1.Bölüm

11 0 0
                                    

Ben Delal Kurtaş

Bugün 21 kasım yani benim doğum günüm.

18.yaşım ,bilirsiniz ki buralarda o yaşa gelmişsen evleneceksin demektir. Bende o şanssız kızlardan sadece birisiyim ama beni onlardan daha şanssız yapan başka birşey var sevdiğimin abisiyle evleneceğim. Ne zaman mı tam da bu akşam beni istemeye gelecekler.

Kirli camdan sızan güneş uyanmama sebep olurken ayağımın kenarında ağırlık hissedince birden doğruldum.

"Aybala neden ağlıyorsun,gel buraya" diyerek kollarımı iki yana açtım,oda bana yaklaşarak boynuma kollarını sardı."abla evlenmesen olmaz mı?"

Evlenmesem olmaz mı ,keşke olsaydı be Aybala keşke evlenseydim de sevdiğimle evlenebilseydim. Keşkeler işte sadece söylendiğiyle kalır.
"Hayır minnoşum maalesef olmaz evlenmek zorundayım" sardığı kollarını geri çekerek yüzüme doğru baktı, yaşlı gözlerini kreme çalan ince kazağına silerek " Abla babama söylersek belki vazgeçer"
En son istemiyorum dediğimde o ağır elini yüzümde hissetmiştim, bir daha nasıl istemiyorum diyebilirim.
"Sen boşver bunları, sen salona geç televizyon izle"
Dudaklarını büzerek yatağımdan aşağıya indi,bana bir kez daha bakarak ayaklarını yerde sürerek odadan çıktı. Çıldırmak üzereyim ne yapacağım. Sevdiğimden nasıl ayrılırım onu nasıl bırakıpda abisiyle evlenirim.
"Delal kalksana kız akşama beni istemeye gelmeyecekler"
Göz devirerek ayağa kalktım ,havalar biraz serin olduğundan yatağımın  başlığındaki en sevdiğim siyah yeleği üzerime geçirdim. Tam adım atacakken aklıma ondan ayrılmak zorunda olduğum geldi, nasıl ayrılacaktım, ne diyecektim de ayrılacaktım, nasıl beni istemeye gelecekler diyecektim.
Üzerimdeki yeleği özenle çıkartarak bozulmuş yatağımın üzerine bıraktım. Ondan aldığım her şeyi geriye verirsem belki beni azda olsun anlardı da konuşmak zorunda kalmazdım. Hemen gidip kıyafetlerimin altındaki 4-5 mektubu çıkardım, açtım bir tanesini okumaya başladım.

...Ey sevdiğim! Kalbim nasıl atıyor senin yolunda, gözlerim seni görünce nasıl da bayramlıklarını giymiş çocuklar gibi heyecanlanıyor bir bilsen. Gönül dile gelse anlatsa benim sana olan hislerimi. Olsun, ben dilin konuşabildiği kadarıyla yazıyorum sana. Dinle sevdiğim! 

Sabah oluyor seninle açıyorum gözlerimi. Bir bakıyorum sen varsın kalbimde. Kalbimden yüzüme sıcak bir gülümseme yayılıyor aniden. Anlayacağın, seninle başlıyorum güne. Yemek yerken, gülerken, ağlarken, çalışırken hep senin varlığın duruyor yanı başımda. Sonra gün batıyor yine, gece olunca senin resimlerine bakıyorum, gözlerim en son seni görsün diye. Yüzünün her santimini ezberliyorum ve kapatırken gözlerimi hayalin eşlik ediyor. Gözlerimde sen, dilimde sen, aklımda sen, kalbimde bir tek sen! İşte sevdiğim, benim günlerim böyle geçiyor. Kısacası seni düşünerek… Ve sen ne ara girdin kalbime, ne ara bu kadar işledin ruhuma; anlayamadım. Ama iyi ki de gelmişsin hayatıma. Ne de güzel geldin sen! Sen hiç gitme, gidip de gözlerimi esir bırakma kalbinde!...

Mektup bittiğinde gözümden aşağıya yaşlar  durmaksızın süzülmeye  başladı. 2. Mektuba nasıl başlayacağımı bilmiyorum , okusam olmayacak okumasam olmaycak ama okumak istiyorum son defa okumak istiyorum.

... Sevdiğim Hiç kimsenin olmadığı kadar yalınsın sen . Neysen osun ve sana böylesi çok yakışıyor . İnce ince hesap yapmıyorsun, ne güzel .Aşkın, başkalarının aşklarına bağlı değil . Severken, kendin için seviyorsun, kendini mutlu ediyorsun . “Önce o bana aşık olsun, sonra ben bakarım duruma” demiyorsun . Ve belki de bu yüzden herkesin aşık olabileceği bir insan haline dönüşüyorsun . 

Seni tanıyıp da aşık olmayacak bir insan olabilir mi ? Büyü değil sendeki, gerçeğin ta kendisi . Hiç kimsenin olmadığı kadar safsın sen . Kötü olan her şeyden arınıp öyle çıkıyorsun karşıma . Kendini düşünürken, koyu bencilliğin tuzağına düşmüyorsun . Dinliyorsun, öğreniyorsun, soruyorsun . İnsanların kötü olabileceğine ihtimal vermiyorsun . 

Belki de bu nedenle kötülük yaklaşamıyor yanına . Saflıkla ördüğün bir duvar var kötülükle aranda . Kötü olan hiçbir şey o duvarı aşıp sana zarar veremiyor . Saflığını duruluğundan alıyorsun, yoksa elbette yere basıyor ayakların, bulutların üzerinde değilsin her zaman . Keskin zekanla her şeyin farkındasın . Sen iyi olanı seçiyorsun . 

Hiç kimsenin olmadığı kadar çocuksun sen . Saflık seni çocuk yapıyor, yüreğinde yaşatıyorsun o çocuğu . Hiç büyütmüyorsun, büyütme . Yaşadığın sürece seninle kalacak o çocuk, biliyorum . Çevrendeki her şeye ilk kez görür gibi hayretle bakman, bir kaşif gibi oradan oraya dolaşman müthiş bir hayranlık uyandırıyor bende . 

Belki de bu yüzden yetişkinlerin hayata bu derece küsmelerini, bu kadar umutsuz olmalarını anlayamıyorsun . Hiç bitmeyecek bir oyunu oynar gibi neşeyle geçiriyorsun zamanını . Hiç kimsenin olmadığı kadar çekicisin sen . Sana baktığımda, kanımın akışının hızlandığını, tenimin ateşinin arttığını hissediyorum . 

Sana dokunmak, tenini hissetmek, deli bir heyecan veriyor bana . Çekiciliğini ortaya çıkarmak için hiçbir şey yapmıyorsun . Çünkü bu senin doğanda var . Belki de bu yüzden bir bakan, dönüp bir daha bakıyor sana . Nasıl bakmasınlar ki ? O etkileyici gözlerin hükmüne girmeyecek kimseyi tanımıyorum . 

Hiç kimsenin olmadığı kadar bendesin sen . Seni tanıdığımdan beri başka bir insan oldum . Aldım içime oturttum seni, bedenimin bir parçası yaptım . Nerede olursam olayım, benimlesin .

Konuştuğum sen, yürüdüğüm sen, yaşadığım sen . Belki de bu yüzden sensiz olma fikri çok korkutuyor beni . Bir yanımın eksik kalmasından ürküyorum . Gitmeyeceğini biliyorum ama, aşk insanın içine böyle korkular salıyor işte . Varlığın, bu korkularımı da yok edecek . Sen içime işlemeye devam ettikçe ben aşkın en derinini sunacağım sana ...

Ben bu adamı  bırakıpda nasıl başıyla evlenirim . Gözümden akan yaşların haddi hesabı yoktu

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 17, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MEYUSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin