Rüya 2

19 1 0
                                    

 Ben dalmış gitmişken tenefüs zilinin nasıl çaldığını bile anlamamıştım.  Lisa beni hafifçe dirsekliyerek zil çaldı dercesine bana bakıyordu. Derken o esmer çocuğun bize doğru yaklaştığını fark ettim. Yanında o saçları sarıya çalan çocuk, ve saçlarını tepesinden toplamış kızırcık saçlı bir kız vardı. En arkalarında ise esmer oldukça zayıf çelimsiz bi çocuk ilerliyordu. Lisa ayağa kalkıp "Heeey" diye kahkaha attarken yerinden doğruldu ve hepsine tek tek sarıldı. Ardından havadan sudan küçük bi sohbet açılmıştı. Hepsi yan taraftan birer sandalye alıp bizim oyurduğumuz sıraya kurulmuştu bile. Oldukça sıcak kanlı insanlara benziyorlardı. Ben düşüncelere dalmışken o esmer çocukla göz göze geldik.

Sıcak bir şekilde gülümserken Lisa durumu farketmiş olacak ki konuşmaya başladı " Bu da Irmak. Yeni geldi okula." dedi beni gösterirken.  Hafifçe gülümseyip "Merhaba " dedim yüzümün kızarmasına engel olamayarak.

"Bu Burak, bu Derya, bu Fatih, bu da Hakan." dedi hepsini tek tek gösterekek. "O kadar hızlı söyledin ki kız eminim aklında tutmuştur." dedi kahkaha atarken kıvırcık saçlı adının Derya olduğunu öğrendiğim kız. Sonra hepimiz bir ağızdan gülmeye başladık. 

Demek o esmer çocuğun adı Hakan'dı. Diğerleri derin bir sohbete dalmışken Hakanın onlara katılmadığını gördüm. Cebimde titreyen telefon ile irkildim. Cebimden telefonu çıkartıp mesajı açtım. Mesaj annemdendi. Bu gün eve geç döneceğini, toplantının uzun süreceğini söylemişti. Bıkkın bir şekilde telefonu cebime koydum ve "Irmak" sesiyle kafamı doğrulttum.

Hakanla göz gözeydik. " Çok sıkıldım şunların sohbetinden" derken aptal aptal gülüyordu. "Bende öyle" dedim ve sırıttım. Derin bir iç çekip sınıfa göz gezdirirken bir elini ensesine koymuştu. Ardından yine bana dönüp "Çıkışta bir şeyler mi yapsak, hazır hava da güzelken. Buluşucaz bizimkilerle. E sende artık bizden sayılırsın. Sende gel?" derken gözlerinin içi gülüyordu. Ne diyeceğimi bilmiyordum. "Bilmem ki" dedim ifadesizce. Tişörtünün kollarını yukarı kıvırırken " Bunu tamam olarak kabul edicem" dedi ve göz kırptı.

-HAKANIN AĞZINDAN-

" O zaman Fatih'le Irmak benimle gelsin. Sende Lisa ile Derya'yı al." diye seslendim Burak'a arabamın kapısını açarken.  Hepimiz arabaya bindik ve Starbucks'a doğru sürmeye başladım. Aynadan Irmak'a doğru gözlerimi kaydırırken Fatih'le konuşuyorlardı. Dalgalı kumral uzun saçları vardı. Ela gözleri güneşte sanki sarı oluyordu. Ardından saçlarını arkasından yakalayıp omzuna atarken gülmeye başladı. Aaa ne yapıyordum ben? Irmak'ı mı izliyordum? Hayır hayır. Sadece biraz ilgimi çekmişti, o kadar. Derken yola odaklandım.

Arkadan gelen "Hakan" sesiyle döndüm. "Ya oğlum sap sap takılmasana sana birini ayarlıyalım" derken gülüyodu. Yoldan gözlerimi ayırıp tip tip Fatih'e bakarken Irmak kıkırdıyordu. Bende gülmeme engel olamamıştım. "Saçmalamayı kes Fatih" derken güldüm. "Lan sana kız mı yok? Kızlar ağzının içine düşücek hala nazlanıyosun buluruz birini." dedi Fatih ciddi bir şekilde. "Gerçekten sevdiğim birini bulmadan istemiyorum" derken gülümsedim ve arabayı park ettim. "Of tamam be" derken Fatih  arabadan inmişti bile. Irmakla arabada tek kalmıştık.

Ben arabada cüzdanımı ararken Irmak da birlikte inmemiz için beni bekliyordu. "Nerde bu cüzdan" diye sinirle mırıldanırken etrafa göz gezdiriyodum. "Sanırım şurda" derken ön koltuğa eğildi. Ardından kafasını kaldırdığında nerdeyse burunlarımız birbirine değecek kadar yakındık Irmak'la. Kalbimin hızlandığını hissettiğimde Irmak benden gözlerini kaçırarak gülümsedi. Hafifçe gülümsedim. Benden uzaklaşırken elindeki cüzdanı bana uzattı. "Teşekkür ederim küçük hanım" dedim ve gülmeye başladık. Ne oluyordu bana? Sanki farklıydı. Irmak, farklıydı.

 

Rüya.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin