semerkant

1.8K 27 3
                                    

Kitap, Hasan Bin Sabbah, Nizamül Mülk ve Devrin hatta Dünya’nın belki şu anda en iyi alimi, bilgini filozofu olan Ömer Hayyam’ın aralarında geçen döngüyü çekişmeyi hırsı birbirleri ardına çevirdikleri politikaları  anlatıyor bir nevi biyografi gibi bir kitap… ..

Yaşam öykülerini anlatıyor. Devire nasıl damga vurduklarını harika bir dille işliyor.

Hırs, zeka ve Olgunluk … Güç kuvet, Akıl, ilim, İnanç ve saygınlık

Kavramları arasında dönüyor aslında…Kitap

Olgunluk ve güç, kuvvet : Nizamülmük’ü temsil ediyor

İnanç, zeka ve hırs: Hassan Bin Sabbah’ı

Saygınlık ve ilim: Ömer Hayyam’ı

…….

Özünü verdim şimdi detaylara iniyoruz… Birazcık aşşağıya inin benimle…

Tarih Selçukluların dünya’yı salladığı tarih… 1072-….

Ömer Hayyam, Semerkant’a gider. Orada dönemin önemli bir alimi  Cabir’i halk yerlerde tekmeler, döver. Bu durum karşısında Hayyam kalabalığı durdurmak ister.

Bu durum karşısında halk, Ömer Hayyam’ın kim olduğunu anlar ve onu Simyacı diye nitelendirip. Semerkand Kadısı Ebu tahirin huzuruna götürür. Filozofluk suç değil ama Simyacılık o dönem idama kadar götürülebilecek bir suç…  Tabi Ebu Tahir, Ömer Hayyam Hayranı biridir. Bu durum karşısında halkı Ömer Hayyam karşısında korur. Ve onun yanlış anlaşıldığını halka anlatır. Ve Ömer Hayyam’a Semerkantta kalmasını, Padişaha dönemin hanı Nasır han’a övgüler dökmesini ister.

Ömer sarayda ilim ve bilim çalışmalarına devam eder.

Bu çalışmalar sırasında. Bir kadın şair Nasırhan’a şiir okur. Ömer Hayyam bu kadına aşık olur. Bu kadının adı “cihan”dır…

Saray’da Nasır Hanla da dost olan Ömer, O sıralar Şey terimini kullanmış yani ‘x’ bulmuştur. 3. Derece denkemleri temel alan eserini burada yazmıştır.

O sıralar Selçuklu Devletinin başında bulunan Çağrı bey’in oğlu Alparslan Semerkantı kuşatmıştır.

Sayıca Semerkanttan üstün olan Alparslan, Harezmli Yusuf adında bir asker çok uğraştırmıştır İmkansız bir direniş göstermiştir.

Alparslan bu askeri yakalatmıştır. Ve onu öldürürken Yusuf Savaş meydanında erlik göstermiş birini böyle bağlayarak öldürmenin doğru olmadığını söylemiş. Onu çözen eller, Alparslan okunu tam yusufun kafasına döndürürken yusuf, ayağının altına sakladığı bıçakla Alparslanı öldürmüştür. Yusufu orada lime lime etmişler ama nafile padişah dört gün acı çekerek ölmüş.

Ölümünün ardından tarihe geçen şu sözleri söylemiş…

Daha dün bir tepenin üstünden birliklerimi teftiş ediyordum, onların adımlarının altında yerin sarsıldığını hissettim ve kendi kendime, 'Şu cihanın hakimiyim! Benimle kim boy ölçüşebilir ..' dedim. Allah bu kibirime bu böbürlenmeme karşı, insanların en sefilini , yenilmiş, esir düşmüş bir adamı, bir idam mahkumunu saldı üzerime ;  o benden daha güçlü çıktı, vurdu devirdi beni tahtımdan, aldı canımı….

Ömer Hayyam, Ebu tahir tarafında, ağzını tutup, dilindekileri kitapa dökmesi için ona kadife tüyünden bir kitap vermişti… Ömer Hayyam, Alparslan’ın ardından şu rubaiyi yazmıştır…

Her gün biri çıkar, başlar, benim ben demeye,
Altınları, gümüşleriyle övünmeye.
Tam işleri dilediği düzene girer,
Ecel çıkıverir pusudan: Benim ben, diye.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 11, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

semerkantHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin