17. Bölüm

725 75 27
                                    

You got me at your mercy Now that I'm in love with you  

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

You got me at your mercy
Now that I'm in love with you 
 

Elvis Presley-I Beg of You




"Orospu!"

"İbne!"

"İşe yaramaz pislik!"

"Kaltak!"

"Neden hala buradasın?!"

Sehun, sırtını Jongin'in göğsüne dayamış, esmerin bacaklarının arasında rahat bir pozisyonda yatağının üzerinde oturuyordu. Jongin'in kolları tarafından sarılmış bedeni sıcaklamıştı. Odadaki iki ayrı giyotin pencelerin açık olması duruma hiç yardımcı olmuyor, yanaklarının pembeleşmesine engel olamıyordu.

"Bu rahatsız edici olmaya başladı." Dedi. Rahatlatıcı olması gereken kolların arasında geriliyordu. Dudaklarını kemirmekten derisi soyulmuş, dişleri ağrımaya başlamıştı. Gözlerini kaçırıp durduğu ekran yine de duyduklarıyla midesinin bulanmasına sebep oluyordu. Kaçamak bir bakış attığı ekranda hakaretlere uğrayan karakter suratına yumruk yemiş, acıyla inliyordu.

"Kapatalım mı?" diye sorup cevabını beklemeyen esmer, yerinden kalktı ve küçük, tüplü televizyonun önündeki tuşa basıp siyah beyaz filmi karanlığa gömdü. Dönüp yatağın kenarına, Sehun'a yakın ucuna çöktü.

"Bunun keyifli bir şey olması gerekiyordu." Dedi Sehun.

"Sanırım rastgele çıkan bir filmi izlemek pek akıllıca değildi. Gerçi başındaki olaylardan buraya geleceğini anlamalıydık." Dedi düşünceli bir ifadeyle.

Sehun komodinin üzerinden aldığı sigarasını yakıp kafasını sallayarak sevgilisini onayladı. Bedenlerinin üst kısmı çıplak olan ikili, sevişmelerinin sonrasında uzunca bir süre yatakta yuvarlanmış, birbirlerine sarılıp kısa süreli kestirmiş, uyandıklarında yataktan kalkmak için fazlasıyla tembel hissettiklerinden en sonunda da televizyonu açıp vakti biraz da öyle kollarının arasında öldürmeye karar vermişlerdi. İlk çıkan filmi izlemeye karar vermeleriyse büyük talihsizlikti. Lakin film içlerinde bulundukları tatlı duruma karşı oldukça karanlık bir temaya sahip çıkmıştı.

"Bir şeyler yiyelim mi? Ben acıktım."

Yerde yatan Rolling Stones baskılı siyah tişörtünü üzerine geçiren Jongin, sevgilisinin ona katılmasını merdivenlerin başında bekledi. Sehun da dudaklarının arasına sıkıştırdığı sigarasıyla yerden aldığı renkli yatay çizgili tişörtü giyip aşağı indiler. Hava fazlasıyla sıcak olduğunda altlarına bir şey girmeyi lüzumsuz bulan ikili, anlaşmış gibi boxerlarıyla kalmayı tercih etmişlerdi.

"Basit bir şeyler hazırlıyorum." Diye seslendi Sehun.

"Olur."

Sehun mutfağa yönelirken, Jongin pencere kenarındaki kitaplığa gidip plakları kurcaladı. Elvis Presley'de karar kılıp, karton kapaktan plağı çıkarıp pikabın iğnesini kaldırıp yerleştirdi. Hafif cızırtı ve sonrasında gelen ezgilerin kulaklarını doldurmasına keyifli bir iç çekti.

Half Awake Half AsleepHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin