Selam canlarım ben amcanız :))
Alırım bi votenizi;))Aradan bir kaç hafta geçmişti. Bu süre zarfında birbirleriyle yazışmışlardı.
Tabi enes bundan mervana ve muhammete bahsetmemişti. Bu sırdı.
Mervanlara seslenip dışarı çıktı. Şu sıralar birbirleriyle zaman geçiriyordu. Enes onları rahatsız etmemek için çıkmıştı. Tabi yüzünde ki piçimsi gülüş yerini bulmuştu.
Sokağa çıktığında bir el hissetti kolunda. O kadar sert tutmuştu ki sanki kurtulması imkansız bir kapan gibiydi.
"Benimle geleceksin değil mi?"
Enes cevabını vermeden çocuk parmağını enesin dudaklarına indirdi.
"Seni koruyacağım."
Yürüdüler. Sessizlerdi.
Enes sessizliği bozdu.
"Adın ne?"
"Baturay."
"İsmin çok güzel."
"Sen daha güzelsin."
-
"Neden sahildeyiz?"
Baturay derin bir iç çekti.
"Seni ilk gördüğümde bizim okula gelmiştin. Kardeş okul projesi için. Orada kalbimi yerinden söküp gittin. Tabi sen bilmezsin. Hatırlamıyorsun bile. Ama ben kalbimin yerinde olmayışıyla beraber iz sürdüm. İstanbula geldiğinde ise arkadaşlarını takip ettim. Çünkü profillerinde ev adreslerine kadar bilgi vardı. Cesaretliler. Kimse bu kadar açık adres vermez."
"Bunları yapmanın sebebi bu mu yani?"
"Sana göre bu. Ama benim için değişiyor işte. Bu dediğin şey hayatım oluverdi."
"Sert birisin sanmıştım."
"Seninle konuşuyorum be adam, nasıl sert olayım?"
"Biliyorum. Sert görünmeye çalıştım çünkü başka türlü kabul etmezsin."
"Ben, senin olacağımı sanmıyorum."
"Elbette olacaksın. Haa sert görünmediğimi sanacaksan yanılıyorsun. Sadece duygular açığa çıktığı zaman yumuşarım ben."
Enese yaklaştı. Yanağından sert bir makas aldı.
"Yani hala benim dediklerime uymak zorundasın."
Enes yanağını tuttu. Ardından uzaklaşan baturaya baktı.
-
Enes tabağındaki yemekle oynuyordu. Derin düşünceler içindeydi.
"Enes yemeği mi sevmedin?"
Enes dalmıştı. Toparlanarak mervana baktı.
"Yoo. Senin yaptığın yemek kötü olmaz kankacığım. Sadece tokum o kadar."
Mervan gülse de muhammet enese ciddi ciddi baktı.
"Kanka sende bi gariplik var."
"Yok be. Ne garipliği olacak?"
"Harbiden muhammet bunu nereden çıkardın?"
Muhammet mervana sen sus bakışı attı.
"Bir sorun olursa bizimle paylaş enes. Olur mu?"
Enes kafasını salladı.
"Ben yatmaya gidiyorum azıcık yavaş halledin şu işlerinizi gece uyuyamıyorum."
Enes gülerken mervan ve muhammet aynı anda "şerefsiz" diye mırıldandılar.
Yatağına yattığında aklına gelen tek şey baturaydı. Bu çocuk aklını düşündüğünden daha çok esir almıştı.
Özellikle de bugün söyledikleri enesi fazlasıyla etkilemişti.
Eşcinsel olmaktan, eşcinsellerden asla iğrenmezdi. Eşcinsel miydi bilmiyordu ama asla yargılamazdı insanları.
Sevgi bedenlere sığamayacak kadar özgürdür. Dar kalıplara sokmanız hiç bir fayda etmez. Aşk evrenseldir. Bedene, tene, cinsiyete, ırka asla bakmaz. Aşkın işi kalpledir.
Ve enes bunu iyi biliyordu ki eğer birine kalbi ısınsa onu hissetse, heteroseksüel ve homoseksüel olması umrunda bile olmazdı. Gerçek sevgiydi çünkü o.
Yorgunlukla uykusuna daldı.