önümde bir adet kahve ile oturuyordum. Önüme gelen çikolata ile gülümsedim.
" Teşekkür ederim bebeğim." diyerek paketi açma çabalarına girdim. Dün olan bir yığın telfon konuşması,yeni bir dedikodu grubu,hiç durmayan whatsapp bildirim sesleri. Hiç biri yetmemiş gibi Melis'e tekrar,tekrar anlatıyordu. Melis aynı heyacan ile dinliyordu.
" Geliyorlar!!" diye bağıran Melis'e göz devirdim.
" Ben sınıfa gidiyorum görüşürüz." diyerek elime çikolatamı alıp kalktım. Gözlerim onunkiler ile buluşunca,bir şey olmamış gibi gittim.
okula tuvaletindeki aynaya baktım. Kahverengi kısa saçlarıma. Gözlerime. derin bir nefes alıp hırsla çıkıtım tuvaletten.
Kapıyı çalarak sınıfa girdim.Yerime geçerek defterimi çıkarttım.
Elimi yanaklarıma koyup,dirseklerimi sıraya yasladım. Her ne kadar dersi dinlemem gerekse dahi oldukça sıkıcıydı. Etrafıma bakınmaya başlamıştım. Onu görmemle istemmsizce gülümsemiştim. Onun bana bakmasıyla,aniden kafamı başka bir noktaya çevirdim. Hızlı olmaya çalışarak kitabımı açtım. Dersi dinlemeye başladım.
-*-
Kulaklıklarımı takmış ellerim ceplerimde yürüyordum. Kasım aylarının sonlarındaydık ve hava oldukça soğuktu.
Sezsiz,sezsiz şarkıyı mırıldanıyordum. Yanıma birinin geldiğini hissedince, gözlerimi o kişiye çevirdim. Şarkıyı durdurup,ona 'neden burdasın?' bakışı attım.
" Evinin biraz ilerisinde oturuyorum." dedi. Benim eveimi nerden bildiği muamma idi .
" Sen benim evimi nerden biliyorsun ki?"
" Bahar'la aynı evde oturmuyor musun? Ordan biliyorum."
derin bir nefes alıp seslice verdim.
" Ya sen salaksın,ya da... Sen salaksın işte! Baharın evini nereden biliyorsun be!" Evet! kesinlikle o bir salaktı! Başka bir açıklaması olamazdı ki zaten.
" Sabah Bahar'ı aldık ya evden." dedi. SOnunda aradığın cevabı az çok vermişti.
cevap vermeden yürümeye devam ettim. Ne o konuşuyordu ne de ben. Evin önüne gelince ,ceplerimi aramaya başladım. Anahtarı arıyordum. Hani şu kiataplardaki yakışıklı oğlanın attığı piç gülümsemesi ve ya bakışı var ya. Hah işte şuan ki tipinin tek açıklması o bakıştı.
"Anahtarı bulamazsan,evim biraz ilerde." Gözlerim büyümüştü. Tövbe Allahım! Sen bana sabır ver! Pis sapığın söylediği lafa bakarmısın ?! Önöhtörö bölömözsön evöm ördo! Ah! Sinirden kudurmak üzüreydim. Yolardım bune ben ya!
Birde söyledikleri yetmezmiş gibi göz kırpıp yürümeye başlamıştı!,
" Pis sapık! Aaaaay! Bak oğlum yolarım seni! Sonra saçsız kalıp yalnız kedilerinle geberirsin!"
Kapıyı açıp içeri girdim. Merdivenleri çıkarken hayla söyleniyordum.
" Pis sapık ya! Neymiş anahatarı bulamazsam evi biraz ilerideymiş! Bak,Bak sonra günah bana yazılıyor! Ama o cehennemdeyken ben orada olmayacaktım! Şimdi olabilirim gerizekalı ya!"
odama girip,çantamı fırlattım. Dolabıma gidip bir tayt ve üstünde 'CARZY CAT LADY' yazan sweatshirt giydim. Saçıma mükemmel derecede berbat bir topuz yaptım.
Bahar'ın odasına girdim. Makyaj yapıyordu. Dudaklarına sürdüğü pembe ruju ile bana döndü.
" Nasıl?" Ayağa kalkıp yanına gittim. Bir ıslak mendil alıp dudaklarını sildim. Nude bir şeftali tonu sürdüm,mat olduğu için daha güzel durmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Veliaht (Müphem Serisi -1-)
Teen Fiction-*- Aşık olmak hani güzel bir şeydi... Aşık olmak acı çekmekti. Her gün küllerinden doğmaya çalışmaktı. Ama ben yapamazdım. Ben her gün yeniden doğamazdım! Ben sevdiğim adam için her gün savaşırdım,evet. Ama onun gözyaşlarında boğulamazdım. Onunla c...