12/09/17
Kavga ettiğinizi söyledin, ve ben yine kollarımı sana sarmaya geliyorum. Bir yüzsüz gibi saçlarına dokunduğumda ise, göz yaşlarını akıtıyorsun omuzuma.18/09/17
Kapıda sizi gördüm, barışmış gibisiniz.
Sevindiğimi söyledim.
Ben cehennemi hak eden bir yalancıyım.24/09/17
Benden, başkalarını bulmamı isteme.
İnsanlar benden korkuyor, konuştuğumda ağzımdan çıkan tek şey soy adın.26/09/17
Stabil bir gün.
Cehenneme bir adım daha yaklaştım.01/10/17
Göz yaşlarının çığlık atabildiğine şahit oluyorum. Sanki yere düşen her bir damla adımı bağırıyor.
Gelmek zorundayım, yaşların beni çağırıyor Park.
not: Yalnızca kendimi kandırıyorum.03/10/17
Yanına gelmek için bahaneler üretmeye başladım, fark etmiyor musun?05/10/17
Ben bir zavallıyım.08/10/17
Katil olacağım, zindandan çıkmamı bekleyecek misin?09/10/17
Hastalığından yararlanıyorum, hala mı fark etmedin?
Fark ettiğinde, sende beni iyileştirecek misin?12/10/17
Canım yanıyor, iyi taklidi yapıyorum.
Gözlerimin acıdığını inkar edemem, ağlayacak kadar düştüm.
Tutmuyorsun, çakıldım.
not: Her ayın on ikisi geldiğinde, yalnızca uyumalıyım.22/10/17
Neden bunu yapmaya devam ediyorum?
Yalnızca siktiğim yerinden ayrılayım ve her şey bitsin.
Unutmak zor mu? Deneyeceğim.
not: Ağladığımı bile fark etmedin.02/11/17
Sabahları açtığın yüksek televizyon sesiyle uyanmayıp, geceleri sarhoş kelimelerini duymadığım, her gün kapına bıraktığım kahvaltın için gelen teşekkür mesajını almadığım on gün geçirdim. Kokunu özlediğimi söyleyemeyip, gelmek adına bahane bulmadığım on günün ardından unutmanın imkansız olduğunu fark ediyor bedenim. Gerçi, zihnimin en başından beri bildiğini düşünüyorum. Yalnızca şu on günde veremediğim kiloları verip, kanlanmış gözlerim ve mor göz altlarımdan anlıyorum bunu. Beni bu halde görsen, umurunda olur muydu?
Seni özledim ve bu zavallı olduğumu bir duvar gibi yüzüme vuruyor.
Deli gibi özledim.
Bu yüzden, ölmene izin veremem.
Ben de ölemem, sonra kim hastalıklardan koruyacak seni?
Kim ağlaman için sıcak bir kucak verecek?
Sadece, ikimizde ölmesek?
Öldüğümüzde, orada seni bulamayacağımdan korkuyorum.12/11/17
Adımla seslenmenin, bizi bu denli zedeleyeceğini kim bilirdi?
Şimdi ikimizde düşüyoruz. Seni tutamıyorum, kollarım minik bedenine yetişmiyor bu defa.
Korkularım gün doğumunda beliriyor, güneş nerede?
Yapamamaktan korkuyordum, yaptıktan sonra olacaklar aklıma dahi gelmemişti.
not: Her ayın on ikisi geldiğinde, yalnızca uyumalıyım. Uyanmamak üzere.12/12/17
Yılın son on ikisinde, bu lanetlenmiş günde yumuyorum gözlerimi.
Ölmeyeceğimi söyledim, ancak kahrolası bir yalancı olduğumu da söyledim.
Bu defteri bulursan, okumayı düşünür müsün? Emin değilim. Benimle ilgili şeyleri umursamazsın.
Beni umursamıyorsun Park. Bundan sonra da umursama, ölümüme üzülme. Bilirsin, üzüldüğünde gelmem gerekir.
Artık gelemeyeceğim.
Sefil hislerimi de beraberimde getiriyorum, acımak zorunda değilsin bundan böyle.
En çok canımı yakan şey, her seferinde ona geri dönmen değildi. Beni kullanman, ve hatta sürekli bağırıp çağırman da değildi.
On iki yılıma acımandı Park. Senin ve sorunlu yaşamına giden on iki yılım, az değil.
Yaşıtlarım, yahut senin gibi okula gitmedim. Bıraktım, çalışmaya başladım erkenden.
O günler, seninde gözlerini dolduruyor mu? Benim defterim çoktan ıslanmaya başladı bile.
Üst katını tuttuğum gün, bana kızmış gibi olmuştun. Kısacık bir süre, önemsemiştin sanki. Paramın gitmesine mi üzülmüştün? Bilemiyorum, zaten hemen sonra umurunda olmadığını söyleyip yüzüme örtmüştün kapını. Ne heyecanlarla basmıştım ziline oysa, yılların birikmişliği vardı üzerimde.
Beş yıl sürmüştü o kadar parayı biriktirmem. Bir, iki değil üç işte birden çalışıyordum. Sana olan sevgimdi sebebi hep, o zamanlar saftım. Sevgim gibi, saftı o da. Gün geçtikçe kirlendi, kirlendik. Beni kötü bir adam yaptın, kendini de öyle. Her gece sarhoş oluyordun. Hatırlıyorum, seni ayıltan yine bendim.
Günler çok hızlı geçmiş, öyle ki şimdi damlalarım bile daha yavaş akıyor gözlerimden.
Saatim yaklaşıyor, gideceğim Park. Bu sefer gerçekten gideceğim. Unutmak zorunda kalmadan, acısız ve sessizce.
Elvedaları sevmem, bilirsin.
Senin için geldim, ve şimdi senin için öldüm Park Jimin.
not: Siktiğimin ayları ve on ikilerinden kurtuluyorum._______
anlamadıysanız eğer, kısa bir açıklama bırakıyorum.kook ve jimin iki yakın arkadaşlar, ancak bu dostluğun arasında iki büyük sorun var.
kook, yıllardır jimin'e platonik. jimin ise onu umursamıyor.
yalnızca onu değil, daha çok hayatı umursamıyor. kendi kendine yaşayan, sorunlu bir tip.
yine de jungkook onun yanından bir an olsun ayrılmıyor, alışmış.
bir gün kook, jimin'in üst katına taşınıyor. böylece komşu oluyorlar. ancak komşuluk ilişkisi aralarını daha çok açıyor, artık yalnızca jimin üzgün iken görüşebiliyorlar.
kook, jimin her mutsuz olduğunda evine gidebiliyor. jimin bir tek kook'a sahip, bu yüzden yanında ağlamaktan çekinmiyor.
jimin bir de kendisi gibi sorunlu bir sevgiliye sahip, ki birbirlerini doğru düzgün sevdiklerinden bile emin değiller.
kook, hiç açılmadı jimin'e. kabullenemiyor çünkü, hislerine karşı geliyor.
günler birbirini kovalarken, kook taşınıyor. jimin ona acıdan başka bir şey vermiyor çünkü. yine de unutamıyor, gittiği yerde dahi acı çekiyor.
ve en sonunda dayanamayıp, sevgisini kelimelere döküyor.
karşılığında ona acıyan bir jimin olduğunu düşünüyor, ve buna dayanamayıp intihar ediyor.-finale son iki bölüm.
—sonraki iki bölüm jimin'in iletilemeyen mesajlarını içeriyor.