Dudağındaki yaraya dokununca bi anda kasıldı. Sonra elimi kaşına çıkarıp dokundum. Hızla yerimden kalkıp içeri koştum. Buralarda ilk yardım çantası vardır herhalde. Alttaki bonyalardan birine girip ilk yardım çantasını dolapta bulup aldım. Koşarak kapıyı tam çıkıyordumki birine çarptım. Karşımda elinde buz torbasıyla karşımda duran Efeydi. Kavgayı bunlar mı etmişti. Sinirle elimdeki geri dolaba koydum. Yapmıyorum pansuman falan kendileri kaşınmış. Efe hâlâ bana bakıyodu. Omzuna çarparak yanından geçtim. Sonra bahçeye çıkıp yerime tekrar oturdum. Arasın bakışları üzerimdeydi. Ne olduğunu çözmeye çalışıyodu sanırım. Sonunda Efede masaya oturunca hiç onlara bakmadan canla ilgilenmeye başladım. Ona bakında bütün sınırın uçmuştu. Çatalını patates kızartmasına takıp, ketçapa batırıp ağzına atmaya çalışıyodu. Bakın tekrarlıyorum çalışıyodu. Ağzı burnu ketçap olmuştu. Ben gülünce can bana baktı sonra " of bi türlü yiyemedim sevgilim."dedi. Gülüp " bak şimdi sana bi tiyo vericem, ama bu seferliğine mahsus başka zaman yapmak yok tamam mı?" diye sordum. Can hızla kafasını sallayınca, tabağından bitanem patatesi parmaklarımla tutup ketçapa batırdım sonra ağzına tıktım. Masadakilere bakınca hepsi şaşkınca bana bakıp sonra gülmeye başladılar. Bende onlarla gülüp sonra ciddileştim. Kendi tabağıma patates kızartması koyup kenarına ketçap sıktım. Bitanesini ketçapa batırıp ağzına attım. Sonrada parmaklarımı yaladım. Kafamı kaldırınca iki adamında bana sırıtarak baktığını gördüm. Gözlerimi devirip başka yerlere bakmaya başladım. Mertin buraya doğru geldiğini görünce heyecanla ayağa kalkıp elimi peçeteye sildim. Koşarak yanına gidip boynuna atladım. Gerçekten merti çok seviyorum. Yani arkadaş olarak. Oda kollarını belime dolayıp ayaklarını yerden kesti. Bende ayaklarımı hafif kaldırdım. Arkadan Arasın kükremesiyle kendimi bildiğin yere attım. Az daha düşüyodum yaa. "Noluyor lan". Bende sinirle ona bakıp "yok bişey arkadaşıma sarılamazmıyım "diye çıkıştım. Aras" sarılamazsın"diye tısladı. Ne ara yanımıza gelmişti bu ya. Kollarımı göğsümde birleştirip "sarılırım Aras bey, mert hadi gel yemek yiyelim. "Dedim ve ellerimi çırptım. Mert bana gülümseyip gözleriyle arası gösterdi. Arasa bakıp yavru köpek bakışları atmaya başladım. Aras kaşlarını kaldırınca, kollarımı birleştirip arkamı döndüm. Belime dolanan ellerle ilk şaşırdım yandan bakınca arası gördüm. Aras bana gülümseyip kafasını sallayınca ellerimi çırpıp ona döndüm. Kollarımı boynuna dolayıp sıkıca sarıldım. Sonra bırakıp mert'e hadi işareti yapıp masaya doğru koşmaya başladım. Mert hâlâ kaşları çatık bana bakıyodu aras bile yerine oturmuştu. "Mert hadi"diye bağırınca kendini silkeleyip masaya Efe'nin yanına oturdu. Patatesimi yemeğe başladım. Elllerimi arada yalayıp çok güzel olduğuna dayir sesler çıkarıyordum. Gözlerimi açıp masadakilere bakınca hepsi tuhafça yerinden kıpırdadılar. Arasın yutkunduğunu görünce utançla bakışlarımı kaçırdım. Sultan anneyi elinde kurabiyelerle ve kurabiyeleri batırmak için çikolata sosu ile görünce hızla ayağı kalkıp elindekileri aldım masaya koydum. Elinden tutup canın yanındaki sandalyeye otutturdum. Yanaklarına kocaman öpücük kondurup yerime oturdum. Cana baktığımda parmaklarını yalıyodu. Onun bu haline güldüm. Sonra peçeteyle geri kalan yerleri silip "koş bakalım ellerini yıka ve geri gel. Çünkü şu ynınd otıran sultan çok güzel kurabiye yapmış. "Dedim. Can ellerini çırpıp hızla koşarak gitti. Bi patates daha alıp ağzıma atıyodumki, bileğime Aras yapıştı. Ben ona şaşkınca bakarken o keyifle parmaklarımı ağzına alarak pazatesi yedi. "Ama o benimdi. "Deyip sultan anneye döndüm. Pür dikkat bizi izlediğini görünce utançla başımı eğdim. Herkesin bakılını üstümde hissettiğim için hışımla elime büyük ağzımı dolduracak kadar bi patatesi soktum. Elimi peçeteye silip çayımı içtim. Can koşarak buraya gelince keyfim yerine gelmişti. Sandalyesine oturup dudaklarını büzdü"öpücük "deyince kıkırdayıp dudağına öpücük kondurdum. Sonra kurabiyeleri önümüze çekip, sosa bandırarak yemeğe başladık. Arada gülüşerek yedik. Herkes kahvaltısını bitirmiş çayını yudumluyodu. Bizde meyve suyularımızı. Arkamıza yaslanıp derin bi nefes verince aynı anda gülmeye başladık canla. Sonra ayağı kalkıp "hadi sevgilim gidip dişlerimizi fırçalayalım. "Dedim. Oda kafasıyla beni onayladı. Yukarı çıkıp dişlerimizi fırçaladık. Sonra aşağı inip bahçeye oyuncakları dağıttık. Birlikte oyun oynadık. Efe dışarı çıkmış, mert çoktan gitmiş, arassa işe gitmişti.