1.Bölüm ; "Sesizlik, "
*kaos öncesi uzun sesizlik***
*
"H-hayr..hayır annem v-var benim. Annem! An-ne...!" ben bunları bağırırken, nefesiz bir şekilde ağlarken, yerde debelenirken o,
sadece gülüyordu. Çok çirkin bir gülümseme ile bana baktı."Hayır yok, ve olmayacak." Alayla ve zevkle. Sırıtdı ve devam etdi "Duydun mu beni ?" Sanki, benim ağlamamdan mutlu oluyormuşcasına tekrarladı "Olmayacak duydun mu beni dedim sana o***pu çocuğu.".O, aniden oturduğu cırıtılı sandalyeden kalktığında ben o cırıltının verdiği kulak tırmalayıcı sesle, korkuyla geriye sıçradım. Bu sıçramanın sonucunda ayağım arkamda olan sandalyeye takılarak arkaya doğru sendelendim ve yere düştüm. Karşıma baktığımdaysa, yavaşca benim üzerime doğru yürüyen bir dev gördüğümü sandım ve bir kere daha ne kadar cılız ve zayıf olduğumu hatırladım. Onun karşısındaki acizliğimi.
Ben sulu gözlerimi bir yere dikip daldığım sırada yüzümde hiss etdiğim bir yanma ile neye uğradımı şaşırdım. Yeniden ağlamaya başladım. Hemen sağ elimi tokat yediğim yanağıma yerleştirdim ve bir az ovaladım. Sanki ovalarsam geçicekmiş gibi.
"A-li vurma ." annem kırmızı renkte bir sıvıyla yerde yatarken zarzor konuştu adının Ali olduğunu öğrendim adam-devele. Annem kırmızı sıvının içerisinde sağ tarafında olan kitapı kırık parkenin içerisine koydu.
Ali denilen dev doğruca önümde durup bana bakarken, annemin söğlediyi şeyle kafasını sinirle çevirdi. Bir hışımla gidip annemin yanına çöktü, saçlarından tuttu ve k-kafasını yere sertce vurdu, sürükledi ve tekrar yere sert bir şekilde vurdu. Kırmızı sıvı dahada çoğaldı, yere durmadan damlıyordu az önce çığlık atan ve bağıran kadından çıt çıkmıyordu. Gözleri kapalıydı az önce kapatmışdı oysaki. "Annem! " Var gücümle ağlamaya devam etdim...
Akşam olana kadar, dakikalarca saatlerce polis ve ambulans arabaları gelene kadar o soğuk bedene umutla sarıldım, ağladım oysaki biliyordum bir daha bu beden bana gülümsemeyecek, sarılamayacak, hikayeler anlatamayacak olduğunu. . .
Anlamıştım o küçük yaşta kaybetmenin acısını.
*"İşte bu kadar." diye net bir cevap vermeye çalışarak karşımdaki doktor kadının merakını da gidermeye yetdiğini umuyordum.
"Emin misin? Başka birşey yaşamadığına ve ya hatırlamadığına yani?" dedi yaşlı kadın aynı soruyu bininci kez tekrar ederek.
Bıktım. Ben bıktım da bu kadın bıkmadı mı acaba. Bu kadarına dayanmam bile bir mucize. Veya biraz ikna çabalarının sonucu da diye biliriz bu olaya.
Oturduğum bordo renginde olan geniş koltuktan kalktım. Hep yaptığım gibi, açık kahve rengindeki saçlarımı elimle geriye doğru taradım. Bana bakan bir çift gözleri hiss etdiğimde ise önüme baktım.Doktor kadın hala bana merak içerisinde bakıyordu.
Ah gerçekten mi?
"E M İ N İ M. " sinirlenmem normal değil mi?
"Sinirlenmene gerek yok Ateş. Sadece bir soru sordum. Sorunlarını anlatmazsan çözemeyiz ki." hafif üzerinde olan şaşkınlığı iki saniye içerisinde bir kenara koyduktan sonra yüzüne sevmediğim bir gülümseme yerleştirdi. Sinir oldum iyi mi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUM "B×B"
Random\~ Aτeş zαrαr νerίr γακαr γικαr Mυmlαrın erimesίηe, ατeş Ateşi yakmak için, Bir küçük kıvılcım gerekir, ~Peki sen benim kıvılcımım olur musun? \~