Bölüm-1

2 1 0
                                    


Yine bir okul günü çıktım evden. Herzaman ki gibi geç çıkmıştım evden ve okula yetişmek için boş yolda koşturuyodum. Tabi bölümüm sayesinde elimde boyum kadar cetvel ve kaģıtlarla koşmak ne kadar mümkünse. Tam okulun olduğu sokağa koşturarak giriyordum ki birden karşima birisi çıktı. Kendimi yerde buldum saçlarım önüme gelmişti ve önümü göremiyordum. Saclarimi yüzumden çektim ve kime çarptığımi görmek için kafamı kaldırdım. İlk defa görüyordum bu çocuğu. Maşallahi vardı yani. Gözler yeşil,kumral ve uzun boylu bu sakarlığim yuzunden çarptığım çocuk bana doğru sinirli bir şekilde bakıyordu. Çocuģu süzmeyi bırakıp nihayet konuşabilmiştim;

--Çok ö özür dilerim. Şey benim ace-

--Bidahakine önüne baksan iyi olur. Yoksa insanları bu elindekilerle öldürebilirsin.

Alay edercesine güldü.
Bu çocuğa çok gıcık oldum. Nerden geliyo ki bu özgüven. Ne yani yakışıklı olabilirsin ama bu senin ukala olacaģın anlamina mi geliyo. Bunların hepsimi böyle olur yaa. Böyle kendini beģenmiş inasanları ölduresim gelir . Ve altta kalmayıp çoktan ona ölümcül bakışlar atmaya başlamıstim bile.

--Özür diledik ya ne uzatıyosun.

Aslında yere düşen malzemelerimi toplamak ve hâla oturduğum yerden beni kaldırmak için yardım etmesini beklerken, çocuğun göz devirerek , arkasını dönüp yanımdan gecmesi de ayrı bi sinir krizi gecirmemi sağlamıştı.

--Seninle uğraşamam. Haa mümkünse birdaha karşılaşmayalım.

--İnsan bi yardım ederdi. Hayvan gibi çarptın bide hâla konuşuyo!!Öküzz!!

Son söylediğim kelimeyi duymasını umuyordum ama arkasına bile bakmadan gözden kayboldu. Hep boyle olur ya tanımadığın bir insan gününün mahfolmasına sebep olabiliyo işte. Neyse yapıştığım yerden zar zor kalkarak düşen esyalarımı toplamaya başladım. Telefonumun çaldığını duydum ve elime aldığımda ekranda melike yazısını gördüm ve hemen telefonu açtım çünkü sinirden çıldırmak üzereydim ve birisine anlatmam gerekiyodu. Telefonu actığımda endişeli bir ses duydum;

--Kızım nerdesin sen kaç defa aradım. Derse de gelmedin. Bişe mi oldu?? Lan cevap versenee

--Bi öküz yüzünden kaldırıma yapışıp kaldım melike. Çocuk gelip çarpıyo bana. Özur diliyorun bak ben birinden özür diliyorum. Ama çocugun dediģi seyi biliyo musun seninle uğraşamam mümkünse birdaha karşılaşmayalım diyor bide. Ay ben çok meraklıydım sana artist yaa. Sabah sabah olana bak. Ben senin yüzünden okuluma geç kalmışım.... öküzz ööök-

--Tamam kızım sakin olsana. Nerdesin sen? Ben mi geliyim yanina yoksa sen okula gelicek misin?

--Tamam geliyorum 10 dakikaya ordayım sınıfta görüşürüz.

Deyip telefonu kapattım. 10 dakikaya okulda olmuştum. Sınıfa girdim ve melikenin yanına oturdum. Konuşmuyodu ve meraklı gözlerle bana bakiyodu. Suskunluğumu bozdum;

--Ne var kızım ne bakiyosun far görmüş tavşan gibi.

--Telefonda konuşurken çıldırmıştın. Seni dinliyorum . Kim seni bu kadar sinirlendirdi bakiyim. Yakışıklı miydı bari hee anlat bakalım.

Sesinde alay sesmiştim ama yine de bise demedim.

--Ne yakışıklısı kızım. Yakışıklı olsa ne olacak. Yani birazıcık olabilir. Ama öküzün onde gideni...

Ve soluksuz bir şekilde herşeyi anlattıktan sonra yine melikenin her zaman olumlu ve yaraticı fikirlerine maruz kalmiştım.

--Kızım bayılma takliti yapsaydin yaa. Hiç bilmiyosun sen bu işleri baktın çocuk yakışıklı atıcan kendini yere tabi o seninle ilgilenicek . Arkadan duygusal müzik. Çaksın şimşekler. Ohooo

--Ne konuşuyosun melike yaa çocuk öküz diyorum öküuüzz.

--Yav oküz möküz. Kızım sonradan düzelirdi o gitti çocuk görüyon mu.

--Pooff

--Ne oflayıp pofluyon kızım. Saka bi yana ben senin iyiliģın için diyorum. Bir aydan beri düz yaşıyosun yapma bunu kendine be . Azcık konuş birilerinle illa sevgili ol falan demiyorum konus kafan dağılsın.

--İstemiyorum melike kimseyi. Ben hayatımdan memnunum. Başkasının da hayatımın içine sıçmasına izin veremem.

--Haklısın da ne bilim güzel olurdu. Belki mutlu olurdun.

--Ben böyle iyiyim melike.

Hoca gelmişti ve ikimizde susmuştuk. Melike bişey dememişti. Çünkü birbirimizi çok iyi tanıyoduk.
Arkadaş konusunda çok şanslı olduğumu söyleyebilirim. Öyle herksesin derdini sıkıntısını söyleyebileceği biri çıkmaz karşısına. 4 yildan beri tanıdığim ve benim herseyim olan biri var canimdan kanimdan saydığim. Birbirimizin gözunden anlardık bi sıkıntımız olduğunu. Arkamızı kollardık. Şu herkesin birbirinin arkasından konuştuğu insanlara inat birbirimize tutuyoduk...
Tenefüs zili çaldı. Melike herzamanki gibi acıkmiştı ve mızmizlaniyordu;

--Benim midemde solucan olduğundan şüphe ediyorum. Sen bu durum hakkında ne düşünüyosun hemdemim.

Bana arada hemdemim der. Anlamı da canciğer arkadaş demekmiş. Hoşuma gittiğini söyleyebilirim.

--Kantine gidiyorum sevdiģin çikolatadan alıyorum sende susuyorsun tamam mı.

--Yaaa seni çok seviyorum bee işte benim kardeşim.

Bana sülük gibi yapısıp yanaklarımı öpmeyi bıraktıktan sonra nihayet sınıftan çıkabilmıştim. Sinıfımız dördüncu kattaydı ve kantin de girişteydi. Öğrenciler merdivenlerden koşuştuyodu. Ben ise kücük adımlarla merdivenleri iniyordum. En son koştuģumda başima gelenleri hatırladım ve yine gözlerimden ateş çıkmaya başladı. İkinci kata gelmiştim ve bi tane sınıfın önünden geçiyordum ki sınıftan koşarak biri çıktı. Neyse ki son anda kurtulmuştum yere yapışmaktan. İki adım daha attım ve tam sınıfın kapısının önünden geçiyordum ki yine kendimi yerde buldum. Sabahkinden daha sert olmuştu çünkü bu sefer bana çarpmislardi. Hayır yani birisi bana beddua mı etmişti bi türlü ayakta duramıyodum. Yüzümü yukarıya döndüğümde hiç de yabanci olmayan bir yüzle karşılaştım. Şu an sadece yok olmayı diliyordum...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 12, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

YAZGIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin