Pörtlek Yeşil Gözlü

130 8 20
                                    

Gözlerimi alarm sesiyle açıp esnedim ve dağılmış saçlarımı kaşıyarak yataktan kalktım.Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım.Aynadaki yansımama bakmamla, kulaklarıma kadar sırıttım.Tam olarak 10 saatlik güzellik uykum iyi gelmişti.İri yeşil gözlerim parlıyordu.Dudaklarım sabah olduğu için oldukça açıp tonlarda bir pembeye dönüşmüştü.Tenim pürüzsüz görünüyordu.HARİKA!

Hemen sıcak kısa bir duş alıp odama geçtim.Üzerime sarı şortumu ve beyaz askılımı geçirdim.Kalçama kadar örten siyah uzun ince hırkamı giydim.Ve parlatıcımı sürüp saçlarımı salık bıraktım.Çantama kitaplarımı koydum ve köşede duran boş kolileri alıp aşağı indim.Mutfaktan harika kokular yükselirken sıcacık gülümseyerek merdivenlerden indim.Annem masaya kurulmuş kahvaltısına başlamıştı bile.Kolileri salona bırakıp mutfağa geçtim.Hemen günaydın diyip kendime sandalye çektim.Kreplerden birini tabağıma çekip bıçağımla böldüm.Annem çatalını bırakıp ellerini çenesinin altında birleştirdi ve benimkine göre daha küçük ve parlak olan yeşil gözlerini bana dikti.

"Bebeğim bu gece yeniden işe başlıyorum biliyorsun ki iznim bitti.Beni bekleme eve gelip kapıyı kilitle.Biliyorsun iki sokak ötemizde bir cinayet işlendi.Güvende olduğunu bilmek istiyorum." dedi ve meyve suyundan bir yudum aldı.

Üç gün önce tam iki sokak ötemizde korkunç bir cinayet işlenmişti.Bir kız üç kişi tarafından tecavüz edilmiş ve defalarca bıçaklanmış şekilde ölü bulunmuştu.Tüyler ürperticiydi.Bunu düşünmek bile kalbime bir ağırlığın çökmesini sağlıyordu.Oysa insan ne yaparsa yapsın bunları hak etmez.Edemez.. Bu çok ağır birşey..Zavallı kız daha çok gençmiş.Söylenilenlere göre fakirmiş ve iş dönüşü bu olay başına gelmiş ve ölümle iğrenç bir şekilde tanışmış.Onun yerinde kendimi düşünüyorum da bu korkunç birşey..

"Tamam anne.Kapıları kilitlerim merak etme beni, asıl sen kendine dikkat et." deyip kahvaltıma geri döndüm.Beni onayladığına dair homurtular çıkarıp masadan kalktı.

"Ben çıkıyorum bebeğim.Kendine dikkat et!" deyip saçlarıma öpücük kondurdu.Tamam deyip onu gönderdikten sonra kahvaltımı edip ortalığı topladım.Kalan bir saatte atölyeme girip birkaç kara kalem çizimi yaptım.O kızı düşünmeden edemiyordum.Bunu o kıza yapanları bulsam önce kasıklarına kızgın yağ döküp sonra lanet erkekliklerini ellerine verirdim.Saçlarını tek tek yolup, kaslarını doğrardım.Gözlerini oyar, şamarlardım.Kalemi daha sıkı tutup karalamaya başladım.Kesinlikle kıza dokundukları dudaklarını keser, köpeklere yem ederdim.Tanrım! Bütün erkekler pislik..Gelen yırtılma sesiyle önümdeki resim kağıdını inceledim.Farketmeden yaptığım çizimim gözlerimi kocaman açmama sebep oldu.

Çizdiğim şey saçları zemine dağılmış ve kanlar içinde yatan karanlık bir kızdı.

..

Okula adımımı attığım andan itibaren bütün gözler rahatsız bir şekilde üstüme dikildi.Acaba üzerime kahve falan mı döktüm.Ya da atölyede boya mı sıçradı? Tanrım! Hemen üzerime göz ucuyla baktım.Fiyuhh! Neyseki üzerim temiz.Geriye bir sorun kalıyor.O zaman bu salaklar neden bana bakıyorlar ki?..

Ah..Tabi ya! Ben yeni öğrenciyim.Diğer bir deyimle çömez yada ezik olan hani! Kendimi biraz tuhaf hissettim.Müdürün odasına çıkıp ders programımı almalıydım.Daha sonraki tenefüslerde okulu bana gezdirebilecek bir arkadaş bulmam gerekiyordu.Etrafıma bakınıp en uysal görünümlü kişiyi seçtim.Uzun kahverengi bukleli, uzun boylu -aynı boyda sayılırız- sevimli bir kıza doğru yürümeye başladım.Kız etrafına neşe saçıyordu.Kız yanına geldiğimi görünce arkadaşıyla vedalaştı, bana dönüp gülümsedi.Aynı şekilde gülümsedim.

"Merhaba! Ben yeni öğrenciyim, müdürün odası nerede diye soracaktım." dedim.Kız gülümseyip üçüncü katta olduğunu söyledi.Teşekkür ettim ve üçüncü kata doğru yol aldım.

Merdivenlerden çıkarken oldukça uzun boylu bir çocuk bilerek omzuma çarpınca dengemi kaybedip tutunacak bir şey aradım.Ve onun kaslı kolundan tutunup dengemi sağlamaya çalıştım.Sinirlerim git gide artmışken bana dik dik bakan yeşil gözler karşısında biraz kayboldum diyebilirim.Benim gözlerim de yeşil birkere hıh! Ama onunki zümrüt yeşili, seninki ot yeşili! diye hatırlattı iç sesim.

Çocuk bakışlarındaki muzurlukla kolundaki elimi tuttu ve sertçe itti.Kaşlarım daha da çatılırken bu sinir bozucu yeşil gözlü çocuğun o kıvırcık saçlarını yolmak istedim.Aaa saçları kıvırcıkmış!!

Üstümü düzeltip, karşısında kollarımı göğsümde birleştirdim."Bir özür dilemek zor olmamalı." dedim kendime güveniyordum evet! Çocuğun yüzüne sırıtışı dağılırken salakça birşey söyleyip söylemediğimi düşündüm.Kaşlarımı gözlerime katmak istercesine çattım.Çocuk elini saçlarının arasından geçirdi ve diliyle dudaklarını ıslattı.Dudaklarına kayan dikkatimi zar zor toplayıp yeşil gözlerine dik dik baktım.O da aynı şekilde suratımı inceliyordu.

"Evet, bekliyorum!" dedim.Sinirleniyorum ama ha!! Çocuk elini belime koyup beni kendine aniden çekince vücutlarımız sertçe birbirine çarptı.Şaşkınlıkla yeşillerine baktım.Kulağıma eğilip fısıldadı.

"Çok beklersin güzelim." sinir bütün vücudumu ele geçirirken onu omuzlarından sertçe ittim.Ve arkama bile bakmadan üçüncü kata çıkmaya başladım.Koridorlarda kimseyi göremeyince tırstım.Galiba ilk günden, ilk dersime geç kaldım.Hepsi o salak, kıvırcık saçlı, sinir bozucu, pörtlek yeşil gözlü çocuğun yüzündendi işte! Ondan nefret ediyorum!!

--

Derin nefes alıp sınıfın kapısını çaldım ve yavaşça içeri süzüldüm.İçeride beklediğimin aksine oldukça genç bir kadın öğretmen vardı.Bana gülümseyince bende ona gülümsedim ve yanına gidip müdürün verdiği kağıdı öğretmene uzattım.Kadın tatlı tatlı gülümseyip ayağa kalktı ve elini sırtıma koyup konuşmaya başladı.

"Arkadaşlar sınıfımıza yeni bir arkadaş geldi.Hayatım kendini tanıtır mısın?" öğretmene gülümseyip sınıfa döndüm.Sınıfta bakışlarımı gezdirip konuşmaya başladım.

"Adım Darcy.Darcy Cleanwater.Buraya Batı Lisesi'nden geldim." deyip gülümsedim.Öğretmen bana teşekkür edip en arka sıraya geçmemi söyledi.En arka sıraya geçip kafasını sıraya koymuş uyuyan bir çocuğun yanına geçtim.Eşyalarımı sıraya koyup ellerimi birleştirdim ve İngilizce dersini dinlemeye başladım.Yanımdaki çocuk birazcık horluyor gibiydi.Ama yinede rahatsız etmek istemedim.Hoca not tutmamız gerektiğini söyleyince defterimi ve kalemimi çantamdan çıkarıp masanın üstüne koydum.Notumu alırken yan çapraz sıradaki sarışın bir çocuk yanımdaki uyuyan çocuğun suratına kağıt fırlatmaya çalışıyordu.Çocuğun yüzünü göremiyordum.Arkası bana dönüktü.Notumu alırken sarışın çaprazdaki çocuk isabet ettirdi.Ve yanımdaki uykucu küfür mırıldanarak uyanmaya çalıştı.Küfürden hoşlanmazdım o yüzden rahatsız oldum.Çocuk kalkıp yüzünü ovuşturdu ve esneyip kollarını gerdi.Kolları bana çarpmak üzereyken öksürüp dikkatini çekmeyi başardım yoksa kocaman eliyle güzel suratıma vurup hasar oluşturmasını asla istemem.Çocuk bana dönünce şaşkınlığımı gizleyemedim.O-o çocuktu kıvırcık saçlı, pörtlek yeşil gözlü olanından hemde...

"Adım Harry! Pörtlek yeşil göz değil." diye mırıldanıp sırıttı.

HEY MERHABA YENİ BÖLÜM +3 TE GELİR.BU HİKAYENİN KURGUSU BİRAZ DEĞİŞİK O YÜZDEN İLERLEYEN BÖLÜMLERDE HİKAYEYE BAĞLANACAĞINIZI HİSSEDİYORUM :)
OY ATMAYI UNUTMAYIN GÜZELLİKLER :)

DADIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin