Babamın yeni ortağından dolayı gözlerimi yeni taşındığımız şehirde eski odama kıyasla daha büyük olan odamda açtım. Bir kaç dakika yatakta debelendikten sonra çıplak ayaklarımla zeminde dikelip dolabıma doğru yol alıp üzerime ince bir gömlek altıma ise siyah bir kot geçirdim. Lavaboya girdiğimde aynada gördüğüm kişi bana hiç benzemiyordu göz altlarım uykusuzluktan morarmıştı ve çok bitkin görünüyordum. Yüzümde bazı noktalara kapatıcı uygulayarak cilt tonumu insana benzettikten sonra siyah omzuma kadar olan dalgalı saçlarımı tarayıp açık bıraktım ve en son mavi gözlerimi belirginleştirmek için hafif bir rimel sürdüm ve artık hazırdım. Şimdi hayatımda tek varlığım olan annem ve babamın yanına gidip yeni hayatımızda ilk kahvaltımızı yapmak üzere aşağıya indim. İstanbul'a taşınmadan önce İzmir de iki katlı bahçeli bir evde yaşıyorduk. Babam işlerinin kötüye doğru yol almasından dolayı şirketi başkasına devretti. Ve bundan 1 ay önce katıldığı bir toplantıda eski bir arkadaşıyla karşılaşmış ve arkadaşının zor zamanlardan geçiyor olduğunu aynı zamanda kendisine bir ortak aradığını söylemiş ve babama ortaklık teklif etmişti. Ve böylece babam arkadaşıyla birlikte İstanbul'da yeni bir şirket açtılar. Arkadaşının yaşadığı zor şeyler ise babamın anlattığı kadarıyla arkadaşının iki çocuğu varmış fakat bir süre önce küçük kızını böbrek yetmezliğinden kaybetmiş. Bu nedenle karısı ve oğlu ile birlikte yaşıyormuş. Hatırladığım kadarıyla oğlu ile aynı yaştayız ve kahvaltıdan sonra onun gittiği okula kayıt yaptırmaya gideceğiz. Evet şimdi kahvaltı masasında yeni hayatımız hakkında konuşuyoruz. Ve hiç sormalarını istemediğim soruyu babam sordu;
''Kızım yeni okuluna kayıt yaptırmaya gideceğiz heyecan var mı?'' dedi. Bunun üzerine aklım İzmir de bıraktığım kardeşim gibi olan Aslı'ya gitti. Onsuz buralarda ne yaparım bilmiyorum. Ve babama tam ters bir cevap verecekken babamında işinin batmasından dolayı ve buraya gelmemizden pek memnun olmadığını hatırladım ve terslemek yerine sadece gözlerimi devirdim. Evet herkes benim göz devirmeme acayip sinir olur. Ve buna anneminde tepkisi geç kalmadı;
''Dilay o göz devirmede ne öyle hiç yakışmıyor sana.'' dedi ve bende ''ciddi misin anne'' bakışlarımı attım. Bunun üzerine babam;
''Cansu karışma benim biricik kızıma'' dedi. Ailenin tek çocuğu olduğum için üzerime fazla düşkünler. Aslında ailemle iyi anlaşıyoruz. Sadece annemle yaşadığımız her zamanki kavgalar hariç bence annesiyle kavga etmeyen yoktur.
Hızlıca kahvaltımızı ettikten sonra babam ve ben yeni okuluma kayıt yaptırmak için yola çıktık. Okullar bir haftadır açılmıştı ama ben taşındığımızdan dolayı bir hafta geç başlayacağım. Bugün kaydımı yaptırdık. Okula alışmak ve öğrenmek amacıyla okulda turladım ve annemin gelip alışverişe gitmek için beni almasını bekledim. Okulun üst forması varmış altımıza da istediğimizi giyebileceğimi söylediler. Benim için bir yandan iyi oldu çünkü genellikle okulda etek giymeyi sevmem. Annemle birlikte yaptığımız alışverişimiz bitti ve günün yorgunluğu ile uyuyakaldım.
Annemin bu çığlıkları yüzünden cidden bir gün kriz geçireceğim. Ne vardı yani iki dakika daha uyusam annemin çarşafımı çekiştirmesi üzerine dayanamayıp kalktım. Hemen elimi yüzümü yıkadım ve günlük hafif makyajımı yapıp saçlarımı salık bıraktım. Formamı giyip altıma da kot pantolonumu geçirdim. Hava hafif estiği için birde üzerime trençkot aldım. Sabahları pek iştahım olmadığı için kahvaltı yapmıyordum ve direk babamla yola çıktık.
Şuan okulun bahçesindeyim ve sanki insan görmemiş gibi herkes bana bakıyor. Sayamadığım kadar çok insan içinden hızlıca gidip karşıma ilk çıkan nöbetçi öğrenciye 12/D sınıfının nerede olduğunu sordum ve yerini öğrenip hızlıca buldum. Ders başlamadığı için sınıf hayli boştu ve bundan dolayı nereye oturacağımı şaşırdım. Ve sonunda kıvırcık saçlı, ela gözlü bir kız yardımıma koştu ve yanının boş olduğunu söyledi ve hemen oturdum. Adının Elçin olduğunu öğrendiğim kız cidden çok konuşkandı ve baya iyi anlaştık ve sonradan anladığım kadarıyla Elçin'in en yakın arkadaşı Kutay geldi. Kutay hafif kumrala kaçsa da sarışındı. İlk görüşte hiç hoşlanmadım çünkü dıştan çok itici gelmişti ama konuştukça onunda Elçin gibi sevecen ve çok şakacı olduğunu anladım sadece dışarıdan benim gibi tanımayan insanlar öyle düşünebilirdi.
Babam arkadaşının oğluyla aynı sınıfta olduğumuzu söylemişti ama daha öğrenememiştim çocuğun kim olduğunu zaten bende salaklık babama çocuğun adını sormayı unutmuştum eve gidince ilk iş sormayı aklıma not ettim. Benle Elçin yan yana Kutay ise bir arka sıramızda oturuyordu ve şimdiden kendimi onların grubuna dahil olmuş hissediyordum. Ve nihayetinde sınıf doldu ve hoca geldi. Tabi ki de derse başlamadan önce sınıfa kendimi tanıttım. İlk günün huysuzluğu vardı üzerimde ve bende dersi dinlemeyi bırakıp gözlerimi sınıfta gezdirmeye başladım. Her sınıfta olduğu gibi ön sıralarda inek öğrenciler vardı ve her soruya parmak kaldırıp kendi aralarında yarışıyorlardı. Benimde derslerim iyiydi ama hiç bir zaman en önde oturan inek öğrenciler kadar iyi olmadım. Sonra gözüm sınıfta uyuyanlara takıldı ve tek tek herkesi gözlemledim. Sonra sanki biri beni izliyormuş hissine kapıldım ve cam kenarında en arka sırada oturan çocukla göz göze geldim. Hafif gözünün önüne düşen kumral saçları ve kahvenin en güzel tonu olan gözleriyle bana bakıyordu o kadar güzel bakıyordu ki gözlerimi çekemedim ve o da çekmedi. Daha sonra hemen kendime gelip önüme döndüm...
Yorum ve votelerinizi bekliyorum. Ve ayrıca bana ulaşmak isterseniz instagramdan @beyzasbookshelf hesabından ulaşabilirsiniz. Sağlıcakla kalın 💞.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİDEN
Teen FictionÇağan ve Dilay'ın eğlenceli ve bi o kadar da hüzünlü aşkını okumak isteyenleri hikayeme alayım.