Bölümler biraz kısa olabilir ama bölümleri seri yazmaya çalışıcam. İyi okumalar ^^
~ Lucy' nin Ağzından ~
- Saat kaç acaba ?
Yataktan kalkar kalkmaz, yerde yatan pembe saçlarıyla ve kaslı yarı çıplak vücuduyla Salamender' ı ve kedisi Happy' yi gördüm. Büyük bir sinirle:
- Sizin burda ne işiniz var ? Eviniz yok mu sizin ?! diye bağırarak ikisinide tekmemle duvara yapıştırdım.
- Çok gürültücüsün Lucy ...
-Salamender yani Natsu Dragnell. Bir ejderha avcısıdır. Igneel adlı ateş ejderhası onu küçükken ormanda tek başına buşmuştur ve onu yetiştirmiştir. Ona okumayı, yazmayı ve ejderhaları yenebilecek büyüyü öğretmiştir. Fakat bir gün diğer ejderhalarla birlikte ortadan kaybolmuştur. O gün bugündür, Natsu babasını yani Igneel' i aramaktadır.-
Onu sarsarak:
- Uyansana Natsuu !! diye bağırdım.
- Bu kız bizi hiç uyutmuyor, Natsu ..
- Biliyorum, Happy ...
- Tabi uyutmam, BURASI BENİM EVİMM !!!
Bir an sessizlik oldu. Onların kalkıp gitmesinin beklerken, onlar çoktan masaya oturmuş benden kahvaltı istiyorlardı. Onlara o kadar bağırsam da onları çok seviyordum. Onlar benim takım arkadaşımdı nasıl olsa. Yani başka bir sebep- neyse... Neşeyle:
- Ne yemek istiyorsunuz bakalım? diye sordum.
- Et !
- Balık !
- Kahvaltıda mı ? -,-
- Aye ! dediler aynı anda. -"Aye" Happy' nin anlamsız bir lafıdır. Genelde "evet" ya da "tamam" anlamına gelir."Ay" diye okunur.-
- İyi.. Sanki beni uğraştırmak için elinden geleni yapıyosunuz.
- Aye !
Onlar koltuklarda yayılmışken bende dolaptan et ve balık aldım. Dolabın kapağını kapatıp başımı yana çevirdiğimde karşımda Natsu' nun kocaman sırıtışıyla birlikte suratını gördüm.
- Yardım edeyim mi ?
- Gerek yok ! dedim hemen. Ve ocağın olduğu yere gittim. Tuhaf olansa kızarmıştım. Nedeni bir erkeğin benim yüzüme (az önce) çok yakın olmasıydı herhalde. Sonuçta şu ana kadar kimseyle öpüşmemiştim bile.. Neyse.
- Hadi amaa ! hemen yanımda belirmişti.
- Gerek yok dedim ya !
- Ocağı güzel yakarım, biliyorsun.
- Peki, nasıl istersen ..
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Sonunda loncaya gelmiştik. Loncaya girer girmez Lisanna Natsu' ya sarıldı. Natsu da karşılık verdi. Tabii bu normaldi, çünkü onlar Natsu Fairy Tail' e katıldığından beri arkadaştılar. Ve birbirlerine (küçükken de olsa) evlenme sözü vermişlerdi. Lisanna' yı sevmiyor değilim. Sonuçta beyaz saçları ve mavi gözleriyle tatlı ve sevecen bir kızdı ama.. Bazen ikisini birlikte görünce- ne diyorum ben?!
Neyse ben de, Natsu Lisanna' nın yanına oturunca, Gray ve Juvia' nın yanına oturdum. -Gray Fullbuster. Bir buz büyücüsüdür. Juvia Lockser. Bir su büyücüsüdür ve Gray' i sevmektedir (Bu yüzden yanında oturmaktadır.).Gray ise bunun farkında olmasına rağmen görüşünü bildirmemektedir. Ayrıca hiç bir zaman Juvia' yı dışlamamaktadır. Juvia bir çok kez Lucy' ye kızmıştır. Çünkü onların fazla yakın olduklarını düşünmektedir.- Juvia'nı kızabileceğini düşündüğümden Juvia' nın yanına oturdum. Aslında ikisi çok yakışıyordu. Saç renkleri bile benzerdi. Gray lacivert, Juvia mavi. Ne güzel ! Keşke bizd- AT ŞU FİKİRLERİ KAFANDAN LUCY! Evet, doğru kendi çapımda kavga ediyorum; KENDİMLE !
- Günaydın Lucy ! dediler. Gülümsedim sadece.
- Bir sorun mu var? diye sordu Juvia.
- Hayır, sadece biraz başım ağrıyor.
- İstersen Wendy' ye git. Belki seni iyileştirir. diye öneride bulundu Gray.
- Sanırım öyle yapmalıyım. Neyse görüşürüz.
- Görüşürüz ! dediler. Yanlarından ayrılırken Juvia' nın Gray' e onu ne kadar sevdiğini ( yine ) itiraf ettiğini duydum. Keşke Gray kesin görüşünü bildirse, kızarmaktan başka bir şey yaptığı yok !
~ Natsu'nun Ağzından ~
Loncaya girdiğimizde birden Lucy' nin yüzünün asıldığını farkettim. Yanımıza da gelmedi..Yanlış bir şey mi yaptım acaba? Yoksa Lisanna'dan dolayı- saçmalamaktan başka bir şey yapmıyorum zaten. Sanki o beni seviyor da..
- Bir şey mi oldu, Natsu ? Lisanna' nın sorusuyla kendime geldim.
- Hayır, sadece biraz başım eğrıyor. En iyisi ben bir Wendy' ye gidiyim.
- Peki, geçmiş olsun ..
Giderken Happy' nin Lisanna' ya " Ondan hoşlanıyorsuunnn ~" deyişini ve Lisanna' nın ona " Kapa çeneni !" deyişini.
