Hayat, bana küçük bir kasabada gözlerimi açtırdı. O zamanlara dair pek bilgim yok çünkü yetim doğdum. Bu yüzden sadece bana söylenenlerle yetinebiliyorum. Buralara ilk geldiğimde yağmur yağmaktaymış hatta gökyüzü adeta koca bir çekiç gibi yeryüzüne çivi çakarcasına yerleri inletiyormuş. Tabi bunları bana bayan Matilda söylerdi benim gelişimimle birlikte tüm olumsuzlukların bir torbada toplandığını ifade ederdi. O zamanlar küçük olamama rağmen hayal gücüm benim yol arkdaşımdı bu yüzden bunlara biraz ağlar , her yağmurdan sonra gökkuşağının belirdiğini hatırlar mutlu olup herşeyi unuturdum. Sanırım unutmak en mantıklısıydı arkadaşıma sarılıp beni hayata bağlamasını sağlardım. Ne arkadaşma ama var olmasıyla yok olması bir neredeyse.
Sabah güneş yine tüm ışıltısıyla aydınlatıyordu odamızı. Bayan Matilda'nın pencereyi açmasıyla perdenin dans etmesi bir oluyordu. Sanırım Bayan Matilda da bunun farkındaydı. Yoksa bu kadar sakin olmasını neye borçluyuz ?
Neredeyse hergün din dersi görüyorduk, çocukken en sevmediğim derslerden biriydi. Belkide bunu Bayan Matilda' ya borçluyum. Bizlere dinin hoşgörüyü simgelediğini söyleken B. Matilda bizi üzmekten ve kırmaktan hiç kaçınmıyordu. Onu her zaman gözümde canavar olarak görürdüm ahh hayal gücüm ve ben.
Derslerin sevilmeyen çocuğuydum. Nedenini hiçbir zaman anlamadım. Yaramazmışım öyle derlerdi, hahahah aslında bu çok aşikardı...
O gün din dersinden çıkarken Bayan Matilda'nın masasının altına çiğnediğim bütün sakızları yapıştırmıştım, tabi bunu kimse fark etmedi.Biraz zaman geçtikten sonra Bayan Matilda'nın çığlıkları bütün köşkü inletmişti.Anımsadıkça onun o cırtlak kart sesine hala gülüyorum. Ah... ne itici kadındı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mariyashka
General FictionHayat, bana küçük bir kasabada gözlerimi açtırdı. O zamanlara dair pek bilgim yok çünkü yetim doğdum. Bu yüzden sadece bana söylenenlerle yetinebiliyorum. Buralara ilk geldiğimde yağmur yağmaktaymış hatta gökyüzü adeta koca bir çekiç gibi yeryüzüne...