Taslak 1

29 0 0
                                    

"Mutlu , neden yaşadığını bulmuş insana denir , mutluluk ise yasama amacına ulaşılan anda ki duyguya. Lakin neden mutlu olmaya çalıştığımız konusun da pek net oldugum söylenemez, oyle ki aklimi kurcalayın bir cok soru var.

Niye yaşıyoruz ? Amacımız ne ? Ölmemek için elimizden gelen herseyi yapmamızın , kendi isteğimizle gelmediğimiz bu gezegenden ayrılmamak bu kadar çabalama sebebimiz ne . Çalışıyor , yoruluyor , zengin oluyor , fakirlikten ölüyoruz ama ne icin ? Cocuklarımızı okusunlar , bilgili olsunlar , iş bulsunlar diye okullara gönderiyor , kendinden ağır çantalarının altında ezilmelerine izin veriyoruz , ama neden ?

Cogu 75 yıldan cok yasayamayacak olan toplumun baskısından diger bir değimle kendi yaptıklarımızın zavallı insanlar tarafından da benimsenmesini sağlamak icin kendi zevk ve isteklerimizden ödünler veriyoruz. Bir insan ne icin yaşar ? Hayır hayır gercekten , dini yargıları bir kenera bırakalım , biz neden yaşıyoruz ?

Ask ,tutku, seks, zevk , mutluluk , para ; bunlar neden önemli bizim icin ?

Dünyanın en zengin adamıda"

yazdım ve bıraktım. Parmaklarım daktilonun tuşlarından kalkmamaya başlamıştı. Biraz daha devam etseydim göz kapaklarım galip gelecek , yavaş yavaş kendimden geçecektim. Seyfi çoktan yatmıştı, yatak sıcaktı yani.

O an dişlerimi, daktilo başına geçmeden önce fırçaladıgım için kendimle gurur duydum.

Seyfinin yanına yavaşça sokuldum. Oh, yatak sıcakcıktı.Yumuşak yastığım ve yorganımın kıvrımları arasında mayıştım .Sanırım uykuya dalmamak için hiçbir bahanem yoktu.

Uyandığımda Seyfi çoktan kalkmıştı. Acemi aşçının sesleri mutfaktan yatak odasına kadar geliyordu.

Vücudumu gerebildigim kadar gerdim, kanımın damarlarımda hızlandığını , parmak uçlarımdan beynime kadar

dolaştığını hissedene kadar hareketsiz kaldım daha sonra hiç ayrılmak istemediğim yatağımdan kalktım.

Mutfağın kapısında dogrulup Seyfiye baktım. Hiç romantik bir adam değildi ama ayda yılda bir jestler yapıp çiçekler alır , kahvaltılar hazırlandı. Bügünde canı romantik olmak istemişti sevgili kocamın.

"Gunaydin" dedim , daha önce geldigimi fark etmemişti. "Günaydın hayatım " dedi. "Siyah mı , yeşil mi istersin? " diye sordu. Zeytin sevmediğimden çaydan bahsettigini anlamıştım. "Yeşil lütfen" diye tekrarladım. O sırada gözüm mikrodalganın üzerinde ki mektuplara takıldı. Seyfi zeki bir adamdı, bakışlarımdan ne düşündüğümü anlardı, mektuplara baktığımı görünce

" iki tanesi sana " dedi.

Mektuplara baktım , ilki bankadan gelmişti. Ikincisi ise beyaz bir zarftı ve üstünde yanlizca benim ismim yazılaydı, ne pul nede gönderenin adresi vardı. Merakla açtım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 09, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Taslak 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin