Bir Liseli

53 1 0
                                    

Gelin bizim liselinin hayatına bakalım. Adı Beren. Soyadı lazım değil. Sonrasında,  vereceğim bilgi Beren'in ailesi. Annesi maalesef vefat etti. Babası ile yaşıyor.Evleri orta halli bir ailenin evi gibi.Tabii bizim kızımız evin tek kızı. Yaz bitmişti. Beren ne kadar okula gitmeyi sevmese de mecburen gidecekti. Hatta babası ona haber vermdedn önceden kararlastirdiklari bir okula kaydetmişti. Beren bunu duyunca babasına okulu gezmek istediğini söyledi.  Babası da izin verdi.Beren de en yakın arkadaşı olan pelin'le gitmek istedi. Babasına haber verdi. Pelin de ailesinden izin aldı.  Sonuç olarak gideceklerdi. Beren bir yandan yeni okulunu merak ediyordu. Tabii Pelin önceden o okula gidiyordu, bu da bizim Beren 'i etkiledi. Vee okula gitmelerine yarım saat kalmıştı. 

Beren daha hazır degildi. Olamaaaaaz!!!!!!

      Daha saçını bile yapmamıştı. Babası acele etmemesi gerektiğini söyledi ama bizim Beren hiç duyar mı? Telaşla babasının dediğini de duymuyordu. Ayakkabılarının bağcıklarını hızlı hızlı yaptı. Kapıya kadar gelmişti Pelin.

- Hemen geliyorum tatlım mm!!!!!!

- Görebiliyorum. 

- Dalga geçmeeeee!!

-Hadi iki saat oldu hazirlanamadin be Beriş!( Takma ismi)

    Hızlıca hazırlanıp,  pelin'in annesinin arabasıyla gittiler.

Yalniz okul harikaydi. Tozpembe renginde hoş bir renkle boyanmış bir okul. Hayal edin. Içinde kocaman bir merdiven. Hem de Parıl Parıl parliyordu. Yeni silinmiş olmalıydı. Sanırım okulum 5 katlı idi. 1. katı tamamen muhasebecilik.

2. katında ise, ibadet yerleri vardı.  Dinlenme salonu vardı. Kantin de buradaydı. Ve de konferans salonu vardı.

3. katta ise, sınıflar var, benim sınıfım ise 4. katta. Bence, mükemmel denilecek kadar harikaydı.  Size lavabolarini anlatmadım. (Zaten gerek de yoktu bence. Neyini anlatayım; tuvalet yapacaksınız işte. )

Sonra bizim kızımız , universiteli oldu.Bakin bir havalı bir havalı!!

Dışarıya saçını duzlestirmeden, tırnağa oje sürmeden, makyaj yapmadan çıkmaz oldu. Arkadaş cevresine bakacak olursak; Pelin unutuldu.

Sahra, Cem, Mine, Damla, Damla'nin sevgilisi Kaan, Seçil, Meryem, Zerrin...

Kısacası cok arkadaşı vardı. Ama kankası dersek, Mine vardı.

Mine: Beline kadar uzun saçlı, uzun kirpikli, koyu saçlı, ela gözlü, ince dudaklı bir kızdı.

Sonra bir  cumartesi akşamı ; Sahra, Mine, Beren hep beraber bir cafeye gideceklerdi.Hepsi de birer gazoz ile kurabiye aldılar.Tam da o sırada Kaan geldi. Damla sürekli ona mesaj atıyordu. Kaan da onu  cevaplamakla meşguldü.

Beren: " Ne istersin?" diye sordu, Kaan'a.

Kaan: " Ben bi tane gazoz ile kurabiye alayım",  dedi.

Kaan içten içe Beren'i seviyordu. Ilk geldiği günden beri Beren'e aşıktı.Ama Damla bunu bilmiyordu.Beren de.

Kaan Cem'e bunu söylemişti.  Ama ikisi sıkı kanka olduğundan kimseye söz edilmedi.

Bi akşam Kaan Beren'e mesaj attı.

- Naber?

-Iyi. Tv izliyom.

-Ben de müzik dinliyordum. ;)

-Eee? Yarın okul tatil olduğuna göre plan yapmışsınızdır:)

-Yapmaz mıyız?Kankalarla havuza gidiyoruz.Gelsene!

-Kizlar geliyo mu?

- Tabii. Onlar gelmezse, biz nasıl egleniriz ki?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 16, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Bir LiseliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin