Rüya.

Evet tatlımlar yazdım işte bir şeyler. Okumiycaksınız ama olsun yazdım. Okusanız fena olmaz aslında :dd Neyse okuyun yorum yapın felan by :D

Yeni okuluma dalginca bakarken içtiğim kolanın pipetini dişlemekle meşguldüm. Burası hiç de hoşuma gitmemişti. Koridorda umursamazca Biyoloji sınıfını ararken gözüm dolaptan kitaplarını almaya çalışan çocuğa ilişti. Hafifçe sırıttim ve gözlerimi koridorun sonuna doğru kaydırdım. Biyolojı sınıfını gözüme iliştirdiğimde yorulmuş olduğumu hissedercesine kendimi sınıfa attım. Elimdeki kolayı kapının hemen yanindaki çöp kutusuna atıp yavaş adımlarla ilerlerken ayni zamanda sınıfa göz gezdiriyordum.  Yanının boş olduğunu gördüğüm sevimli bir kız hafifçe gülümserken yanına oturmamı işaret etti. Yavaşça yanına oturdum.

Çantamı sırtımdan indirip kucağima aldığımda yanında oturduğum kız bana bakıp hafifçe gülerken " Selam ben Lisa. Sen yeni olmalısın?"

"Ah, evet bu gün ilk günüm burda. Bu arada ben Irmak" dedim alnıma düşen saçlarımı kenara iterken.

Ufak bir kahkaha attı " Ben de Şikago 'dan geçen yıl geldim İzmir'e. Ama kısa sürede alıştım buraya."

Tam bir şey söylemeye yeltenmiştim ki içeriye Biyoloji öğretmeni olduğunu umduğum kısa boylu genç bir adam daldı. Elindeki kağıtları büyük bir acele ile masaya bıraktı ve ellerini birbirine vurarak sınıfa döndü. Oldukça güleryüzlü ve sevecen bir tavrı vardı.

" Merhaba çocuklar." derken muzip muzip yanıp sönen gözlerini sınıfta gezdirip biraz bekledi. " Yeni bir okul yılına birlikte gireceğiz. Bu yılkı Biyoloji öğretmeniniz benim. Adım Deniz Özsoymaz. 28 yaşındayım, 3 yıldır Biyoloji öğretmeniyim. Umarı-" derken sınıfa esmer bir çocuk daldı.

" Geciktiğim için üzgünüm. Girebilir miyim? " derken ağır üslubunu hiç bozmamıştı.

Öğretmen başını evet anlamında sallarken çocuk geçip en arka sıraya tek başına yerleşti. Kafamı ona çevirdiğimde bir ön sırada oturan saçları sarıya çalan çocukla gülerek birşeyler fısıldaşmaya başlamışlardı bile. Terlemiş saçlarını düzeltirken göz göze gelmiştik. Ben ona hayran hayran bakarken gözlerimi yakalaması pek de iyi olmamıştı. Yanaklarımın kızardığını hissederken tahtadan gözlerimi ayırmadım.

Tekrar onun bulunduğu yere bakarken bana bakarak sevimli sevimli sırıtıyordu. Gülümsememe hakim olamazken bana dil çıkardı. Ardından sırıttı ve önündeki deftere bir şeyler karalamaya başladı. Lanet olsun çok mükemmeldi.

Rüyalardaki gibiydi. Fazlasıyla harikaydı. Ah ne diyorum ben. Çok romantikleştim .ss