3

105 7 0
                                    

Playlist : Aerosmith -Dream On

İyi okumalar !

_______

-3-

İşe girişimin üzerinden koca bir hafta geçmiş ve hafta sonu gelip çatmıştı.Nihayet izin günüm geldi.Tüm kemiklerim sızlıyor.

Kafede verilen bahşişler sayesinde kendime bir kaç parça kıyafet alabilecek kadar para biriktirmiştim.Müşterisi bol ve cömert olan bir kafe bulduğum için şanslıydım.Yatağımdan kalkıp birbiriyle savaşa girmiş olan saçlarıma çeki düzen vermeye çalıştım.Eh,en azından az önceki gibi büyük bir kargaşa yoktu.

Üzerimdekileri çıkarıp sıcak bir duş almak için bin bir düşünceyle banyoya ilerledim. Gerçekleştiremediğim hayallerimi,eski arkadaşlarımı,şansım varken yapabileceklerimi,yapamadıklarımı.Ve en önemlisi;yaşadıklarımı düşünüyordum.Zaten ne yapıyorum ki yaşadıklarımı düşünmekten başka?Yaklaşık on beş dakika sonra işimi bitirip tekrar o kıyafetleri giymek zorunda kaldım.Lanet,kokuyorlardı.Biraz daha idare edebilmek için oda spreyini üzerime sıktım.Parfümüm yoktu.Ne zaman bu kadar pis birisi oldum ben?Her neyse,siktir edin.

Saçlarımı kuruttuktan ve kahvaltıyı hazırladıktan sonra Eylül'ü uyandırmak için odasına gittim.Kapıyı çaldığımda ses vermemişti.İçeri girip onu uyandırmak için yatağın yanına yürüdüm.Uyurken normal halinden daha masumdu.Eh, belki de böyle düşünmemin sebebi uyurken bana 'küçük kaçık ' diyemediğindendi.

Bankta tanıştığımız gün beni dürttüğü gibi dürterek intikamımı aldım.O gün öyle bir dürtmüştü ki iki gün boyunca uzun tırnağının iziyle gezmiştim.Tesadüf üzeri olan tanışmamızdan kalan ilk hatıraydı belki de.

"Hey,uykucu.Kalk hadi sofra hazır." Küfrederek başından gitmemi söylediğinde kaşlarımı çattım.Onu daha sert dürterek "Uyansana,saat 10 oldu!" dedim."Hala seni annemin yolladığını düşünüyorum.Dünkü seksi kız nerede?İçinde bir yerlerde olduğunu biliyorum.Onu da öldürmedin değil mi?" Gözlerimi devirdim. "Çok konuşma,kalk hadi.Pek kahvaltı hazırladığım söylenemez.Nadir anlardan birinde olduğumuz için kalkıp keyfini çıkarmalısın.Hadi!"

 Oflaya puflaya yataktan çıkıp banyoya gitti.Sanırım haklıydı.Kendimi annesi gibi hissediyordum.Ne yapayım? Kontrolü sağlamak hoşuma gidiyordu.

Kahvaltı çok sessiz geçiyordu.Bu sessizlik beni bile sinir ettiği için konuşmaya başladım."Bugün işin var mı?" Şüpheyle bana baktıktan sonra cevap verdi."Hayır,neden ki?" Gülümsedim.Aslında bu gülümsemenin içinde 'birazdan diyeceğim şeyi kabul et,lütfen' diye bir yalvarış gizliydi."Kendime bir kaç parça kıyafet almalıyım.Yalnız gitmek istemiyorum." Sağ elini düşünür gibi çenesine dayadı."Bir şartım var." Kaşlarımı çattım."Ne şartı?" Gülümsedi."Sana yeni bir tarz bulacağız.Cici kızlar gibi giyindiğine eminim.Onlardan nefret ederim.Senden de nefret etmemi istemiyorsan..."Nefesimi dışarıya verdim."Beni gerçekten pazarlayacaksın,değil mi?" Bu sözümle ikimizde kahkaha attık.

AVM'ye geldiğimizden beri Eylül bana göre beni pazarlamak,ona göre içimdeki 'seksi kedi'yi dışarı çıkartmak için tonla kıyafet denetmişti.Sonunda beğendiklerimizi alıp eve yürümeye başladık."İçimdeki seksi kediyi bugün çıkarmaya ne dersin?"Açıklamam için bana baktı.

"Bara gidelim."

* * *

Üzerime siyah, mini bir elbise giymiştim.Kırmızı bir ruj sürüp saçlarımı açık bıraktım.Aynanın karşısına geçtiğimde eski Derin’den eser kalmadığını gördüm.Ama bu yeni tarzımı sevmiştim çünkü artık ruh halim tam buna göreydi.Karanlık ve sert.

SahiWhere stories live. Discover now