Telefonu az önce üstünde tepindiği koltuğun üzerine fırlatıp koşarak kapıyı açmaya gitti. Nefes nefese kapıyı açtığında karşısında tüm muhteşemliğiyle duran Jimin'i görünce elleri titremeye, kalbi hızlı atmaya başladı. Derin nefes alıp bırakırken kapının önünden çekildi ve ona gülümseyen Jimin'e yol verdi.
Jimin kapıdan geçti ama olduğu yerde durdu. Jungkook kapıyı kapatıp arkasına döndü ve Jimin ile karşılaştı.
"Şe-şey geçsene içeri istersen"
Jimin ona gülümseyip yaklaştı ve birden kollarını ondan biraz daha uzun ve kalıplı olan bedene sardı. Jungkook donmuştu. Jimin kendine gelmesi için kollarını biraz sıktı ve farketmesini sağladı. Jungkook kendine gelirken yavaşça ellerini Jimin'in sırtına koydu.
"Yani... Artık sevgili miyiz hyung?"
"Öyleyiz Kookie. Fakat sevgili olduğumuza göre bana hyung dememen gerekir öyle değil mi?"
Jungkook'un heyecandan elleri titriyodu ama bunu belli etmemek için kollarını sıkıca kendinden küçük bedene sardı.
Hep bunun hayalini kurmuştu. Belki de şuanda bir rüyadaydı. Yinede mutluydu Jungkook. Sarı saçların arasına burnunu gömüp derince içine çekti kokusunu. Elma kokusu başını döndürmüştü. Burnu hala saçlarının içindeyken konuştu.
"Öyle her şeyim, öyle."
Kollarını sıktı Jimin söylediği kelimeyle. Öyle derinden söylemişti ki titremişti.
Ondan hoşlandığını farketmişti. Hatta belkide seviyordu. Tamamen ne hissettiğine zamanla karar verecekti. Şuanda birazdan feels geçirecek olan Jungkook ile ilgilenecekti.
++++++++++++++++++++++++++++++++
Hey hey hey merhabalarr
Yeni bir bölümle karşınızdayım ho ho ho
Kısa biliyorum evet evet
Texting bir kitap olduğu için böyle bölümlerde kısa olucak yaniii
Bu arada ilk yazdığım kitabı sildim içim bir burukkk
Neyse öptüm bayyyy
