Bölüm 1

28 3 0
                                    


Aşkın'ın ağzından;
Yine iğrenç bir pazartesi gününe "Aşkığğğğnnn" diye ciyaklayan annemin sesi ile başladım. "Sabah sabah bu ne ses yaa anneyyy" "Kalk kız servise geç kalıcan!" "Anağğğmm! Sen alınma anne kendi kendime anağm yane" "Boşlama, çok boş yaptın" "Allah allah bu kadın nerden duyuyoda bana söylüyo acaba" düşüncelerinde dolaşırken kalkıp üstümü giyindim. Giyinmedim ne giysem diye düşündüm tabii ki. Evet sivil gidiyoruz. Üstümü sıfırkol siyah tişörtümü geçirip altına beyaz pantolon giydim. Belimede kareli kırmızı gömleğimi bağladım. Saçlarımı taradım ve açık bıraktım. Hazırdım ve servise doğru yol aldığım sırada "Aşkığnnn kahvaltı yapmadın kızım!" Ayakkabılarımı giyindiğim sırada bunu söylediği için sinirlenmiştim "O iş geşti aneyy" deyip evden çıktım. Servise bindiğim sırada Faruk Amca ile göz göze geldiğimi fark ettiğimde "Ah be tonton amca! Yine bu sabah körlerinde senin için kalkıyorum, bir günaydın yok mu?" "Kalkmayaydın kızım! Yine her sabahki gibi geç kalıp bisikletle gelseydin!" Deyip güldü. Ulan moruk amca bile benle dalga geçiyo. Okula gittiğimde sınıfa girip yine en arkaya oturdum. Servisle geldiğim için Feris ve Hayal'den önce gelmiştim. En nefret ettiğim iş haaa!

Feris'in ağzından;
Sabah kafamın dibine işleyen alarm sesi ile "Noliyy yaa sabah sabah!?" Alarmıma bakıp bir küfür savurdum. "Seninle görüşücez lanet ses bozuntusu. Dua et telefonumdan ötüyon. O benim kıymetlim. Yoksa sana yapacağımı bilirdim ben!" Deyip banyoya girdim. Yüzümü yıkayıp kıyafetlerimi giyindim. Bugün altıma açık mavi kot pantolon, üstüme ise MONDAY yazan tişörtümü giydim. Her ne kadar pazartesiden nefret etsemde benenahhh. Saçlarımı dağınık topuz yaptım. Aşkın bana çok yakıştığını söylediği için yaptım tabiki. Evden ayrılma vaktimin geldiğini anlayınca yatağımla duygulandırıcı bir konuşma yaptım. Evet zorla da olsa evden çıkmayı başardım.

Hayal'in ağzından;
Bu sabah Son Feci Bisiklet müzikli alarmım ile uyandığım için hayata aşk dolu bakıyodum. Sonra tabi yine olan oldu ve yatakta şarkı söylerken yere kapaklandım. Evet böylede huylarım var. Eğer halının üzerinde yüz üstü pijamalarıyla yatarken "Deeğiştirdiğe beniiiğ bu garip astronomiğee!" diye bağıran birini görürseniz o benim. Sabah Aşkın'ı çok özlediğim fark ettim. O benim ee şeyim. Lakap bulamadım şu an. Neyse, kalkıp banyoya gidip kıvırcık saçlarımı taradım. Sonra üstünü giyinip annemin her zamanki gibi hazırlayıp gittiği kahvaltıya oturdum. İyice tıkındıktan sonra evden çıktım. Sonra telefonumu unuttuğumu fark edip geri eve çıkıyordum ki lanet olası asansör tamda yerinde duruverdi. "İyi ki güne güzel başladım dedim amk!" Diye bağırıp bekledim. Yaklaşık 18 dakika sonra (evet saydım) asansör bozuntusu hareket etmeyi becerdi. Evden telefonumu alıp asansörün kapısını açtım "Allah belanı versin!" Diye bağırıp merdivenlerden uçtum. Okula doğru yol aldım. Yol alamadım. Bir meteora çarpmamla beraber (Meteor dediğim adam yani anlayın) "Önüne baksana lan!" "Özür dilerim görmemişim." " Gör bidahakine! Allah o gözleri bakalım diye yaratıyo, senin gibi insanları düşürmek için değil!Aaa ne bu sabah sabah canım!Bida güne güzel başladım dersem ağzıma sıçan düşsün!"

"Motorun soğusun be kızım!"

"Götoşşş!"

diye bağırıp okulun içine bodoslama daldım. Sınıfa doğru girdim ve içerde telefonuyla uğraşan Aşkın'a baktım. "Allam resmen ordaaa!" Diye bağırdım. Aşkın resmen yerinden sıçradı.

Herkesin bakış açısı :)
"Noluyo lan Hayal?!"
"Aşkım ! Oyyy nasılda özlemişim!"
"Oha sırtıma bineydin daha az yük olurdu herhalde"
"Bir bilsen başıma gelenleri Aşkımm!"
"Birincisi bana Aşkım deme ki sana gerçek arkadaşım gözüyle bakamıyorum, ikincisi ne olduğunuda bilmek istemiyorum!"
O sırada içeri Feris girer.
"Kankacıklarım, saygıyla ve en içtenliğimle günaydınlar!"
"Gün Hayallere pek aymadı ama olsun"
"Noldu henüz göbeğime taktırmadığım piercingimin demiri" "Yok bişe unuttum gitti. Ee kızlar bugünkü planımız ne?"
Aşkın söze girer.
"Evet cancanlar bugün için müko planlarım var. Dinleyim şimdi;
Öncelikle Faruk Amca'dan zorlada olsa aldığım flash belleği müdür yardımcısının odasındaki bilgisayara takacağiz. Sonra zil sesi kısmından o saçma gerizekalıca müziğin yerine "Bu Kız" şarkısını koyacağiz. İşler yolunda giderse çıkışda kopacağiz. Olurda aksilik çıkarsa okuldan atılmamamız dilekleriyle..."
"Aşkın nerden buluyon böyle planları?"der Feris
"Ee kimin kankası?!" Der Hayal
"Aman öyle bi kaç sade fikir işte daha bende neler vağğğrrr!" Der Aşkın (bu "der işine aldırmayın pls)
"Neyse plan başlasın bebeqler!"
2 saat sonra... Aşkın'ın bakış açısı;
"Olum yanlış zil saatine koymuşuz laaağğnn!"
"Aşkın napıcaz amk?!"
"Ne biliyim Feris dur bi bakalım anlıcaklar mı bizim yaptığımızı." Demem kalmadan Sümüklü Cadoloz müdürümüz Saliha Hanım'ın anonsu duyuldu "Aşkın Güler! Feris Saygın! Hemen odama!!"
O an kendimi kör kuyulardan atmak istesemde bunu yapamadım.
"Aşkın ne olucak şimdi?Ben daha çok gencim!"
"Bir şey olmayacak Feris! Çünkü o şey oldu bile, sıçtık!"
Derken yavaş adımlarla müdürün odasına girdik. Bize öyle bir bakışı vardı ki gözlerinden lazer ışımı atsa daha az korkardım. İçeride bizim takık sınıf öğretmenimizide görünce daha bi beter oldum. Feris ise korku dolu gözlerle odayı inceliyordu. Sessizce Feris'e fısıldadım "Kızım ne o ilk defa odasına gelmişiz gibi inceliyosun?!"
"Yok Aşkın, bu defa son gelişimiz olur diye inceliyim dedim"

"Bak onda haklısın ilte bence bende denemeliyim"

"Sizzz. Ne. Yaptığınızı. Sanıyorsunuuuğğzzz?!"

Diye cırladğında kulaklarımı kanamasına engel olamadım.

"Yüzsüzler sizi si-sizi sürükleyerek okuldan yollayacağım bee!"

Feris' te bende göt olduk ama hiç br şey demedik. Sonra bi mucize oldu ve Saliha bacımın telefonu çaldı. Evet bu bağırışından sonra bacımdır! Kendisini sevdirmeyi becermese de kendisinden korkutmayı çok iyi yapıyor. Telefonla konuştuktan sonra

"Yine iyisiniz, yine ve yine ama bu yanınıza kalmıycak!" Diye bağırınca sınıf öğretmenimiz dediğim takık hocaya el kol yaptı. Feris' e "N'oluyo lan?!" Bakışlarımı atarken öğretmenimiz bize "Derhal sınıfımı terk edin! Yeni sınıfınıza çıkın! Size artık katlanamam! Üç ahlaksız çocuk yüzünden başıma gelenlere bak, rezil olduğum yetmemiş gibi müdürden daha fazla azar işitemem!" Dedikten sonra nasıl sinirlendiysem ağzıma geleni saydım Cadı karıya "Birincisi; madem artık senin öğrencin değiliz, bir kaç çift lafım var! Biz çocuk değiliz! İkincisi; Senin pek de azar işittiğini sanmıyorum çünkü zaten bütün ses tellerini bize bağırırken yırtmış olmalı! Üçünücüsü de ; Şu saç modelini değiş be moruk!" Diye bağırıp odadan koşarak çıktım. Neyse ki Hayal' e sıçramamıştı bu olay ama eminim ki onunda sınıfını değişti çünkü "Üç ohloksoz çocokk" dedi. Üç yani anlatabiliyom mu? Sınıfa girip çantamı aldım ve "Hayal kalk gidiyoruz!" Dedim. "Nereye?Noluyo?" "Sınıfımız değişiyo. Olan bu Hayalcim" diyen sinirleri bozuk bir adet Feris'e bakakaldım. Sonra sınıfa bakınca sevindim. Neden mi? Canım kankacığım Tunahan o sınıftaydı "Tunapğğğğğ" "Aşkın?" Aramızdaki özlem farkı ne kadar açık değil mi? "Ne arıyosunuz kızım burda" diyen Tunahan'a tip tip baktım. "İnsan yeni sınıf arkadaşına hoş geldin der Namıssızın oğlu!" "Yeni sınıf arkadaşım?" "Canım bi-" dememe kalmadan sınıfa öğretmen girdi ve bize bakıp öylece durdu. Bu kadını görmüştüm. "Allahhhhh. Bu kadınç derste sesimizi çıkarsak kızmaz yeeeeyyy"dedim içimden fakat ders programına baktığımda neredeyse bütün öğretmenlerimizin önceki sınıf ile aynı olduğunu fark ettim. Sonra içeri birisi girdi. Daha doğrusu bir öğrenci. 30 saniyeye yakın bakıştık. "Ben bu çocuğu nerden tanıyorum yaa "diyen iç sesime " Ne bilim ben" diye bağırdım.
Herkezin bakış açısı :)
"Hayal bil bakalım ders ne?" Der Aşkın
"Kusra bakma akıl okuma, iç güdü gibi süper güçlerim olmadığından bilemiyorum" der Hayal
"Tamam birileri fazla kaşındı. Fen"
"Ağğhhh bana sakın derse gireni-"
Sınıfa öğretmen girer.
"Lanet olsun!" Diye fısıldar Hayal
"Götveren fenci yine bırakmadı peşimizi"
"Aynen ya!" Der Feris
"Sus! Seninle konuşmuyorum. Hemen beni sat Hayal ile otur. Bende Tuna'ya kalıyım. Ayrıca uzun zamandır birilerine trip atmamıştım iyi oldu bu" der Aşkın
"Hö?" Der Feris
"Domates diyorum çok sağlıklıdır"
Aşkın'ın bakış açısı;
O sırada arkamıza gelen şu çocuğun (bilirsiniz işte) yanına bir kaya daha geldi. Salak iç sesim "Bunların kolunun içinde taş falan mı var?" Diye düşünürken kafayı sıraya koyduğum gibi uyumuşum.
Feris'in bakış açısı;
Aşkın'ın uyuyakaldığını görünce kendi kendime güldüm. Çok tatlı uyuyo bu kız. Allam iyikide benim kankam diye düşünürken zil çalımca ben bir şok! Ne ara bitti bu ders? Gerçi hiç bişe dinlemedim ama olsun.

Arkadaşlar kitabımızı yeni yazdık. 2 kişiyiz :) Hatalarımız varsa affedin pls . Kitabı karışık olarak yazacağız. Neyse öpüldünüz. Oy butonu ellerinizden öper canlar ;)

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 28, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Arka SıralarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin