Mahfiruz Sultan

1. Bölüm

Uzun bir yolculuk sonrasında Topkapı Sarayının önünde,Barbaros'un at arabası duraksamıştı. Yanında duran üç kız ile beraber tergince dışarıya baktı Çerkez güzeli Raşa.
Kapılar açılmıştı,Raşa'nın kolundan sertçe tutup arabadan indirdirmişlerdi. Barbaros'un adamı Raşa'ya yaklaştı.

"Geldik Raşa,şimdi bu saraya gireceksin ve kendi kaderini kendi ellerinle yazacaksın!"

Raşa'nın gözlerinden yaşlar akıyordu. Sarayda hizmetli olan iki harem ağası Raşa'nın koluna girmiş saraya doğru sürüklüyorlardı.

"Beni burda bırakmayın! Yalvarırım aileme geri götürün! Beni burda bırakmayın!"

Barbaros'un adamları atlarına binip ordan uzaklaşmıştı. Raşa ise,zorla da olsa,Topkapı Sarayı'na girmişti.
Onunla beraber saraya yeni gelen cariyeleri bir koğuşa toplamışlardı. Hepsi sıraya girmişti.
Haremi hümayunun başı dedikleri yaşlı,kilolu bir kadın yanlarına gelmişti. Çok korkunç bir kadına benziyordu.
Sıraya giren kızları göz ucuyla süzdükten sonra konuşmaya başladı.

"Ben bu haremin baş kalfası Rahime Usta! Bundan böyle hepiniz bu sarayda kalacaksınız. Merak etmeyin,kısa vakitte kâidelei öğreteceğiz size. Eğer sözümüzü dinleyip,kâidelere rivayet ederseniz bu saray size cennet,ancak tam tersini yapıp huysuzluk çıkartmaya çalışırsanız,cehennem olur!"

Raşa Hatun kendinden emin bir şekilde başını dikleştirip Rahime Usta'ya karşılık verdi.

"Peki ne yapacağız biz burada,kimin için burda tutuluyoruz?"

Rahime Usta gıcıkça gülümsemişti.

"Hala anlayamadın mı Hatun,siz buraya devrin padişahı olan Sultan Ahmed Han için getirildiniz. Bu Saray'da görüp görmediğin herşey ona ait,ben değil herkes onun kuluyuz,kölesiyiz. Eğer aranızdan birini beğenip yatağına alırsa,birde padişaha erkek evlat verirseniz,haseki sultan siz olursunuz,vakti geldiğinde dünyayı siz yönetirsiniz."

Raşa,bu sözleri duyunca adeta gözleri patlamıştı. Bulunduğu yere ayak uydurmak için elinden geleni yapacaktı.

Akşam haremde Valide Handan Sultan bir eğlence tertip etmişti. Handan Sultan,padişah Sultan Ahmed Han'ın validesiydi. Eğlence için hazırlıklar bitince desdur sesleri ile harem irkilmişti. Bütün kızlar sıraya dizilip eğildiler. Gelen,Handan Sultan ve kızı Ayşe Sultan'dı. Bir müddet göz ucu ile hareme yeni gelen cariyeleri süzdükten sonra baş köşeye oturup eğlencenin başlaması için göz ucuyla işaret ettiler. Bir kaç kız saz çalıyor,bir kaç kız eğlenip meydan yerde rax ediyordur,bir kaçı ise oturmuş eğlenceyi izliyordu. Şerbetler ve lokma tatlılar dağıtılmıştı. O gün haremde Sultan Ahmed'in tahta çıkması kutlanıyordu.

Raşa,bir kaç cariye ile beraber yer sofrasında oturup şerbetinden yudumluyordu. Arada nir Valide Handan Sultan ve kızı Ayşe Sultan'ın oturdukları baş köşeyi hafiften göz ucuyla süzüyor,onların ne kadar yanlışlı olduklarını düşünüyordu.

Bir anda Handan Valide Sultan'ın çığlıkları ile inledi harem. Çalgı sesleri durmuş,Ayşe Sultan yerde baygın bir vaziyetteydi.

-"Hekim çağırın,derhal,hekim çağırın!"
Diye bağırıyordu Handan Valide Sultan.

Raşa'da merak edip diğer cariyelerle beraber meydana toplanmıştı. Cesaretini toplamıştı.Eğilip şifalı ellerini Ayşe Sultan'ın yüzünde gezdirir.
Herkes şaşkınlıkla Raşa'yı izliyordu.

-"Ne yapıyorsun sen Hatun?"
Dedi Handan Valide Sultan korkumuş bir ses tonu ile.

Raşa gözlerini kapattı.
"Bana güvenin sultanım,Ayşe Sultan iyi olacak."

Valide Sultan'ın bunu kabul etmekten başka çaresi yoktu. Raşa Hatun içinden dualar ettikten bir kaç zaman sonra,Ayşe Sultan gözlerini açmış,ayaklanmıştı.
Valide Sultan da başta olmak üzere,herkes şaşkınlık ile Raşa'ya bakıyordu. Ayşe Sultan güç bela dairesine götürülmüştü.

-"Neyi var kızımın? Hekim misin sen yoksa?"
Dedi Valide Sultan,Raşa'ya dönüp.

Raşa hafif gülümseyerek yanıt verdi.

-"Bunu bana annem öğretmişti sultanım. Bu hadise dert ve sıkıntıdan meydana gelir. Belli ki sultanımızın kafasına taktığı şeyler var."

-"Bu iyiliğinin karşılığını alacaksın Hatun!"

Diyerek ordan ayrıldı Valide Sultan,Raşa ise koğuşuna döndü.