Bu bölümü 'yeni part' olarak paylaşmama rağmen kitap olarak açan Watty'nin şerefine...
------
Hala onu ilk gördüğüm anı hatırlıyorum. Filmlerde olur bilirsiniz dünya dönmeyi bırakır ve hiçbir şey hareket etmez ya? Tam olarak öyle değil ama onun gibiydi.
Harry ile -en yakın arkadaşım- kahkaha atarak yürüyorduk. Uni*'deki ilk haftamızın keyfini çıkarıyorduk. Kendimden geçmiştim, takımın bir parçasıydım, Manchester Üniversitesi'nde bursluydum, tamamiyle yeni bir dünya, yaşadığımdan daha farklı. Mutluydum ve macera için hazırdım.
Harry'nin saçma bir şey söylediğini hatırlıyorum, onun için normal bir şey saçmalamak. Ne söylediğini tam olarak hatırlamıyorum, sadece sesli bir şekilde gülmüştüm ve bir anlığına durdum. Muhtemelen yaptığı şakaya değil de arkadaşımın ne kadar aptal olabileceğine gülmüşümdür, bu büyük bir ihtimal. O pek de komik değil, bana sorarsanız.
Karşıma baktığımda sadece bana sırıtan Harry'nin yüzünü değil, onun arkasından kızıl saçları da gördüm. Yanında bir kız arkadaşı daha vardı. İkisi de çok mutlu ve mükemmel görünüyorlardı ama sadece kızıl saçlı gözüme çarpmıştı. Sadece onu görebiliyordum, gülüşü, içten bir kahkaha attığı için kısılan gözleri, kalçasının attığı her adımda aldığı vaziyet...
O anda tek düşündüğüm şeyi hatırlıyorum. "Güzel. O çok güzel." bu çok tuhaf çünkü, objektif bakacak olursak bugün ondan daha güzel kızlar gördüm. Yanındaki aradaşı daha tatılydı fakat ben gözlerimi kızıl olandan alıkoyamıyordum.
Beni böyle yapan şeyi tamamen bilmiyordum. Onu izlerken ne ara nefes almayı bıraktığımı hatırlamıyorken Harry'nin bana vurmasıyla ciğerlerime temiz havayı doldurdum.
"Ah, bu ne içindi?" diye bağırdım, vurduğu noktaya elimi götürürken.
"Ağzının suları akıyordu dostum." dedi omzunu silkerken. "Benim de öyle oldu."
Gözlerimi devirip, kızın olduğu yeri gözlerimle taradım, ama ortalıkta görünmüyordu, kalbimin çaresiz atış sesleri kulağıma doldu. Harry'e ne kadar aptal olduğu ile ilgili mırıldanım omzuna vurdum. Onun aptallığı yüzünden kızı kaybetmiştim.
Ondan sonraki
gün hayatıma devam ediyordum ama kızıl saçları bir türlü aklımdan çıkmıyordu. Kendime hep acaba onu bir daha görür müyüm diye soruyorum fakat o hiç benim yoluma çıkmıyor.
Sınıfta Uni Gazetesi'nin yeni sayısını okuyordum, en çok spor bölümü benim favorim. En iyi yorumları yazan yazar, Robin Summers. Onun erkek olduğu düşündüm, bilirsiniz, Robin bir erkek ismi. Antremandayken onu gördüm, sadece onu, koç ve Jonny ile konuşuyordu, en büyük şaşkınlığım ise takım arkadaşlarımdan birisinin onun Robin Summers olduğunu söylemesiydi.
Antreman boyunca onun dükktaini çekme amaçlı hep onun yönündeydim. Ama o gözlerini Connor'dan, takımın yıldızından, alamıyordu.
Ondan sonra ben ona bağı kaldım, sanki küçük bir sarmaşık gibi. Harry benimle alay ederdi, kıza nasıl takılı kaldığımla ilgili. İçimde onunla ilgili büyük bir parça vardı ve gitgide büyüyordu. Sadece onun beni fark etmesini istedim, ama o etmedi. Koca bir yıl geçti ama o hiç bana bakmadı.
Bir erkeğin kendisine hiç bakmayan bir kıza böylesine aşık olması olanaklı mı? Şey, o benim.
İşte bu benim küçük aşk çarpmamım başlangıcı ve nasıl bittiği. Takım arkadaşlarım ve arkadaşlarımla yeni yılı en iyi barlardan birinde kutluyoruz. Bardağımı havaya kaldırırken akciğerlerim çıkana dek bağırdım. "Bu yıl başaracağım!" Bağırdığımda herkes güldü, kimse neyden bahsettiğimi bilmediği halde.
"Başaracaksın!" bağırdılar müziğin ritmi bizi çevirirken kadehler havaya kalktı.
"Bu sene beni fark edecek!"diye bağırdığımda benden daha yüksek sesle bağırdılar. Cesaretlenerek devam ettim. "Kanıtlayacağım, beni fark etmesi için takımda en iyisi olacağım! Kendiliğinden benimle konuşmak isteyecek!" "Ona kimin en iyi olduğunu öğret!" Takım arkadaşlarımdan birsi bağırınca bende bağırdım.
"Bu tam anlamıyla yükselmek ile alakalı, ki ben yükseleceğim. Sadece bununla alakalı!" daha fazla bağırdım çünkü onun sadece en iyilerle röportaj yaptığı aklıma geldi. Ben en iyi oyuncu değilim. Benden daha iyileri var ve o en iyilerle konuşuyor. Bende en iyilerden biri olacağım.
"DAHA İYİ BİR SENE İÇİN!" Harry kadehini havaya kaldırıp bağırdığında bende aynısını yaptım.
"Daha iyi en için." Bağırdığımda geriye sayımın başladığını duydum. "Yükselmek için!" bir kez daha bağırdım.
"YÜKSELMEK İÇİN!" içimde kalanı tekrar bağırdım. Beni anladıklarından değil ama onlardan bağırmaya başladılar.
Üç, iki... bir! Yeni yılın azimine sahibim.
"Mutlu yıllar!" Herkes bağırıp, kadehlerindeki son son yudumlarını da içiyorlardı.
Robin Summers için kendimi yükseltmeye bir kadeh daha!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Enhance [@BelWatson'dan çeviri]
FanfictionO sadece bir spor muhabiri olmak istiyordu. Her zaman Uni'nin en iyi oyuncularıyla röportaj yapar ve bazen bazılarıyla çıkar ama onlar her zaman onun tatlı kalbini kırarlar. Ben asla onun kalbini kırmazdım, ama ben takımda sıradan bir futbolcuyum bu...