bana gülerek baktı. Ardından askıda olan çantanın içinden telefonumu alıp bana getirdi. Eve girdiğimde o heyecanla çantayı oraya astığımın bile şimdi farkına varıyordum.
Telefonu elime aldığımda son kez Feray'a baktım, gözlerini kapatıp açtı ve başını aşağı yukarı salladı. Bu 'ara hadi, sana güveniyorum' demekti sanırım.
Gazetede ki numarayı tuşladım ve telefonu kulağıma götürdüm, birkaç kez çaldıktan sonra açılmıştı.
"İyi günler, ben gazetede ki ilan için aramıştım." diyerek karşımdaki kişinin konuşmasına fırsat vermeden direkt konuya girdim.
"Öyleyse bir görüşelim, ama şuan görüşmem gereken başka kişiler de var. Sizden önce birini kabul etmezsem, mesaj atacağım."
Aldığım cevapla gözlerimi kocaman açtım, hem şaşırmış hem de üzülmüştüm.
Evet, üzülmüştüm çünkü benden başka arayan kişiler de vardı ve bu işi kaybetme ihtimalim vardı.
Şaşırmıştım, çünkü ben bir kadın beklerken telefonun diğer ucunda konuşan kişi erkekti.
~~~İlk bölüm geldi, beğenmiş olmanızı umuyorum. İnşallah öyledir🙈
İlk bölüm hakkında ki düşüncelerinizi merak ediyorum, yorum yapmayı unutmayın😄👇🏻
Ayrıca söylemeden de geçemeyeceğim, öyle sıradan bir konu yazmayacağım giriş bölümünü okuyunca aklınıza klişe bir şey gelmiş olabilir ama bölümler ilerledikçe göreceksiniz🎈 Kendinize iyi bakın, sonra ki bölümde görüşmek üzere🙏🏻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAKICI
Teen FictionÜniversite öğrencisi bir kız nasıl bebek bakıcısı olur sizce? Dilem, bebekleri çok seven biri olduğundan bakıcılığı gözüne kestirdi fakat bu sorumluluk gerektiren işle başa çıkabilecek mi acaba? °Başlangıç: 11.09.2017° °Kapak: WBAOfficial°