Soluk bir masaya yaslanmış,avuçları masaya dayalı ,nefessiz bakıyorsun bana,ben de bize bakıyorum,aynada.....
Omuzumu kirleten varlık, bir çift gözden daha farklı olabilirdi,olmalıydı..
Bacağımı yakan bu hissi taşımaya başladığımda kendi ayaklarımı taşıyamayacak kadar küçüktüm, ellerim ceplerime sığacak kadar küçüktü.. Annemin tozlu sesini duyuyorum solmuş perdelerin ardından,özür dilemeyi gerektirecek davranışlarıma dur demeyi öğrenebilmek marifet istiyor,ama ellerim hala zayıf ve sıcaktan mahrumlar. Kafamı delen bir ses beni çağırıyor, davet ettiği yer yatağımın altı. Oraya gidiyorum. Saklambaçtan farklı bir amaç için oraya girdiğimde 12 yaşındaydım,oraya oynamak istediğim için girdiğimi düşünen aptal insanlar vardı. Orası benim evimdi,bir eve sığmayan bedenim oranın esiri olmuştu. Parçası kaybolan yapbozu arar titizlikle saçımı okşayan annem var benim,siz hiç annenizin ayak parmaklarını sevdiniz mi?
Bakma onlara,delirdiğimi düşünüyorlar, bende onlara sadece arkamı dönüp yanlarındaki yerimi boş bırakarak cevap veriyorum.bende delirdiklerini düşünüyorum,onların. Karmaşık bir sisteme alay konusu olmuş kargalar kadarız,hepimiz. Dünyada görülebilecek kadar büyümüş olmak deli işi,küçükler iş görür,mekanlarında kalırlar ve.. Sonrası yok. Başımı kaplayan bu keskin ağrı yine başladı. Kafamdaki küçük larva konuşuyor yine,a evet üzgünüm, bükre,kafamı yiyen bir adet larvadan fazlasın sen. Bazen bana ellerimi kemirmemi bile söylüyor biliyor musun,saçlarıma lekeler bırakıp ifritin temizlemesini bekliyoruz, beraber. Hep söylüyor o, ben de yapıyorum. Annem de derdi hep, ne derdi bilmiyorum ama dinlemiş olsaydım,yüzün daha az kırışır mıydı,merak ettim hep,'ettik'.Bir kırmızı rengim olsun istiyorum, tırnaklarımı ellerimde hissederken verdiği histen memnun yüzüme vuran o gülümseme, beni delirtiyor adeta.. Yataktan fırlayıp ellerimi saçıma götürüyorum, kafam, o nerede! Toz bezi elinde yürüyen kardeşimin gözleri ağzına kadar açılıyor, gözleri çok güzel, güzeller. Biri benim olsa bende güzel sever miydim annemi, kirpiklerimi süslediğim rimelin esası nedir,ruhumu delen rüzgara karşı dağılmayı engelleyecek gücüm yok ise, dağılacak olan dağları peki neden dizeyim.. Beyaz ellerim kırmızı oluyorken,ayaklarımı taşıyorum, içeri. Kapıya abanıp açmaya bir insana göre fazla iyiyim,elimin uzandığı yerden bir makas alıp saçıma götürdüğümde en son kaküllerim yüzümü deliyordu. Bükre,ruhumu delen deriyi keseyim mi?
Annem var benim,geceleri korkarak yanıma gelen bir kadın,yani bilmiyorum, geliyordur herhalde. Koyu siyah gözler görüyorum bazen odamda,kopkoyu, babama benziyorlar ama o uzağıma yanaşamayacak kadar yakın sadece bana. Yaban hayatımıza renk veren kırmızıları yerin dibine aktarırken ,kafam yatağın altına kayıyor,ellerimle yetişemiyorum! Tutsak edilmiş bir kurgu kafamda dönüyorken,ayaklarım ellerimden ayrılıyor,Bükre? Sen olmadan gidemem,sen gitmeden olmaz,gidersen bana bebeği büyümüş gözlerle baktıklarını düşüneceğim.. Ah, saçlarım! hayır,ben ellerimi sürmüyorum onlara,eriyorlar,onlar. Belimden kıskıvrak yakalayan hislerim,ağacın altına götürmeden önce,izin almalıyım, biliyorsun annemin kardeşimi bana bakması için gönderemeyeceği kadar uzak bir ağaç bu. Dilek ağaçlarının bir lamba ışığı altında olduklarını görmedim ben! Onlar ay ışığı içerler sadece,suyu sevdikleri gibi beni de severler ve bükreyide,başka birşey yapmazlar. Ama ben dileklerimi unutup geri geldim,camlardaki parmaklıklardan süzülüyorum içeri girerken,annem rahatsız olursa dişlerim sızlar,yine."Gözlerin bana değidiğinde kendimi çıplak hissediyorum,ruhumu gıdıklayan bir hisle başlıyorum,dudakların omuzlarına değdiğinde,gözlerim büyüyor göz kapaklarında. Bir an dünyadan sonra sende yaşayabilirim tek diyorum, sonra silüetin çıkıyor pencereden, başıma yemenimi bağlayıp fayans kabinlere kusuyorum,midemdeki kelebekler yerini sert ve acımasız kasıntılara bıraktılar. Senden daha çok canımı yakan tek şey, onlar"
Resmimi gördüğüm cam fanus üstüme yürürken, bıçağı karnına geçirerek kazanıyorum zaferi, ama ayak sesleri parmaklarımı kırıyor. GELİYOR,GELİYORLAR..'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeker Kokusu⭐
General FictionRüyamda gördüğüm bir silüeti andırıyorsun,güzel kareler hatırlıyorum,ama arkanı dönüp gitmeden önce bir kez daha iri bedeninin ortasına oturtulmuş sivri yüzündeki yamuk gülümseyişle sıratıma bakman daha acı. Ellerim büyüyor, dilimi kırıyorsun.. Şeke...