Sabah kalktığımızda her yer cıvıl cıvıldı ama bir yerlerden zombi sesleri geliyordu.Geldiklerinde Martin ve ben gezinmeye çıktık yanımıza silahlarımızı da aldık tabii.Martin bana döndü ve ''Hadi dostuum buralarda hiç aylak yok nerden uydurdun zombi olduğunu''dedi ve arkasında bir zombi belirdi ama Martin onu görmemişti.Ben de zombiyi vurdum Martin bana tepki gösterdi''N'apıyon mal beni vurcaktın or*sp* çocuğu''dedi.Ben ''Arkanda zombi varda yere bak istersen'' dedim Martin yere baktı ve özür diledi.
Eve gittiğimizde ise Joseph'i göremedik o ise bir bir evin arkasına geçmiş bizi korkutmaya çalışıyordu.Evde bir toplantı yaptık ve ilk ben söz alarak konuştum ''Bence burayı başka bir yere taşıyalım ahşapları alalım biri korur diğerleri de eşyaları taşır ben korurum siz de eşyaları taşırsınız nasıl fikir.'' benden sonra Martin konuştu ''Bence de taşıyalım çünkü burada daha fazla dayanamayız bir kamp kurarız ve bizim gibi yaşayan insanları o kampa alıp yaşarız.''(Aynı TWD deki gibi)
Kampı kurduk ama kampa gidene kadar 3 asker daha bulduk onlardan 1 i öldü biz de 5 kişi kaldık kampı gören geldi ve en son 15 kişi olduk.Hiç ses çıkarmadan çadırlar kurduk.En büyük çadır ortadaki yani toplanma çadırımızdı bütün çadırlar ortadaki çadıra doğru bakıyordu.(Adamlar çıktığı gibi toplanma yerine gidicekler ve nöbet tutan da orda bekliyecek.)
Günün sonunda nöbeti kimin tutacağına karar vermiştik ama çok büyük bir alan olduğu için 2 nöbetçi seçtik nöbetçiler Joseph ve Martin'di.
Devamı Sonraki Bölümde :)
Bu kitabı okuyun vote atın hatam varsa comment atın bana destek olmak için her ne bok varsa yapın hadi gittim ben.